Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, 24.7.1996 tarihli resmi senede göre, satış vaadi sözleşmelerinin borçlusu ... mirasçıları taşınmazı 200 hisse kabul ederek 40/200 hisseyi davacı ...'a tapuda devretmişlerdir. Resmi senette satış vaadi sözleşmesine bir atıf yapılmamış ise de, tapudaki bu pay devrinin satış vaadi sözleşmelerindeki edimin davalılar tarafından yerine getirilmesine yönelik olarak yapıldığı dosya kapsamından kuşkuya yer vermeyecek şekilde anlaşılmaktadır. Davacı tarafından bunun aksine bir kanıtda getirilmemiştir. Kaldı ki; her iki satış vaadi sözleşmesinde dairelerin 4/100'er arsa paylarının satışı vaadedildiği halde davalılar tarafından bunun üzeninde toplam 40/100 payın davacıya devredildiği de açıktır. Biçimine uygun düzenlenen satış vaadi sözleşmesine rağmen vaad borçlusu mülkiyet devir borcunu yerine getirmemişse vaad alacaklısı Türk Medeni Kanunun 716.maddesine dayanarak kaydın hükmen adına tescilini isteyebilir....

    Noterliğinin 21.05.1970 tarihli ve 5131 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazdaki zilyetliğini devrettiğini belirterek öncelikle taşınmaz üzerindeki hisselerin iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesindeki davalıların üzerinde kayıtlı bulunan hisselerin rayiç bedellerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ya da satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek davalılardan hisseleri oranında tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili, satış vaadi sözleşmesinin uygulanabilmesi için 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle "Fen bilirkişi ...'nın 08.05.2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 723m²'lik kısım yönünden dava konusu ... ......

      Noterliğinin 21.12.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi incelenmekle, satış vaadinde bulunanın davalı ..., satış vaadini kabul edenin ise dava dışı ... olduğu, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile her ne kadar ...'ın davacı adına işlem yaptığı iddia edilmiş olsa dahi satış vaadi sözleşmesinin vekaleten yapılmadığı, ayrıca sözleşmede taşınmazın ada ve parsel numarasının yazılı olmadığı, sözleşmenin yapıldığı tarihte taşınmazın tapusuz olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda; dava konusu satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuya kayıtlı olmadığı anlaşıldığından, sözleşmenin ifa olanağı bulunmamaktadır. İfa olanağı bulunmayan ve Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi uyarınca geçersiz sayılan bir sözleşmeye dayanılarak tescil hükmü kurulması mümkün olmayıp, vaat alacaklısı sözleşmeye dayalı olarak ödediği bedelin iadesini isteyebilir....

        Davalı vekili; davayı kabul etmediklerini, satış vaadi sözleşmesinin hata ve hile ile imzalatıldığını davalının damadı ile davacı şirket arasında gaz alımı için sözleşme yapıldığını, bu sözleşmenin teminatı olarak taşınmazların verildiğini ancak hile ile satış vaadi sözleşmesi imzalatıldığını, taşınmazların değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark olduğunu, müvekkilinin yaşlı ve ev hanımı olduğunu, ticaret ile ilişkisi bulunmadığını hatta tebligat evrakının damadı tarafından saklanarak müvekkiline ulaştırılmaması nedeniyle davadan geç haberdar olduklarını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının edimi ödemeden tescil talebinde bulunamayacağı gibi satış vaadi sözleşmesi imzalanırken tarafların gerçek iradesinin satış vaadi özleşmesi olmayıp davacı şirket nezdinde doğmuş ve doğacak borçların teminat altına almaya yönelik olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

          Mahallesi 152 ada 5 ve 6 numaralı parsellerin az yukarıda değinilen satış vaadi sözleşmesinde satışı vaadedilen 583 numaralı parselle tedavül ilişkisinin bulunmadığı, 583 parselin 152 ada 7 parselden başka gittisinin olmadığı saptanmıştır. Başka bir anlatımla 152 ada 5 ve 6 numaralı parseller satış vaadi sözleşmesinin kapsamında değildir. Bu nedenle mahkemece satış vaadi sözleşmesinin kapsamına girmeyen 152 ada 5 ve 6 parseller bakımından davanın kabulü doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 15.10.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Dava,satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden ... taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

              Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlemesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

                Hal böyle olunca, davacıların müdahalenin meni talebinin dışında kalan ve diğer taleplerini olan gayrımenkul satış vaadi sözleşmelerinin iptali talebinin, gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerini yasanın öngördüğü şekle uygun olarak yapıldığından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı ... ile yaptığı 15.11.2006 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereği bu davaya karşı sahsi hak sahibi olan ...'...

                  O halde; Mahkemece birleşen katkı payı alacağı davasının yazılı nedenlerle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından birleşen dosya davacısı ... vekilinin bu yöne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, Taraf vekillerinin satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; asıl dava ile karşı dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan isteme ilişkindir. Davacı vekili... 8. Noterliği'nce düzenlenen 05.04.2004 tarih ve 7416 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle bedeli alınmak suretiyle devredilen 1765 ada 1 parsel üzerindeki dört adet bağımsız bölümün tapu kaydının iptalini istemiş, karşı davada ise; satış vaadi sözleşmesinin karşılıksız olarak düzenlendiği, gerçekte böyle bir satış vaadi söz konusu olmadığı ileri sürülerek sözleşmenin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.12.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, taşınmazın 2510 sayılı İskan Kanununun 30. maddesi hükmü uyarınca 10 yıl süre ile satılamaz şerhinin bulunması nedeniyle devredilemediğini, sözleşme bedelinden bakiye 80.000 TL’nin de ödenmediğini, satış vaadi sözleşmesini 08.03.2006 günlü ihtarname ile feshettiğini, davanın reddini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu