WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değildir. Ancak icra müdürlüğünce verilen satış kararında aksi yönde bir karar verildiği takdirde tebliğ işleminin geçerli olup olmadığının araştırılması gereklidir. Yani, icra müdürünün menkul ihalelerinde zorunlu olmamasına rağmen satış ilanının tebliğine karar vermesi halinde artık borçluya satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ihalenin geçerlilik şartı olacaktır. Somut olayda, 19.11.2014 tarihli satış kararında “yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere bilgi mahiyetinde tebliğine” karar verilmiş olup, tebligatın bir amacının da bilgilendirme olduğu düşünüldüğünde, satış kararındaki “bilgi mahiyetinde” ifadesinden tebligatın yapılıp yapılmamasının ihaleye etkisi bulunmadığı sonucu çıkarılamaz....

    Somut olayda, satış ilanının hissedarlardan davacı T2 04/02/2020 tarihinde, davacı T1 07/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, dava konusu ihalenin 05/02/2020 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı T2 satış ilanı tebliğ tarihi ile ihale günü arasında makul bir süre olmadığı gibi, diğer davacıya ihale tarihinden sonra tebliğ edildiğinden, davacıların satış hazırlığı işlemlerine karşı şikayet hakkını kullanması, satışa hazırlanması ve satışa katılımı arttıracak çalışmalarda bulunması engellenmiş olup, satış ilanının ihaleden önce usulüne uygun olarak tebliği koşulunun gerçekleştiğinden bahsedilemez. Satış dosyası kapsamında davacıların satış gününden makul süre öncesinde haberdar olduğuna ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı gibi, davacıların diğer hissedarlar ile aralarında akrabalık bağının olması sonuca etkili olmadığından, İİK'nın 127. maddesi uyarınca satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

    Bu durumda, ilk satış talebi yasal süresinde yapıldığına ve satış talebinin geri alınması da söz konusu olmadığına göre, sonraki satış talebinin bir yıllık sürede olmaması sonuca etkili olmayıp, yasada belirtilen sürenin satış talebi için öngörülmesi karşısında; satışın aynı süre içerisinde yapılmamış olması, usulüne uygun satış talebini ortadan kaldırmadığı gibi takibin İİK'nun 150/e maddesi gereğince düşmesi sonucunu doğurmaz.” denilmektedir....

    Satış kararının incelenmesinde " taşınır mal olması nedeni ile tebliğ zorunluluğu bulunmamakta olup satış ilanının tebliğ edilmemesi satış neticesine engel olmamak kaydı ile satış ilanının hazırlanarak ilgililere bilgi mahiyetinde tebligat gönderilmesine ,satış ilanı tebligatı iade gelse dahi satışa devam olunmasına" karar verildiği anlaşılmıştır. Davacıya satış kararı uyarınca satış ilanının tebliğe çıkarıldığı tebligatın bila tebliğ döndüğü anlaşılmıştır. Satış kararında satış ilanının tebliğ edilmemesi hali satış neticesine engel olmamak kaydı ile satış ilanının ilgililere tebliğine karar verildiği ancak satış ilanının 30.09.2020 tarihinde değişen ve İstanbul Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen "Şehremini Mah. Dervişpaşa sok. Özmengen apt no.13 C Fatih/İstanbul" adresine tebliğe gönderilmemesi nedeni ile satış kararının gereğinin yerine getirildiği kabul edilemez....

    değerlendirilemeyeceğini, satış talebinde bulunulmadan alacaklının satış avansı adı altında para yatırmasının satış talebi olarak kabul edilemeyeceğini, haczin düştüğünü belirterek 09.10.2019 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    D A N I Ş T A Y DÖRDÜNCÜ DAİRE Esas No : 1998/3052 Karar No: 1999/1258 Temyiz Eden : … Karşı Taraf : Kocasinan Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL İstemin Özeti : Nakliyecilik yapan yükümlünün 1994 yılında sattığı 3 adet kamyon için düzenlediği faturalardaki satış bedelinin noter satış sözleşmesinde gösterilen satış bedelinden düşük olması nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak bulunan matrah farkı üzerinden davacı adına gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. …....

      . maddesi kapsamında satış masraflarını karşılamadığından bahisle başvurunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir....

        Somut olayda, şikayet olunan alacaklı tarafından bir yıllık kanuni süre içinde satış istendiği, satış avansının İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 6 ncı ve 61 nci maddesinde belirlendiği şekilde para olarak yatırıldığı, satış talebi üzerine icra memuru taşınırın (aracın) henüz elde olmadığı, satışın bu nedenle yapılamayacağı gerekçesiyle satış talebini reddettiği dosya kapsamı ile sabittir. Sayın çoğunluk; icra memurunun ret kararının şikayet yolu ile icra hakimi huzuruna getirilmemesi nedeniyle satış isteminin geçersiz olduğunu, bu nedenle de haczin düştüğünü kabul etmektedir. İİK'nun 106. maddesi ile alacaklının takibi sürüncemede bırakmaması amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak alacaklı tarafından satış talebinde bulunulmuş, avans da yatırılmıştır. Satış talebinin red gerekçesi aracın elde olmamasıdır....

          İİK'nun 110. maddesinde ise; kanuni müddet içinde satış talep edilmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme kapsamında, icra müdürlüğünden hacizli malın satışının süresinde istenilmesi yeterli olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığı satış talebinin reddini gerektirmez. Başka bir anlatımla satış şartlarının oluşup oluşmadığının, satış talebinden ayrı olarak değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda; takibin kesinleşmesi üzerine, borçlunun aracına 09.04.2015 tarihinde haciz konulduğu, alacaklının ise, 28.05.2015 tarihinde (süresinde) satış talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacaklı tarafından süresinde satış istenmiş olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığı ya da kıymet takdirinin yapılmamış olması satış talebinde bulunulmasına engel değildir. Ancak icra müdürlüğünce satış şartlarının oluşup oluşmadığının, yeniden kıymet takdirinin yapılmasının gerekip gerekmediğinin ayrıca değerlendirilmesi zorunludur....

            Taraflar arasında 31.12.2004 tarihinde biçimine uygun olarak düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde davalı, murisi ... ...den intikal eden miras hisselerini davacıya satmayı vaadetmiştir. Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlarla ilgili olarak Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan ortaklığın giderilmesi davasında satış kararı verilmiş olup, satış memurluğu tarafından satış işlemlerine başlanmış bulunduğundan davalı hisselerinin adına tescilini ve satış memurluğunun 2005/10 esas dosyasındaki taşınmazların satışının durdurulmasını istemiştir. Yargılama devam ederken satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazlar satılmış ve bedeli banka hesabına yatırılmıştır. Davacıya davalının muvafakatı ve mahkeme kararı ile Bankaya yatırılmış olan paranın 5682 YTL. dışındaki kısmı ödenmiştir. Davacı, taşınmazlar satıldğıından istemini bedele dönüştürerek 5682 YTL'nin ödenmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu