Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlar Kanununun 106. maddesi, sözleşmelerde borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Her zaman için ifa gecikme tazminatı isteğinde bulunabilir. Derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteyebilir. Veya ifadan vazgeçip akdi fesheder ve menfi zararını isteyebilir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur: sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı alır. Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/10/2022 NUMARASI : 2022/82 Esas - 2022/303 Karar DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Kayseri 9....

    Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı ile davalı Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki satış sözleşmesinin kararlaştırılan tarihte ifa edilmediği, Meram Belediyesi ile Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş arasındaki sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedilmesi neticesi ifasının da mümkün olmadığı, yüklenici Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından, ... aleyhine Konya 1....

      Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen gemi satış sözleşmesinin 6. maddesinde, yatın her türlü aksamının satış sözleşmesinin yapıldığı anda teslim edilmesi gerektiğinin düzenlendiği, davalı tarafından davacıya keşide edilen 12/03/2021 tarihli noter ihtarnamesinde ise geminin jeneratör ve elektronik parçalarının teslim edilmediğinin bildirdiği, bu durumun eksik ifa olup teslim edilmeyen kısım için davalının temerrüte düşmeyeceği, nitekim davacı tarafından da davalının 4.000.000,00 TL olan satım bedelinden 950.000,00 TL.'nı eksik ödediğinin ileri sürüldüğü, eksik ifanın olup olmadığının ise ancak yargılamada belirlenebileceği, bu durumda mevcut deliller itibariyle muaccel olduğu anlaşılamayan dava konusu alacak için İİK.'...

        Dava konusu taşınmazda bir kısım davalılar miras bırakanı ... ( 234/3840 paydaş ) ... (117/3840 paydaş) mirascılarından ... ve ... satış vaadinde bulunmadıklarından payları iştirak halinde olup, iştirak çözülmeden ... ve ... payları yönünden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı yoktur. Bu durumda, az yukarıda da açıklandığı gibi vaad alacaklısının temerrüdü söz konusu olmadığından, objektif iyi niyet kuralı gereği tapunun devri sırasında ödeneceği kararlaştırılan 17.000 Lira bakiye bedelden iştirak halinde mülk olması nedeniyle ifa olanağı bulunmayan 351/1584 paya isabet eden miktarı düşülerek , ifa olanağı bulunan ... ve ... payları dışında kalan dava konusu 1233/1584 paya isabet eden miktarı bulunarak, bunun dava tarihindeki değeri uzman bilirkişiye hesaplattırıldıktan sonra , belirlenen bu bedelin sözleşmede hisse karşılığının ödendiği belirtilen davalı ......

          Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca ZORUNLU resmi şekle tabi olduğundan,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olmaması,resmi nitelikte olmayan el yazılı,harici geçersiz bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olması,geçersiz sözleşmelerde sözleşmede kararlaştırılan edimin (evin yapılmaması) yerine getirilmemesi nedeniyle ALICI DAVACI TARAFINADAN SÖZLEŞMENİN FESHİ ve BEDEL İADESİ TALEBİ HALİNDE taraflardan her biri diğer tarafın/alıcı davcının ifa ettiği edimi(alıcının ödediği satış bedelini) davalı satıcı iade etmekle yükümlüdür. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ifadan bahsetmek için ilk önce sözleşmenin ifa olanağı bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir....

          Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır....

          tapu kaydı celp edildiğinde 270 parsel sayılı taşınmazda davalıların hissesinde bulunan el birliği halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürüldüğü ve satış vaadi sözleşmesinin de ifa kabiliyetinin bulunduğunun anlaşılacağını, mahkemece duruşmada taraflarına taşınmazın güncel durumu sorulmadan ve güncel tapu kaydı alınmadan satış vaadi sözleşmesinin ifa kabiliyetinin bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak davamızın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Kişi konumunda olup satış vaadi sözleşmesinden hiçbir şekilde haberdar olmadığını, davacının, diğer davalı T8 ile akdettiği düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesini, basiretli bir tacir gibi davranmayarak tapuya şerh ettirmediğinden sözleşmeden doğan alacak hakkını üçüncü kişilere karşı öne süremeyeceğini, ağır kusurlu olduğunu, iyi niyetle taşınmaz alan müvekkilini kötü niyetle suçlamasının yersiz olduğunu, Satış vaadi sözleşmesinin, ilgilisine sadece kişisel hukuk sağladığı, Tapuya şerh edilmediğini, takdirde ayni hak kazanan iyi niyetli üçüncü kişinin bu kazanımını koruduğunu, Müvekkili şirketin davaya dayanak satış sözleşmesinden hiçbir şekilde haberinin olmadığını, Neo Yapı ile benzer işlerle iştigal etmeleri ve ticari ilişkilerinin bulunmasının satış vaadi sözleşmesinden haberdar olduğu anlamına gelmeyeceğini, isnat edilen iddiaların ispatının gerektiğini, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu, Müvekkilinin dava konusu taşınmazı 10/08/2018 tarihinde Selin...

          A.Ş. ile akdettiği düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesini, basiretli bir tacir gibi davranmayarak tapuya şerh ettirmediğinden sözleşmeden doğan alacak hakkını üçüncü kişilere karşı öne süremeyeceğini, ağır kusurlu olduğunu, iyi niyetle taşınmaz alan müvekkilini kötü niyetle suçlamasının yersiz olduğunu, Satış vaadi sözleşmesinin, ilgilisine sadece kişisel hukuk sağladığı, Tapuya şerh edilmediğini, takdirde ayni hak kazanan iyi niyetli üçüncü kişinin bu kazanımını koruduğunu, Müvekkili şirketin davaya dayanak satış sözleşmesinden hiçbir şekilde haberinin olmadığını, ... ile benzer işlerle iştigal etmeleri ve ticari ilişkilerinin bulunmasının satış vaadi sözleşmesinden haberdar olduğu anlamına gelmeyeceğini, isnat edilen iddiaların ispatının gerektiğini, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu, Müvekkilinin dava konusu taşınmazı 10/08/2018 tarihinde ... ve ...'...

            UYAP Entegrasyonu