Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenlerle inceleme konusu olayda, satımın veresiye olduğunu ispat yükü davalı satıcıya düşer. Davalı taraflar arasındaki satımın veresiye olduğunu yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Mahkemece ispat külfetinin ters çevrilerek satım bedellerin veresiye olduğunu ispatla yükümlü davalı taraf olması gerekirken davacı taraf sorumlu tutularak davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 28.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava, satım sözleşmesine konu malların ayıplı olduğu gerekçesiyle, TBK'nın 227/1. maddesi uyarınca satımın feshi ve satım bedelinin iadesi talebine ilişkindir....

      ya da aşırı bir masraf gerektirmediği taktirde bütün masrafların satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı; imkân varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme hakkı yanı sıra, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu" düzenlemesinin yer aldığı görülmektedir....

        ya da aşırı bir masraf gerektirmediği taktirde bütün masrafların satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı; imkân varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme hakkı yanı sıra, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu" düzenlemesinin yer aldığı görülmektedir....

          ya da aşırı bir masraf gerektirmediği taktirde bütün masrafların satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı; imkân varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme hakkı yanı sıra, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu" düzenlemesinin yer aldığı görülmektedir....

            K A R A R Davacı, 30.9.1993 Tarihinde davalıdan 800TL bedelle inşaat halinde işyeri satın aldığını, adına tapu tescilinin sağlandığını, bilahare açılan dava sonucunda tapunun iptal edildiğini, 2002 yılında ödediği bedelin iadesi için dava açtığını ve mahkemece lehine 11.647,52 TL alacağın tahsiline hükmedildiğini ancak bu dava sırasında faiz talebinde bulunmadığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği 5.7.1999 tarihinden alacak ile ilgili kararın kesinleştiği 4.3.2008 tarihine kadar işlemiş ticari avans faizinin hesaplanarak şimdilik 10.000.TL'nin davalıdan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 51.193,88 TL'ye çıkartmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi ihale alıcısının, satılan taşınmazın iki yılı aşkın süredir borçlu .... bünyesinde kalması nedeni ile satımın KDV'den istisna olduğunu belirterek KDV alınması yönündeki memur işleminin iptali ve bedelin iadesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, arsa vasıflı taşınmaz için uygulanması gereken KDV oranının %18 olduğu, bu haliyle icra müdürlüğünce verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

                Geçersiz sözleşmeye dayanarak davacı, fesih ve ödediği bedelin iadesini her zaman talep hakkına sahiptir. Bu nedenle davacının ödediği bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına bozulmasına4.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davacı tarafça yapılan ödemenin iadesi hususundaki talebi yönünden; uyuşmazlık değeri istinaf sınırının altında kalmış ve taraflarca istinafa getirilmemiş olmakla istinaf incelemesi sadece davacının manevi zarara ilişkin talebi yönünden yapılmıştır. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nite- lendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....

                    HUMK.nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamından, davalının kiralayanı olduğu ... Forum Avm'nde bulunan iş yerinin davacıya kiralanması hususunda sözleşme imzalandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, kiracı tarafından açılan dava, işyerinin elektrik ve su sarfiyatı ile kira sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca alınan ortak masraf avans bedelinin fazla hesaplanarak tahsil edilmesi ile iş yerinin yüz ölçümüne nazaran daha fazla katılım bedelinin alındığı iddiasına dayanan tespit ve fazla ödenen ortak masraf avans bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu