WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalılar- birleştirilen dosya davacılarından ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.03.2017 tarih, 2016/9241 Esas, 2017/2126 Karar sayılı ilamıyla, “Somut olaya gelince; asıl dava satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise satış vaadi sözleşmesinin iptali, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Davalı- birleştirilen davacılar satış vaadi sözleşmesinin vekilleri ... tarafından muvazaalı olarak davacı- birleştirilen davacıların murisi ... ile el ve işbirliği içinde bulunularak yapıldığını ileri sürmüştür....

    Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 14.03.1974 günlü biçimine uygun düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ve 21.02.2007 tarihinde davalı ... tarafından diğer davalılar lehine tapuda gerçekleştirilen temliki işlemin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve (murisleri adına) tescili istemine ilişkindir. Bir kısım davalılar, satış vaadi sözleşmesinin tanzim tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca tapuda iyiniyetli malik olarak mülkiyet hakkını edindiklerini söyleyerek davanın reddini istemişlerdir. Davalı ..., satış vaadi sözleşmesinin tanzim tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan murislerin davacılar haricinde başka mirasçılarının da bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava kabul edilmiş, ...ilçesi, ...köyü, 92 parselde davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :............Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 08.09.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığını, müvekkilinin kamu haczi ile karşılaşmaması amacıyla, üçüncü kişileri aldatmak fakat kendi aralarında hüküm doğurmamak üzere akdedildiğini, sözleşmenin kamu idaresinin müvekkili aleyhine başlattığı takipten sonra yapıldığını, satış bedelinin raicinin çok altında olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmediğini ileri sürerek muvazaalı olarak yapılan satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 26.04.1993 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, satış vaadi sözleşmesinin taraflarca feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece,11.04.1995 tarihli fesihnamenin davacının gerçek iradesini yansıtmadığı,satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğini yitirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, satış vaadi sözleşmesinin feshine ilişkin fesihnamenin vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle iptali ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Satış Vaadi Sözleşmesinin iptali K A R A R Davacı vekili, vekil edeni ...’nin eşi ... ile ...Noterliğinin 31.10.2003 tarih 29923 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi yaparak boşanma karşılığı 324 ada 17 parseli satmayı vaad ettiğini, ancak davalı ...’nın boşanma davasına katılmaması sebebiyle verdiği satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir. ...3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.6.2005 tarih 2004/60 Esas 2005/489 Karar sayılı ilamı ile şartın gerçekleşmemesi sebebiyle şarta bağlı satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Yüksek Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 6.4.2006 tarih 2006/2342-5136 Esas ve Karar sayılı ilamı ile davaya bakmanın Aile Mahkemesinin görevinde olduğu açıklanarak bozma sevk edilmiştir....

              Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen 2007/472 ve 2007/485 esaslarda kayıtlı davaların kabulü ile 09.03.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiştir. Hükmü, asıl davanın davacısı birleşen davaların davalısı ... ... temyiz etmiştir. Bilindiği üzere, kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri taşınmaz malların satımına ilişkin değil, ileride satış işlemi yapılmasına dair sözleşmelerdendir. Sözleşmenin vaat borçlusu olan tarafı edimini yerine getirmezse Türk Medeni Kanununun 716. maddesinden yararlanacak olan vaat alacaklısı mülkiyetin tescilini dava yoluyla isteyebilir. Asıl davada dayanılan 09.03.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi şekil koşullarına uyularak yapıldığından hüküm ve sonuç meydana getirir. Kuşkusuz, satış vaadi sözleşmesinin de muvazaalı olarak yapıldığı ileri sürülebilir. Kısaca ifade etmek gerekirse, muvazaa irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.05.2005 ve birleşen dosyada 02.09.2005 gününde verilen dilekçeler ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil, menfi tespit, mülkiyetin iadesi, davalı-davacı tarafından birleşen dosyada verilen 19.09.2005 günlü dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali ve 30.05.2005 tarihli karşı davada ise tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil isteğinin reddine, menfi tespit ve mülkiyetin iadesi isteminin kabulüne, karşı davanın reddine, satış vaadi sözleşmesinin iptaline dair verilen 01.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ..., duruşmasız olarak davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.10.2008 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Av.... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı....

                  Bu durumda, davaya konu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığından söz edilemeyeceğinden mahkemece, öncelikle tapu iptali ve tescil istemi yönünden davanın esasının değerlendirilerek bir karar verilmesi, daha sonra ikinci kademedeki tazminat istemi yönünden inceleme yapılması gerekirken, dava konusu satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    ‘un davalıdan aldığı borç karşılığı çek verdiği bu çek nedeni ile davacının kefil olduğu, ayrıca davacının eşi ...nin de alınan bu borcun teminatı olmak üzere gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptıkları, ... nin de Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali için dava açtığı yapılan yargılama sonucunda mahkemece satış vaadi sözleşmesinin teminat olarak yapılmasına neden olan borcun ödendiği gerekçesi ile Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptal edildiği ve bu kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı kararı temyiz ederken mahkemenin anılan gerekçesini de temyiz etmiş ise de temyiz talebi red edilerek karar kesinleşmiştir. Kesinleşen Kartal 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/237 esas, 2000/622 karar sayılı ilamında davacımız taraf değil ise de davacının oğlunun aldığı borcun ödendiği gerekçede yazıldığına göre bu gerekçe artık davalıyı bağlar....

                      UYAP Entegrasyonu