Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince, davalı vekilinin HMK'nın 116/1.a maddesi gereğince süresinde usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu, HMK'ya göre davalının yerleşim yeri mahkemesinin genel yetkili mahkeme olduğu, davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yerinin .../... olduğu, dava konusu araç satış sözleşmesinin de ...'da yapıldığı, sözleşmenin ...'da ifa edildiği, somut uyuşmazlığa uygulanabilecek başkaca yetki kuralının bulunmadığı gerekçeleriyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 13. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının istemi araç satış sözleşmesinden kaynaklanan para alacağı olduğu göz önünde bulundurulduğunda yeni T.B.K.89 (eski B.K'nın 73.) maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan davacının ikametgahı mahkemesi de yetkili olup (... 6. HD 04/11/2019 tarih, 2019/1364 E. 2019/857 K.), davacının ikametgahı ... ilçesi olduğu, borcun ifa edileceği yer itibariyle yetkili mahkemenin ......

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taşınmaz satış sözleşmesinin iptali ile, davalı satıcıya ödenen satış bedelinin davalı satıcıdan ve bağlı kredi sözleşmesi uyarınca kredi veren davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan T3 A.Ş. arasında "Altın Vadi Residence" adlı sitenin B Blok 1....

      Sadece akidi olan yükleniciden Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak ve o maddesi koşullar yerine gelmişse adem-i ifa sebebiyle tazminat isteyebilir. Borcun ifa edilmemesi borçlunun sözleşmenin kendisine yüklediği ifa yüküne karşı bir davranış içinde olmasını ifade eder. Bu durumda borçlu ya borcu ifa imkanını kendi kusuru sonucu kaybetmiştir, ya borcu ifa imkanına sahip olduğu halde, haklı bir sebep bulunmaksızın, ifadan tüm olarak kaçınmaktadır veya ifa etmiştir ama bu ifası noksandır,ayıplıdır,ya da borçlu ifada kusurlu olarak gecikmiştir. Kural olarak borcun ifa edilmemesi borçlunun sorumluluğu sonucunu meydana getirir ve borcun ifa edilmemesinde borçlu “kusurlu” kabul edilir. Borçlar Kanunun 96-100. maddeleri muaccel borcun ifa edilmemesi sonuçlarını düzenlemektedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin herhangi bir nedenle ifa edilmemesi sonucu, vaad alacaklısı, alacağını kısmen veya tamamen elde edemez. Dolaysıyla ademi ifa nedeniyle zarara uğrar....

        Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaadedilene devretmekle yükümlüdür. Satış vaat eden devir sırasında taşınmaza malik değilse ve sözleşmeden kaynaklı borcunu ifa edemezse Borçlar Kanununun ifa imkansızlığı ve borca aykırılık hükümleri gereği tazminata mahkum edilir. (Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/14132 Esas, 2019/6133 Karar sayılı ilamı) Satış vaadi sözleşmesinin geçerli olabilmesi için satış vaadine konu gayrimenkulün sözleşmede belirtilmesinde zorunluluk bulunmamaktadır. Taşınmazların belirli veya belirlenebilir olması gerekli ve yeterlidir. Bu nedenle, satışı vaat olunan taşınmazın genel ve kapsamlı bir anlatımla sözleşmede yazılı olması ve arazide belli edilebilir olması durumunda belirlilik şartının gerçekleşmiş bulunduğu kabul edilmelidir. (Bknz. Yargıtay 14....

        KARAR Davacı, emlakçılık işi ile uğraştığını, davalıya ait evin satışı için davalı ile aralarında 10.05.2011 tarihli komisyon sözleşmesi imzalandığını, kendisi tüm edimlerini ifa ettiği halde davalının taşınmazın tapu devrini yapamaması üzerine satım sözleşmesinin gerçekleştirilemediğini ve davalı ile dava dışı alıcının aldıklarını geri iade ettiğini, buna göre sözleşmenin 4. maddesinde yer alan satış bedelinin % 6 oranındaki komisyon bedelini davalının ödemekle yükümlü olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalıya karşı başlatmış olduğu icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, ... 2....

          Mahkemece tarafların edimlerini karşılıklı olarak ifa ettikleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Trampa sözleşmesi, Borçlar Kanununun 232. maddesinde düzenlenmiş olup, madde metninde trampa sözleşmesinin satış sözleşmesinin hükümlerine tabi olacağı belirtilmiştir. O halde, trampa sözleşmesinin şekil koşullarının satış sözleşmesi ile aynı olması gerektiğinden ve dosya içerisindeki yukarıda değinilen sözleşmeler de tapuda resmi şekilde yapılmamış olduğundan geçerli bir trampa sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Bunların yanında, taraflar edimlerini karşılıklı olarak ifa etmişlerse, trampa sözleşmesinin şeklen geçersizliğini ileri sürmek Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüst davranma kurallarına aykırılık teşkil eder....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24/06/2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14....

              Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesi 6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartı 6502 s.TKHK.nun 41.m.sinde;" (1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2019/701 Esas KARAR NO : 2021/476 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/12/2019 KARAR TARİHİ : 22/06/2021 YAZIM TARİHİ : 25/06/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ... ile müvekkili şirketin ......

                Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirilecek olursa; davacının Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/187 E. sayılı dosyası üzerinden vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası açtığı, en geç dava açtığı tarihte davalı ile davacı arasındaki vekalet sözleşmesinin sona erdiğinin kabulü gerektiği, bu tarih itibariyle vekilin hesap verme borcunun sonra erdiği, TBK m.147 uyarınca vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi ile mahkememize açılan davanın tarihinin 08/09/2020 olduğu, dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, zamanaşımının bir itiraz değil defi olduğu, süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulduğu, işbu davanın konusunun vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal sebebine dayalı dava olmadığı, bu nedenle 5...

                UYAP Entegrasyonu