WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği gibi, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60 ve 89. hükmü gereğince tapu sicil müdürlüklerinde ve noterlerde düzenlenme şeklinde yapılabilir. Biçimine uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmelerinin tapu kütüğüne şerhi ise Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh edilebilir. Ayrıca, bu hususta Tapu Kanununun 26. maddesinde de hüküm vardır. Gerek Medeni Kanununun düzenlenmesi gerekse anılan 26. madde uyarınca biçimine uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesinin varlığı yeterli olup sözleşmede sözleşmenin tapuya şerh edileceğine dair bir hükme yer verilmesi gerekmez. Tapu Sicil Müdürlüğüne ibrazı ve taraflardan birinin yazılı istemi yeterlidir. Demek oluyor ki, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin hükmen tapuya şerhine ilişkin dava açmak gerekmez....

    Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesince, davanın devre mülk satış sözleşmesinin iptali talebinden ibaret olduğu, devre mülk satış sözleşmelerinin 4077 sayılı Tüketici Koruma Kanunun 2. maddesi kapsamı dışında kaldığı, sözleşmenin usûlünce kurulmamış olduğu iddiası ile davacının tüketici sıfatı kazanmadığı, sözleşmenin 6100 sayılı HMK'nın 12/1. maddesi uyarınca davanın aynına ilişkin olup taşınmazın bulunduğu yer genel görevli mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek görevli ve yetkili ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine kararı verilmiştir. ......

      Davalı ..., ilk beyanında bu satıştan davacıların haberdar olduğunu, satış bedelini de aynı gün aldıklarını beyan etmişsede, daha sonra mahkemede, yapılan satış vaadi sözleşmesinin içeriğinin gerçek dışı olduğunu, vekaletnamenin verilmesindeki asıl amacın taşınmazın ...a ya değil 3. bir kişiye satılarak, bedelin davacılara verilmesi olduğunu, ancak ...nın taşınmazı aldıktan sonra 3. bir kişiye satmak yerine sahiplendiğini ve davacılara tapu iptali ve tescil davası açtığını davalının davacılara satın aldığı taşınmazın bedelini de ödemediğini beyan etmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, devre mülk sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiği ve taşınmazın aynına bağlı hak olmadığı, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa Kapsamında kaldığını belirterek görevsizlik yönünde karar vermiştir....

          Somut olayda; Mahkemece, davacı tarafça satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil davası açılmış ise de, dosya kapsamına alınan alacaklı ... ile borçlular arasında düzenlenen 10.10.2012 tarihli protokol Mahkemesi'nin 2014/495 E., 2015/861 K. sayılı dosyası ile beyanları alınan tanıkların beyanlarından satış vaadi sözleşmesinin davalının eşi davacıdan almış olduğu borcun teminatı amacıyla düzenlenmiş olduğu, gerçekte bir satış, para alış-verişinin olmadığı, taşınmazların davacıya teslim edilmediği, taşınmazların halen davalının tasarrufunda bulunduğu anlaşılmış, bu anlamda söz konusu satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğu, yine satış vaadi sözleşmesinin teminat amaçlı olarak düzenlenemeyeceği dikkate alınarak davacı tarafından açılan davanın haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptali ve buna bağlı olarak tapudaki şerhin terkini isteğine ilişkindir. Davalı hükmü asıl uyuşmazlık konusu olan satış vaadi sözleşmesinin iptali yönünden temyiz etmiş olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 17.07.2011 tarihinde davalı ile devremülk sözleşmesi imzaladıklarını, peşinat olarak..... plakalı 2001 model....aguna marka aracını verdiğini, aracın noterde devrinin yapıldığını, yapılan sözleşmenin kapıdan satış şeklinde olması sebebiyle 7 günlük süre içerisinde cayma hakkı belgesinin kendisine verilmediğini, devremülk sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığını, ileri sürerek yapılan sözleşmenin iptaline, .... plakalı aracın kendisine iadesine, mümkün olmaması halinde araç bedeli olan 16.000,00TL nin iadesine karar verilmesini istemiştir....

                Dosya kapsamından, taraflar arasında "007384 nolu Armutlu Tatil Köyü Devre mülk satış sözleşmesi" adı altında, adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

                  Dosya kapsamından, taraflar arasında "007384 nolu Armutlu Tatil Köyü Devre mülk satış sözleşmesi" adı altında, adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

                    Dosya kapsamından, taraflar arasında "007384 nolu Armutlu Tatil Köyü Devre mülk satış sözleşmesi" adı altında, adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali, verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın iadesi istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

                      UYAP Entegrasyonu