WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Grup Madenlerin 2020 Yılı Ocak Başı Satış Fiyatı'' başlığı altında ilan edilen diaspor kristallerine ilişkin ocak başı satış fiyatının 16.000,00 TL/Kg olarak belirlenmesine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir....

    Müdürlüğü'nün 2007/1364 sayılı dosyası üzerinden hazırlanan derece kararında satış bedelinin şikayet edilene ait dosya alacağı ile müvekkili vergi dairesi arasında paylaştırıldığını, haczedilen taşınmazın iki yıl içerisinde satışının istenmesi ve satış masraflarının yatırılması geretiğini, ilgili dosyada bir kısım satış avansları yatırılmışsa da bunların hacizli taşınmazın satışına ilişkin olmayıp, dosya borçlularından birinin menkul mallarının satımı için yatırıldığını, avans yatırılmadığı için uygun bir satış talebinden söz edilemeyeceğini, ilgili dosyada haczin düştüğünü, bu nedenle derece kararında pay ayrılmasının hukuka aykırı olduğunu, satış bedelinin tümünün müvekkili vergi dairesine ayrılması gerektiğini ileri sürerek, derece kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, iki yıl içinde satış istendiğini ve satış avansının dosyaya depo edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. ......

      Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/264 Esas sayılı dosyasında 12/03/2020 tarihli satış kararında, birinci satış tarihinin 05/05/2020, ikinci satış gününün ise 03/06/2020 olduğu, her iki satış günü de 7226 Sayılı Kanunda öngörülen ve 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile uzatılan durma süresi içerisinde kaldığından satışın icra edilemediği, durma süresinin sonunda icra müdürlüğünce resen 18/06/2020 tarihli satış kararı alındığı, söz konusu satış kararında ilanın e-satış portalında yapılması ile sair ilan ve tebliğlere yer verilmekle birlikte gazete ilanı yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar alındığı, satış ilanının e satış portalında 18/06/2020 - 12/08/2020 tarihleri arasında ilan edildiği, taşınmazın birinci artırma tarihi olan 12/08/2020 tarihinde ihale edildiği görülmüştür....

        tarihinde satış avansı yatırıldığı anlaşılmıştır....

          Davacı vekili ayrıca tüm borçlulara icra emri tebliğ edilmeden, satış talebinde bulunulduğu ve satış kararı verildiğini belirtmiş ise de, davacıya icra emrinin 21/06/2019 tarihinde TK'nın 21/2 maddesine göre, borçlu şirkete 10/01/2020 tarihinde, borçlu Ali Şenocak'a 21/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilince 27/01/2020 tarihinde satış talep edildiği, 31/01/2020 tarihinde 15.000,00 TL satış avansının yatırıldığı, 27/02/2020 tarihin de satış kararı verildiği, dolayısıyla en son borçlu şirkete tebliğ tarihi olan 10/01/2020 tarihinden sonra 27/01/2020 tarihinde satış talep edildiğinden, bu istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir....

          Ancak, lehine şerh konulan kişiye şerhten sonra taşınmaza malik olanlara karşı satış sözleşmesini ileri sürme olanağı tanır. Ne var ki, somut olayda davacı ...’in satış vaadi borçlusu davalı ... aleyhine Alanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/510 esasında kayıtlı davayı açarak, satış vaadi sözleşmesi nedeniyle ödemiş olduğu bedelin istirdatını istediği bu davanın da derdest olduğu görülmektedir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa hak ve borçlar yükleyen tam iki yanlı sözleşme türlerindendir. Sözleşme henüz ifa edilmeden vaad alacaklısı olan davalı ödemiş olduğu satış bedelinin istirdatını istemiş olduğundan dayandığı 4.6.1998 günlü satış vaadi sözleşmesinden dönmüş sayılır. Satış vaadi sözleşmesiyle sağladığı ifa menfaatinden dönen alacaklı artık sözleşmenin tapuya şerh verilmesiyle kazanacağı haklardan yararlanamaz. Böyle olunca, satış vaadi sözleşmesinin şerhi istemiyle açılan davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması doğru olmamıştır....

            Satış, yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenemez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip düşer." düzenlemesi yer alır. Somut olayda; İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte borçluya 04.12.2007 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 03.02.2009 tarihinde taşınmazın kıymet takdiri raporu borçluya tebliğ edilmiş, 10.11.2009 tarihinde taşınmazın satışı talebinde bulunulmuş ve satış avansı yatırılmış, ancak alacaklı vekilince 12.01.2010 tarihinde satışın düşürülmesi talebinde bulunulmuş, İcra Müdürlüğünce de satış düşürülmüştür. Son olarak 12.10.2010 tarihinde yeniden satış talep edilmiş, bu talep üzerine 1. satış günü 22.11.2010 ve 2. satış günü 02.12.2010 olarak karar verilmiş katılım olmadığından satış düşmüştür. Son olarak 02.01.2012 tarihinde tekrar satış talep edilmiştir....

              Anılan yasal düzenleme uyarınca; süresi içinde yapılmış olan satış talebi, alacaklı tarafından bir defa geri alınabilir. Bu durumda, satış talebini geri alan alacaklı ancak, icra emrinin tebliğ tarihinden itibaren kalan satış isteme süresi içinde yeniden satış isteyebilir. Somut olayda, icra emrinin borçluya 29.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve alacaklı tarafından 22.09.2014 tarihinde ipotekli taşınmazın satışı talebinde bulunularak 24.09.2014 tarihinde de 3.000,00 TL satış avansının yatırıldığı görülmektedir. Öte yandan, yasal bir yıllık süre içerisinde satış istenmiş ise de; alacaklı yanca anılan satış talebinin 17.11.2014 tarihinde geri alındığı ve 20.04.2015 tarihinde tekrar satış talep edilerek 21.04.2015 tarihinde satış masrafının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış talebini geri alan alacaklı tarafından icra emrinin tebliğinden itibaren kalan satış isteme süresinde yeniden satış isteminde bulunulmadığı açıktır....

                Dairemizin değişen içtihatlarına göre, anılan maddede düzenlenen bir ve iki yıllık sürelerin hesabında ödeme-icra emrinin tebliğinden itibaren ilk satış talep tarihi esas alınmaktadır. Somut olayda, örnek 6 numaralı ödeme emrinin borçluya 30.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekili tarafından ilk olarak 09.11.2012 tarihli dilekçe ile satış talebinde bulunulduğu ve süresi içinde geçerli satış avansı yatırıldığı; satış kararı verilerek satış günlerinin belirlendiği, ancak 18.02.2013 günü yapılan birinci artırma ile 28.02.2013 günü yapılan ikinci artırmada alıcı çıkmadığından İİK'nun 129/3. maddesine göre satış talebinin düştüğü görülmektedir....

                  satışın istenerek satış avansının yatırıldığı, satış talebi ile sürenin durduğu,10/10/2012 tarihli 2. artırmada satışın düşmesi üzerine durmuş olan satış isteme süresinin kaldığı yerden işlemeye devam ettiği, ancak alacaklı vekilinin kalan satış talebi süresi içinde yeniden satış talebinde bulunabileceği, alacaklı vekilince 22/01/2013 tarihinde yeniden satış talebinde bulunulduğu, yasal satış isteme süresinin bu tarihten önce dolduğu ve haczin düştüğü gerekçesiyle mahkemece ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır. 10/10/2012 tarihli 2.artırmada satışın düşmesi üzerine yeniden 1 yıllık satış isteme süresi başlayacak olup, mahkemenin satış isteme süresinin kaldığı yerden devam edileceğine yönelik tespiti doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu