WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, taraflar arasında yapılan satış sisteminin “piramit satış sistemi” olduğu 6502 sayılı Kanunun m. 80/f.2 uyarınca piramit satış sisteminin yasal olmadığı yasal olmayan bir satış sisteminde, sözleşmelerde öngörülen hukuki korumadan bu sistemi işletenlerin yararlanmasının söz konusu olamayacağı ve davacının satın aldığı tatil hakkını henüz tecrübe etmemiş olduğu gerekçesiyle 10/02/2015 tarihli mesafeli satış sözleşmesinin iptali ile davacıdan tahsil edilen 4.510,00-TL'nin yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, mesafeli satış sözleşmesinin iptali ile satış ve ürün hazırlama bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

    Mahkemece, taraflar arasında yapılan satış sisteminin “piramit satış sistemi” olduğu 6502 sayılı Kanunun m. 80/f.2 uyarınca piramit satış sisteminin yasal olmadığı yasal olmayan bir satış sisteminde, sözleşmelerde öngörülen hukuki korumadan bu sistemi işletenlerin yararlanmasının söz konusu olamayacağı ve bu nedenle davacının süresinde cayma hakkını kullandığı gerekçesiyle 01/04/2015 tarihli mesafeli satış sözleşmesinin iptali ile davacıdan tahsil edilen 4.731,62 TL'nin yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, mesafeli satış sözleşmesinin iptali ile satış ve ürün hazırlama bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      Mahkemece, taraflar arasında yapılan satış sisteminin “piramit satış sistemi” olduğu 6502 sayılı Kanunun m. 80/f.2 uyarınca piramit satış sisteminin yasal olmadığı yasal olmayan bir satış sisteminde, sözleşmelerde öngörülen hukuki korumadan bu sistemi işletenlerin yararlanmasının söz konusu olamayacağı ve bu nedenle davacının süresinde cayma hakkını kullandığı gerekçesiyle 01/04/2015 tarihli mesafeli satış sözleşmesinin iptali ile davacıdan tahsil edilen 4.731.62-TL'nin yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, mesafeli satış sözleşmesinin iptali ile satış ve ürün hazırlama bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

        Davacı, 2301 parsel sayılı taşınmazdaki payı ile ilgili bu güne kadar hiçbir işlem yapmadığı, tapu müdürlüğüne dahi gitmediği halde, 31/03/1976 yılında yapılan işlem ile davalıya satılmış gibi gösterildiğini, annesinden intikal eden payını ne davalıya ne de bir başkasına sattığını, mühür yada parmak izi basmadığını, satışa ilişkin akit tablosunda yer alan parmak izinin kendisine ait olmadığını ileri sürüp, satış işleminin iptali ile işleme konu payın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, satış işleminin gerçek olduğunu ve bedelin ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

          Mahkemece, sözleşmenin 1 ay süre ile geçerli olmak üzere yapıldığı, taşınmaz devrinin 1 aylık süre dolduktan 13 gün sonra yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ( TBK ) 520 . maddesinde " Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. " düzenlemesine yer verilmiş olup, somut olay bu yasal düzenleme kapsamında değerlendirildiğinde, davacı emlakçının alıcı ve satıcı konumundaki davalıları bir araya getirdiği, ancak davacının ihtiyarında olmayan satış işleminin ise bir aylık süre geçtikten sonra gerçekleştirildiği, satış işleminin sözleşmede öngörülen 1 aylık süreden 13 gün sonra yapılmış olmasının davacı açısından sonuca bir etkisinin olmadığı anlaşılmaktadır....

            Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvavaalı satış işleminin iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalılar arasında akrabalık bağının bulunmaması yönündeki itiraz satış işlemi muvazaalı olduğu sabit olduğundan sonuca etkili olmamasına, göre davalı ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İster, İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları olsun ister BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davası olsun amaç, alacaklının alacağını tahsilini sağlamaktır. Bu nedenle, davacının, davası sabit olduğu takdirde, İİK.md.283/1 maddesinin kıyas yolu ile uygulanması sağlanarak, satışın takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptali gerekmektedir....

              henüz bir tahsis kararı alınmadığı, ileride doğabilecek hukuki ihtilafların önüne geçilebilmesi açısından satış işleminin iptal edilmesinin uygun olacağı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından gönderilen 05/12/2019 tarihli cevabi yazıda ise özetle, 313 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'ne göre kamu hizmetinde kullanılan Hazineye ait taşınmazların satışının mümkün olmaması nedeniyle satış işleminin iptal edilerek tahsil edilen satış bedelinin davacıya ödenmesi gerektiğinin ifade edilmesi üzerine Andırın Kaymakamlığı'nın … tarih ve … sayılı dava konusu işlemi ile 313 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği'ne göre kamu hizmetinde kullanılan Hazine taşınmazlarının satışının mümkün olmadığından bahisle davacıya yapılan satış işleminin iptal edilerek satış bedelinin satış tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya iade edilmesine karar verildiği; KASKİ tarafından her ne kadar 16/06/2020 tarihli yazıyla ikinci bir görüş yazısı düzenlenerek, taşınmaz üzerindeki depo (en az...

                Davada tasarrufun iptali sebeplerinin olması halinde İİK'nun 283/1. maddesi uyarınca iptal ve tescil olmaksızın, dava konusu gayrimenkule ilişkin hisselerin haciz ve satışına karar verilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece dava konusu gayrimenkulün davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya Kadıköy 6. İcra Müdürlüğü'nün 2003/7066 esas sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken kararda yalnızca tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değil res’en bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                  Asıl ve birleştirilen davada davacı, tecrübesizliği ve hile sonucu davalılardan ...’a vekaletname verdiğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak , paydaşı olduğu 435 parsel sayılı taşınmazdaki payını diğer davalı ...’a satış yolu ile temlik ettiğini, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar temlik işleminin davacının iradesi ile yapıldığını, taşınmazın ifraz edilerek oluşan yeni parsellerin taşınmazda harici hak sahibi olan kişiler adına tescil edildiğini, 2713 parsel sayılı taşınmazın da davacıya ait olduğunu ve bu parsel sayılı taşınmazın davacıya temlikinin yapılmak istendiğini fakat davacının bu temliki kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

                    Davalı karşı davacı alacaklı vekili, satış işleminin borcun doğum tarihinden sonra yapıldığını, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü, borçlu Şirketin alacaklılarından kurtulmak için tüm mal varlığını elinden çıkardığını belirterek istihkak davasının reddine, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabulü ile satış işleminin iptaline karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu