"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava hile ve sahtecilik sureti ile davalı adına tapuda yapılan satış işleminin iptali istemine ilişkin olduğundan 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi görevi 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE 25.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, 6183 sayılı Yasa gereğince alacağı karşılayacak miktarda satış işleminin iptali isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 10.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanları ...'ın maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazını, davalının babası ...'ı vekil tayin ederek, vekaleten yapılan satış işlemiyle davalı oğluna temlik ettiğini yapılan satış işleminin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ,borçlu ile davalı eşi arasındaki 21.12.2009 tarihli satış işleminin bedelsiz ve mal kaçırma amacıyla yapılmış olmasına,12.2.2010 tarihli tasarruf yönünden ise satış bedelinin ödendiğinin ispatlanamamasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Borçlu ile davalı eşi ... arasındaki 21.12.2009 tarihli satış işleminin muvazaalı olduğu belirlendiği halde hüküm fıkrasında sadece davalı ... ile.... arasındaki 12.2.2010 tarihli satışın iptaline karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı...
Davacı, kayden paydaşı olduğu 135 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin açtığı ortaklığın giderilmesi davası sonucunda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiğini, söz konusu karar uyarınca yapılan ihalede taşınmazın davalı hazineye satılarak adına tescil edildiğini, ancak, davalının ihale bedelini eksik ödediği gibi satış memurluğunca talepte bulunulmasına rağmen noksan miktarı yatırmadığını, bu suretle tescilin yolsuz hale geldiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir....
Noterliği'nde düzenlenen 27.09.1995 tarih ve 34221 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile davacı kooperatife satışını vadettiklerini, satış vaadi sözleşmesinin 2 nci maddesine göre tapudaki kat'i satışın imar durumu ve imar planları yapıldıktan sonra yapılacağını, satış vaadinin sözleşme uyarınca 26.10.1995 tarihinde tapuya şerh verildiğini, davalıların satış vaadinin iptali ve tapudaki satış vaadi şerhinin kaldırılması için ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtığını ancak davanın reddedildiğini, davalı arsa sahiplerinin bunun üzerine ... 2 nci Bölge Tapu Müdürlüğüne başvurarak satış vaadi şerhinin kaldırılmasını talep ettiklerini, ... Tapu Müdürlüğü'nün şerhten itibaren beş yıllık süre geçtiğinden bahisle 16.02.2007 tarihinde şerhi kaldırdığını, şerhin kaldırılması yolundaki başvurunun ve Tapu Müdürlüğü'nün şerhi kaldırmasının hukuka ve ... 11....
Tapu Müdürlüğünün 10/7/1997 tarih ve 980 yevmiye numaralı resmi senedi ile ... adına kayıtlı taşınmaz hisseleri ile veraseten iştirak paylarının tamamının ... evlatları ..., ..., ..., ..., ... ve ...’a eşit olarak bizzat satış suretiyle temlik edildiğinin görüldüğünü, satışın ...’ın nüfus kaydına dayalı olarak, senedin arka tarafına nüfus cüzdan seri numarası yazılmadan, parmak izi kullanılarak yapıldığını, yasal zorunluluk bulunmasına rağmen iki tanığın satışa iştirak etmediğini, satışa konu parsellerin bir kısmında kamulaştırma şerhleri bulunduğunu, ...’ın Suriye vatandaşı olduğu anlaşılmakla dava konusu taşınmazlarla ilgili yapılmış olan satış işleminin hükümsüz olduğunu, taşınmazlara TMK’nın 731. ve 575. maddeleri, 1062 sayılı Kanun ile bu Kanuna dayanılarak çıkarılan kararname hükümlerine göre Hazinece el konulması gerektiğini belirterek, 10/7/1997 tarihli satış işlemine istinaden tesis edilen tapu kayıtlarının iptali ile satışa konu taşınmazlardaki hisselerin ve veraseten iştirak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının icra mahkemesine şikayet yoluyla yaptığı başvurusunda; makul bir satış avansı yatırılarak yasal süresinde yaptığı satış talebini reddeden 11.09.2015 tarihli müdürlük işleminin iptali talep ettiği, mahkemece, taşınmazın kıymet takdirinin yapılmadığı, taşınmazın kıymet takdiri ve devamında yapılması gerekli işlemler yapılmadan satışının talep edilemeyeceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
mahkemece görmezden gelindiğini, iradelerin mahkeme tarafından belirtildiği şekilde ortak olduğu düşünülse dahi yapılan devir işleminin gerçek bir devir olmadığı hususu göz önünde bulundurularak telafisi imkansız zararlar doğmaması için devrin iptalinin gerektiğini, mahkemece paydaşların bedelsiz devir yaptıklarının kabul edildiğini, irade sakatlanarak vekaletname alındığından satış işleminin iptali gerektiğini, davalı vekil Ertan'ın gerçek bir satış yapmaması nedeniyle vekaleti kötüye kullandığının açık olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Mahkemece, haczin noter satışından sonra konulduğu, satışın alacaklıyı zarara uğratma kasdıyla yapıldığının ispat edilmediği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş; hüküm, Dairemizin 14.10.2010 gün ve 2010/4908-8239 sayılı ilamıyla, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasında kanuni hasım olan borçlunun dava dışı bırakılmasının yasaya aykırı olduğundan bahisle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yagılama sonunda; borçluya duruşma davetiyesi tebliğ edilerek asıl davanın reddine, tasarrufun iptaline yönelik karşı davanın kabulü ile borçlu ile 3.kişi arasındaki 17.10.2008 tarihli noter satış işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ve alacaklının İİK'nin 97/17 maddesi gereğince açtığı tasarrufun iptali davası niteliğindedir....