Noterliğinin 17.02.2017 tarih ve 2599 yevmiye nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı tarafça İstanbul ili ... İlçesi, Yeşilkent Mah. 2945 ada, 49 parselde F2 Blok 13....
Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır.O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz satım sözleşmesinde objektif bakımdan esaslı nokta olarak tarafların adları veya temsilci ya da vekillerinin kimlikleri,satım konusu taşınmaz ve nitelikleri, semen ve hukuki sebebin resmi şekilde düzenlenecek senette yer alması gerekir. Demek ki taşınmaz satımında semen (satış bedeli) satım aktinin asgari objektif unsurları arasındadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından bakılırsa, semen; satışı vaat olunan taşınmazın bedeli, vaat alacaklısının da karşı edimidir....
Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince, dava konusu 9 No'lu bağımsız bölümün satışının vaad edildiği 20/12/2010 tarihli satış vaadi sözleşmesinin adi nitelikli olup yukarıda belirtildiği üzere resmi şekil koşuluna uygun olarak yapılmadığı anlaşıldığından mahkemece, tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmüştür. Ne var ki, satış vaadi sözleşmesine konu bağımsız bölüm maliki adına vekaleten belirtilen sözleşme akdedildiğinden, satış vaadi sözleşmesinde satış bedeli olarak ödendiği belirtilen miktar kadar vekil eden ile vekil sıfatı ile sözleşmede yer alan ve davayı kabul eden davalı ...'...
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile eşine vermiş olduğu vekaletname nedeniyle 2003 yılında satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, satış sözleşmesi imzalandıktan sonra davacının 17 yıl boyunca hiçbir talepte bulunmadığını, 2020 yılı 7. ayında tapunun kendisine devredilmesini talep ettiğini, paranın bu günkü değeriyle daha fazlasını verebileceğini tapuyu devredemeyeceğini söylediğini, dava konusu sözleşmeye konu değerin bugünkü değerinin 14.000,00 Euro olmasına rağmen kendisine 20.000,00 Euro vermeyi teklif ettiğini, ancak davacının bunu kabul etmediğini, davacının dayanmış olduğu satış vaadi sözleşmesi ile ölü doğduğunu, dava konusu parselin 10 yıl boyunca satış vaadine konu edilemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin de yasadan kaynaklı olarak geçersiz olduğunu, davacının davasının alacak yönünden reddini, tapu iptali ve tescil davasının da reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, dava konusu iptali istenen 21.02.2002 ve 30.04.2003 tarihli satış vaadi sözleşmelerinde açıkça yer aldığı gibi satış vaadlerinin Kartal .... Noterliğinin 19.08.1997 tarih ve 43647 yevmiye numaralı Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine dayandığı 19.08.1997 tarihli sözleşme ile geriye etkili olarak feshedildiğinden satış vaadi sözleşmelerinin dayanağı kalmadığı, davacıların HMK.'nın 114/1-h maddesine göre satış vaadi sözleşmelerinin iptali için dava açmalarında hukuki yararları bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve TBK’nın 19. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle satış vaadi sözleşmelerinin iptali istemine ilişkindir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratılanlar, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü, danışıklı olan bir hukuki işlem haksız eylem niteliğindedir....
Noterliği'nin 17/09/1988 tarih ve 15346 yevmiye no’lu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde bu parselin yer almadığını, davacı tarafın taraflar arasında sözlü olarak bu yerin satış vaadine konu edildiğini ve buna ilişkin vekaletname verildiğini ileri sürmüş iselerde satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartına tabi bir sözleşme olduğunu, sözlü anlaşma ile yapılmayacağını, Adana 6....
Bu nedenle somut olayda uygulanabilirliği söz konusu değildir. 818 sayılı Borçlar Kanununun 213. maddesinde taşınmaz satışının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanması şartı, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüş, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60/3 ve 89. maddeleri taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde yapılacağı kuralını getirmiştir. Davaya konu satış vaadi sözleşmeleri bu sıhhat şartına uygun olarak düzenlenmiş, bu anlamda geçerli sözleşmelerdir. Satış vaadi sözleşmeleri, tam iki tarafa borç yükleyen, kişisel hak doğuran sözleşmelerdendir. Kişisel borç doğuran sözleşme olması nedeniyle, satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için satış vaad edenin vaadin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. İştirak hâlindeki taşınmaz maldaki hisselerin de satışının vaadi geçerlidir....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesi 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve TMK'nın 1009. maddeleri gereğince tapu kayıtlarına şerh verilebilir. Kişisel hak sağlayan satış vaadi sözleşmesi tapu kaydına şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebilir....
yapılmış olup, satış vaadi sözleşmesinin içeriğinden satış vaadine konu bedellerinin davalılara ödendiğinin resmi ve yazılı belge olarak ortada olduğunu, bunun aksine yazılı ve resmi bir delil ortada olmadığını, Güncel tapu kayıtlarında tarafların pay ve oranları belli olduğu halde, davaya konu taşınmazların elbirliği mülkiyeti içinde olduğu ve satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kalmadığı gerekçesi ile davaya konu edilen satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının olmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....