Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı dava dilekçesinde ayıplı malların satıcıya iadesi ile ödediği bedelin istirdadını istemiştir.Ayrıca yatak odasının belli bir model olarak ve takım olarak satın alınması nedeniyle gardrobun iadesi halinde onunla renk ve model olarak uyum sağlayan ve takım oluşturan yatak odasının diğer parçalarının da iadesi ile ödenen bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davacının bu talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.4077 sayılı yasanın 4.maddesine göre tüketici, ayıplı mal teslimi halinde bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....

    TAZMİNAT 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 1020 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 189 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 192 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki alacak, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi- alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, satılan ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....

        Dava dilekçesi incelendiğinde davacının temel olarak bir sınai ya da fikri mülkiyet yahut bu mülkiyetin kullanımından kaynaklı bir uyuşmazlığa dayanmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı doğuran hususun akdedilmiş sözleşmenin davalı yanca ayıplı ifası iddiasıyla davacı yanca davalıya sözleşme kapsamında ödenmiş bedelin iadesi talebi olduğu, fikri mülkiyetten doğan mali ya da manevi haklara ilişkin talep ya da uyuşmazlık bulunmadığı hukuki kanaatine ulaşılmıştır. Zira Yargıtay .... Hukuk Dairesi de benzer uyuşmazlıklarda aynı hususa dikkat çekmiştir. "Dava, taraflar arasında aktedilen franchising sözleşmesinin feshi nedeniyle alacak ve tazminatın tahsili istemine ilişkin olup dava franchising alan tarafından açılmıştır. Davacı, 556 sayılı KHK'dan kaynaklanan uyuşmazlık nedeni ileri sürmemiş, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle franchising bedelinin, yapılan masrafların tazmini ve davalı şirketten cari hesap alacağının tahsilini istemiştir....

          Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine ve verilen senetlerin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            uyarınca; manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir....

            Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı, dilekçesinde emlak komisyonculuğu yapan davalı ile arsa satımı konusunda anlaştıklarını, ancak tapunun devredilmemesi nedeniyle ödenen bedelin tahsili için yaptığı icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Dava, Borçlar Yasasının 405. maddesinde yerini bulan tellallık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosya kapsamından, davanın taraflarının emlak komisyoncusu ve gerçek kişi olduğu, resmi şekilde düzenlenen arsa satışının sözkonusu olmadığı, tellallık sözleşmesi düzenlendiği ve yine satımın arsa satışına ilişkin olduğu, arsa satışının da 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

              Şti. tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile satın almış olduğu buzdolabının ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi ve manevi tazminat istemiştir. Mahkemece, davacının bedel iadesi talebi hakkında hüküm kurulduğu halde, manevi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmamıştır. Davacının, manevi tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                e yapılan satımın muvazaalı olduğunu, sözleşme koşullarına göre davacının zamanında inşaatı tamamlayamayacağının anlaşıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, arsayı devralan ...'ün sözleşmeyi vekaleten imzaladığı, üçüncü kişi sayılamayacağı, taşınmazın devrinin alacağın temliki hükmünde olduğu, bu tür sözleşmelerin feshi için karşılıklı iradelerin uyuşması yahut mahkeme kararı gerektiği, arsanın satılması nedeniyle davacının zararının oluşmadığı, zira, sözleşmenin geçerli olduğu ve taşınmazı devralan ...'ün sözleşmeyi vekil sıfatıyla imzalayan ve sözleşmeden haberdar olan kişi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

                  Mahkemece maddi tazminat istemi tümden reddedilmiş ise de, davalının dosyada bulunan muhakkike vermiş olduğu ifadede davacıya yapılan protezlerden memnun olmaması nedeniyle 2.000,00 TL'yi iade edebileceğini ancak daha fazla istediğinden anlaşamadıklarını bildirmiş olup, bu durumda eserin kabul edilemeyecek derecede ayıplı olmakla birlikte protez yapımından önce yapılan tedavi işlemlerine dair bedelin iadesi doğru olmayıp davacının iadesini istediği iş bedelinden mahsubu gerekir. Somut olayda, davacı tarafından dava konusu işe ilişkin olarak 2.000,00 TL’nin üzerinde para ödendiği iddia edilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden davacının bu iddiasını kanıtlayamadığı anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu