Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 07.10.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 19.08.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle 153 ada 8 parsel sayılı taşınmazdan davalıya ait hisseyi 40.000,00TL bedelle satın aldığını, 30.000,00TL'yi ödediğini, geriye kalan 10.000,00TL'yi ise daha sonra ödediğini beyan ederek davalıya ait hissenin iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir....

    Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olaya gelince; davalıların murisi satış vaadi borçlusu.....in, dava konusu 415 ada 12 parsel sayılı taşınmazda dava dışı ve satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan kardeşi ..... ile birlikte iştirak halinde mülkiyet şeklinde kendisine intikal eden miras hak ve payının 1/2'sini davacıya satmayı vaat ettiği anlaşılmıştır. Dava konusu 415 ada 12 sayılı parselin imar görmesiyle oluşan 4922 ada 3, 4 ve 7 ile 4921 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarda muris ....in mirasçısı olan davalılar ile birlikte satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan ....ile birlikte elbirliği ortaklığı şeklinde iştirak bozulmamış olarak kayıtlıdır....

      Bağlı olduğu taşınmazla beraber satış vaadi sözleşmesine konu teşkil ederlerse de yalnız başına satış vaadi sözleşmesinin konusu olamazlar. Bu tür malların bağlı olduğu esas taşınmaz ile birlikte taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu olabilmeleri bir zorunluluk değil yasal bir sonuçtur. Somut olaya gelince, 7330 ada 14 parsel sayılı taşınmaz tapuda arsa vasfı ile Şişli Belediyesi adına kayıtlıdır. Dosyaya, dava konusu taşınmazda gerek dava dışı ...'ın gerekse muris ...'ın hak sahibi olduğuna dair tapu tahsis belgesi sunulamamıştır. Talep, dava konusu taşınmazda bulunan 60 kapı no'lu gecekonduya yöneliktir. Satış vaadi sözleşmesine konu olamayacak bir muhdesatın temliki geçersiz olduğundan, muhdesattan kaynaklanan şahsi hakkın temlikine dayanılarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....

        Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, sözleşmenin borcun teminatı olarak düzenlendiğinden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

          Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava,satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Davacı, 4.6.1996 tarihinde noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalılardan ......

            Diğer taraftan, 431 ada 6 parsel sayılı taşınmaz tapuda “avlulu kargir ev” niteliği ile davalı adına kayıtlı olup, 26.07.2002 günlü satış vaadi sözleşmesine konu “güneydoğu cephede olan daire” taşınmazda kat ittifakı veya kat mülkiyeti kurulmadığından kayda yansımamıştır. Görülüyor ki, sözleşmede satışı vaad olunan taşınmaza ilişkin yeterli açıklık yoktur. Böylesine sözleşmelerin, ifa kabiliyeti olamayacağından bu gibi sözleşmeler geçerli kabul edilemez. Çünkü, “sözleşme konusunun belirli olması” unsuru da taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin geçerliliğinde aranan temel unsurlardandır. Ne var ki, Yargıtay uygulamasına göre, sözleşme konusunun belirli veya belirlenebilir olmaları gerekli ve yeterlidir. Somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde satışa konu yapılan yer (bağımsız bölüm) ferdileştirilerek gösterilmiş ve tarifi yapılmışsa, satış vaadi sözleşmesi konusunun muayyen bir borca ilişkin olacağının kabulü mümkündür....

              Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 20.04.2004 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek ise, satış vaadi sözleşmesiyle yapılan ödemenin faizi ile birlikte geri alınması istemine ilişkindir. Davalılar, satış vaadi sözleşmesinin alınan borç paranın teminatı olarak muvazaalı düzenlendiğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Karşı davalarında ise, taşınmaz satış vaadi ve menkul eşya satış sözleşmesinin iptalini, tapu kaydındaki şerhin terkinini, davacıya olan borç miktarının tespitini istemişlerdir. Mahkemece, asıl davanın reddine, satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkinine, davalıların ... Ltd. Şti.ne 196.277.867.900 TL. borçlu olduklarının tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve davalılardan ... Ltd. Şti. temyiz etmiştir. 1-Asıl davadaki istemin dayanağı, biçimine uygun düzenlenen 20.04.2004 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesidir....

                K A R A R Davacılar, sahip oldukları taşınmazdaki hisselerinin 3. bir kişiye piyasa değerinde satılması amacıyla davalı ...’e 06.08.2007 tarihinde vekaletname verdiklerini, davalının bu vekaletnameye dayanarak diğer davalı ...’ya taşınmazdaki hisselerini rayiç bedelin çok altında noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile sattığını, davalıların satış bedelini de vermediklerini, vekil ...’in üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek, yetkisini kötüye kullandığını belirterek davalılar arasında akdedilen satış vaadi sözleşmesinin hisseleri oranında iptalini istemiştir. Davalı ..., davacıların başından beri satış vaadi sözleşmesinden haberdar olduklarını, satış bedelini davacılara ödediğini, ancak davacı ... annesi olduğundan ödemeye ilişkin bir belge almadığını, davanın reddini dilemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.08.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı ..., satış vaadi sözleşmesinin gerçek olduğunu ancak satım bedelinin alıcı tarafından ödenmediğini, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ... ise satış vaadi sözleşmesinin şerhi işleminin kaldırılacağının söylendiğini, tapuyu bu koşulla aldığını, davanın reddini bildirmiştir. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesine rağmen tapuda satış yapılabileceğinden bahisle dava reddedilmiştir....

                    Dosya kapsamından, dava dayanağı 04.08.1955 gün ve 685 sayılı Şereflikoçhisar Noterliğince düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazlardaki hisselerin satış bedelinin 2.000 TL. olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.K.’nun 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. .../... -2- 2012/11300 2012/10951 Yargıtay H.G.K.'...

                      UYAP Entegrasyonu