yönündeki talebin yerinde olmadığı, maddi ve manevi tazminata yönelik taleplerin de idare mahkemesince reddedildiği ve bu konuda kesin hüküm doğduğu, aksi düşünülecek olsa dahi davacının maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin iddiasının sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEBİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca iadesi taleplerinin kabul edilmemesinin doğru olmadığını, davanın Tüketici mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekirken aksi yöndeki kabulün yanlış olduğunu, 08/03/2021 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile manevi tazminat taleplerini şimdilik dava konusu yapmadıklarını beyan etmelerine rağmen bu hususta karar verilmesinin hatalı olduğunu, faizin dava tarihinden başlatılmasının yanlış olduğunu, vekalet ücretlerinin hatalı hesaplandığını beyanla istinaf talebinde bulunmuştur....
in ödediği pay bedelinin %25 fazlası ile ödeme tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte geri ödeneceğinin, filmlerden elde edilen gelirlerin sözleşmede belirlenen hisse oranında paylaşılcağının, sözleşmenin 3.maddesinde sözleşmenin imza tarihinden itibaren 5 yıl süre ile geçerli olduğunun düzenlendiği, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davacının sözleşmede belirlenen bedeli ödeyerek yükümlülüklerini yerine getirdiğinin, davalıların sözleşmede belirlenen sürede filmi gösterime girecek şekilde bitiremediklerinin bu nedenle sözlemede belirlenen cezai şartı talep edebileceğinin, filmin sözleşmede belirlenen bedelden daha az maliyetle çekildiğinin bu nedenle davacı tarafından fazla ödenen bedelin iadesi gerektiğinin beyan edilerek sözleşme kapsamında ödenen bedelin kısmen iadesi, cezai şartın ödenmesi, maddi ve manevi tazminat talepli bu davanın açıldığı, davacı tarafça sözleşme kapsamında ödenen bedellere ilişkin dekontların sunulduğu, dekontlar incelendiğinde...
Anılan madde hükmüne göre manevi tazminat isteğinin kabul edilebilmesi için, diğer koşulların yanında kişilik haklarına hukuka aykırı, haksız bir saldırının varlığı da şarttır. Dosya kapsamında bu yönde dinlenen tanık beyanları ile davacının ailesi ile birlikte tatil yapmak üzere dava konusu tesislere giderek, tesislere sokulmadığı ve açıkta bırakıldığı ispatlanmıştır. Öyle olunca mahkemece davacı yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları da nazara alınarak hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davacının manevi tazminat talebinin tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup 2010/7726-17366 bozma nedenidir. 4-Davacı, kendisinin davalı ile imzaladığı sözleşme dışında dava dışı ...ve ...dan devraldığı devre tatil sözleşmesinin de feshi ile bakiye yılların kullanılamayacak olmasından dolayı maddi tazminat istemiştir. Dava dışı ...ve ...ın davalı ......
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, taşıma sözleşmesinin feshi nedeniyle sözleşme bedeli ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesince; davalının tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki ilişkinin de ticari dava niteliğinde olmadığından bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Bu durumun, 2003 yılında ve önceki yıllarda tatil haklarını sorunsuz olarak kullanan ve aynı düşünceyle 2004 yılındada tatil haklarını kullanmak için tesislere giden ve ancak tesislere sokulmayan ve bu nedenle tatil haklarını kullanamayan davacılarda manevi zarara sebebiyet verdiği ve kişilik haklarının zarara uğradığında duraksama bulunmamalıdır. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek takdir olanacak manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi gerekirken bu kalem isteğin reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Davalı ... A.Ş.'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacılar, tatil haklarını kullanamadıkları 2004 yılı ve kalan yılların bedeli karşılığı maddi tazminat ve manevi tazminat istemi ile eldeki bu davayı açmışlardır....
Asliye hukuk mahkemesinin 2008/276 E. sayılı dosyasında davalı ile birlikte davacı sıfatıyla tazminat davasını yürüten eski vekil aleyhine ve eksiklik ve ihmal sonucu fazla ödenen bedelin iadesi amaçlı maddi ve manevi tazminat davası açıldığından taleplerinin tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydını içerdiğini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı tarafından ödenen 49.000,00 TL' nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın esastan ve usulden reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dosya kapsamındaki delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, 28.320,20 TL'nin 26/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durumda mahkemece katılım payı bedeli adı altında yapılan ödemenin akdin feshi sonrası iadesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu konudaki istemin reddi yerinde görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle davacı- karşı davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenle hükmün davacı- karşı davalı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 22.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Asıl dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararı gereğince süresinden önce sona ermesi nedeniyle bakiye süreye riayet eden inkişaf bedeli, intifa bedeli, intifa terkin harcının birleşen dava, sabit yatırım bedellerinin tahsili istemlerine, karşı dava ise, haksız olarak tazmin edildiği iddia edilen teminat mektubu bedelinin iadesi, haksiz tazmini nedeniyle manevi tazminat ve ödenmeyen fatura alacaklarının tahsili istemlerine ilişkindir. Asıl ve birleşen davada davalılar vekili, karşı davada karşı davalı vekili davaların reddini istemişlerdir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının davalılara bayilik intifa sözleşmeleri kapsamında ödediği inkişaf ve intifa bedellerinin sözleşmelerin süresinden önce sona ermeleri nedeniyle bakiye süreye isabet eden miktarları talep edebileceği, davacı tarafından yapılan intifa terkin masraflarından tapu maliki davalı ...'...
Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. TBK.nun 114.(BK'nun 98) maddesinin ikinci fıkrasında "haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır" tarzında yapılan yollamanın kapsamına manevi tazminat da girmektedir. Manevi tazminat talep edilebilmesi için kişilik hakkına hukuka aykırı tecavüzle yani borca aykırı bir davranışla manevi zarar (kişilik hakkına vaki tecavüzden duyulan acı, elem ve ızdırap) arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Davacı kiracının iddia ettiği olayların kişilik hakkını nasıl ihlal ettiği hususu ispatlanamamıştır. Bu durumda mahkemece manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....