Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

değerlendirilemeyeceğini, satış talebinde bulunulmadan alacaklının satış avansı adı altında para yatırmasının satış talebi olarak kabul edilemeyeceğini, haczin düştüğünü belirterek 09.10.2019 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

D A N I Ş T A Y DÖRDÜNCÜ DAİRE Esas No : 1998/3052 Karar No: 1999/1258 Temyiz Eden : … Karşı Taraf : Kocasinan Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL İstemin Özeti : Nakliyecilik yapan yükümlünün 1994 yılında sattığı 3 adet kamyon için düzenlediği faturalardaki satış bedelinin noter satış sözleşmesinde gösterilen satış bedelinden düşük olması nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak bulunan matrah farkı üzerinden davacı adına gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. …....

    . maddesi kapsamında satış masraflarını karşılamadığından bahisle başvurunun esastan reddine karar verildiği görülmektedir....

      Taraflar arasında 31.12.2004 tarihinde biçimine uygun olarak düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde davalı, murisi ... ...den intikal eden miras hisselerini davacıya satmayı vaadetmiştir. Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlarla ilgili olarak Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan ortaklığın giderilmesi davasında satış kararı verilmiş olup, satış memurluğu tarafından satış işlemlerine başlanmış bulunduğundan davalı hisselerinin adına tescilini ve satış memurluğunun 2005/10 esas dosyasındaki taşınmazların satışının durdurulmasını istemiştir. Yargılama devam ederken satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmazlar satılmış ve bedeli banka hesabına yatırılmıştır. Davacıya davalının muvafakatı ve mahkeme kararı ile Bankaya yatırılmış olan paranın 5682 YTL. dışındaki kısmı ödenmiştir. Davacı, taşınmazlar satıldğıından istemini bedele dönüştürerek 5682 YTL'nin ödenmesini talep etmiştir....

        İİK'nun 110. maddesinde ise; kanuni müddet içinde satış talep edilmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme kapsamında, icra müdürlüğünden hacizli malın satışının süresinde istenilmesi yeterli olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığı satış talebinin reddini gerektirmez. Başka bir anlatımla satış şartlarının oluşup oluşmadığının, satış talebinden ayrı olarak değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda; takibin kesinleşmesi üzerine, borçlunun aracına 09.04.2015 tarihinde haciz konulduğu, alacaklının ise, 28.05.2015 tarihinde (süresinde) satış talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacaklı tarafından süresinde satış istenmiş olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığı ya da kıymet takdirinin yapılmamış olması satış talebinde bulunulmasına engel değildir. Ancak icra müdürlüğünce satış şartlarının oluşup oluşmadığının, yeniden kıymet takdirinin yapılmasının gerekip gerekmediğinin ayrıca değerlendirilmesi zorunludur....

          Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; İİK'nun 134.maddesinin 2. fıkrasında; "İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler" isteyebileceği hususu düzenlenmiştir. Satış ilanı tebliğ edilecek ve ihalenin feshini isteyecek ilgililer satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceğinden, bu tarihten sonra tapuya şerh konulması, lehine şerh konan kişiye satış ilanının tebliğ edilmesini gerektirmeyeceği gibi bu kişiye ihalenin feshi talebinde bulunma hakkını vermez. Somut olayda ise, satış dosyasının incelenmesinde, ihaleye konu taşınmaz hakkında 02.10.2014 tarihinde satış kararı alındığı, satış vaadi şerhinin ise 18.11.2014 tarihinde tapu kayıtlarına işlendiği anlaşılmıştır. Bu halde ise satış vaadi sözleşmesinin satış kararından sonra tapu kaydına tescil edildiğinden, satış vaadi alacaklısı, İİK.'...

            Somut olayda, şikayet olunan alacaklı tarafından bir yıllık kanuni süre içinde satış istendiği, satış avansının İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 6 ncı ve 61 nci maddesinde belirlendiği şekilde para olarak yatırıldığı, satış talebi üzerine icra memuru taşınırın (aracın) henüz elde olmadığı, satışın bu nedenle yapılamayacağı gerekçesiyle satış talebini reddettiği dosya kapsamı ile sabittir. Sayın çoğunluk; icra memurunun ret kararının şikayet yolu ile icra hakimi huzuruna getirilmemesi nedeniyle satış isteminin geçersiz olduğunu, bu nedenle de haczin düştüğünü kabul etmektedir. İİK'nun 106. maddesi ile alacaklının takibi sürüncemede bırakmaması amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak alacaklı tarafından satış talebinde bulunulmuş, avans da yatırılmıştır. Satış talebinin red gerekçesi aracın elde olmamasıdır....

              Diğer ilgililere tebligat yapılmamış olması, şikayetçiye değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir.Öte yandan, satış ilanının tebliğ edilmesi, kamu düzeninden olmadığından, şikayetçi tarafından ileri sürülmemesi halinde mahkemece re’sen nazara alınamaz.Ayrıca İİK.nun 127. maddesi uyarınca; satış ilanının borçluya, alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerine tebliği gerekip, satış ilanı tebliğ edilecek ilgililer, satış kararı tarihi itibariyle tapu sicili esas alınarak belirlenir. Bir diğer anlatımla, satış ilanı tebliğ edilmesi için, şikayetçinin, satış karar tarihi itibari ile tapu sicilinde kayıtlı (ilgili) olması zorunludur.Somut olayda, satış karar tarihi itibariyle ihale konusu taşınmazın tapu kaydında şikayetçi adına bir kayıt bulunmadığına göre, kendisine satış ilanının tebliği de gerekmez....

                Somut olayda, icra müdürlüğünce düzenlenen 26.12.2013 tarihli satış kararında; "Taşınır satışının bilgi amaçlı …. borçlu …….tebliğine, menkullerde taraflara tebliğ şartı olmadığından tebligatların bila dönmesi durumunda da satış işlemlerine devam edilmesine" karar verildiği, daha sonra borçluya 7201 sayılı TK'nun 12. ve 13. maddelerine aykırı olarak satış ilanının tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Taşınır ihalesinde, satış ilanı tebligatı zorunlu olmayıp, 26.12.2013 tarihli satış kararında bu hususa değinilerek, sadece bilgi amaçlı tebligat yapılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla borçlu, bu durumda, satış ilanının usulsüz olduğu iddiasıyla ihalenin feshi isteminde bulunamaz. O halde, mahkemece, borçlunun ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürdüğü diğer iddiasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  Satış isteme süresi, alacaklının satış talebi ile durduktan sonra, ihalenin feshedilmesi veya satışın düşmesi halinde süre kaldığı yerden işlemeye devam edecektir. Her ne kadar icra emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık sürede (9 ay 12 gün sonra ) satış talebinde bulunularak satış avansı yatırıldığı görülmüş ise de, 05.09.2018 tarihinde talep üzerine satışın düşürülmesine karar verildiği, ilk satış talebi ile duran satış isteme süresi kaldığı yerden işlemeye devam edeceğinden 1 yıllık süreden geriye kalan 2 ay 18 gün içinde satış talebinde bulunulması gerekirken bu süreye riayet edilmediği, kaldı ki, yeni bir satış isteme süresi başlatılsa dahi 1 yıllık süreden de sonra 20.09.2019 tarihinde satış talebinde bulunulduğu, dolayısıyla sürenin her halde geçirilmiş olduğu anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu