"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince de her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle bu isteğin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl ve birleşen davalar, ayıplı araç nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedelin iadesi veya tenzili ve uğranılan zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Davalı vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, ayıp ihbar sürelerine uyulmadığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan bir ayıbın bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
Davacı bu hakkını, sözleşmeden dönme, ödediği bedelin iadesi şeklinde kullandığından ve dava konusu mobilyaların ayıplı olduğu anlaşılmakla, ayıplı malın iadesi ile satış bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 7.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şti’den 3 günlük yılbaşı- kurban bayramı programı satın aldıklarını, diğer davalı .....A.Ş’ye ait otelde rezervasyon yapıldığını, ancak vaat edilen koşulların bulunmaması ve kötü muamele nedeniyle tatil yapamadıklarını ileri sürerek, ödenen 1.068,00 YTL bedelin iadesi ve her bir davacı için 2.500,00 YTL olmak üzere toplam 10.000,00 YTL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 1.068- YTL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, şartları oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, vaat edilen koşulların bulunmaması ve kötü muamele nedeniyle tatil yapamadıklarını belirterek, manevi tazminat talep etmişlerdir....
Davalı vekili cevabında, davacının basiretli bir tacir gibi davranmamasından dolayı sözleşmenin feshedildiğini, davacının daha önce açtığı dava ile ilgili Yargıtay kararında feshin haklı bulunduğunu, davacının sözleşme gereği bayi olarak faaliyet yapabilmesi için yapmış olduğu giderlerin işin niteliği gereği olup, zararının sözkonusu olmadığını, manevi tazminat isteminin koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davacı vekili, 08.04.2009 tarihli ıslah dilekçesinde, donanım, inşaat, elektrik, tesisat vs.giderler karşılığı 8.835.00 TL, mahrum kalınan kâr, gelir kaybı ve devir bedeline karşılık 6.165.00 TL’nin fesih tarihinden itibaren ticari faizi ile 10.000 TL manevi tazminatın faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Asıl dava dilekçesinde, uğranılan zarar nedeni ile tazminat ve icra dosyasına ödediği bedelin iadesi ve karşı davada maddi ve manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm asıl dava davacısı tarafından temyiz edilmiştir....
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıların düzenlediği gezi aracılığıyla , tatil proğramına katıldığını, herşey dahil sistemde kararlaştırılan bedeli ödediğini, ...'de otele yerleştiğini, hizmetin vaad edilen biçimde olmadığını görünce durumu davalılara bildirdiğini, hizmetin ayıplı olduğu kabul edilerek Kaşta başka bir otele gönderildiğini, buradan da memnun kalmadığını, 7 günlük tatilde maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek ödediği 1.600.000.000 TL sözleşme bedelinin iadesine, 1.000.000.000 TL manevi tazminatın da faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
-YTL. manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının önce numuneleri kontrol edip denedikten sonra diğer malları aldığını, davacının iki ve sekiz günlük sürelerde ayıp ihbarında bulunmadığını, tespit raporundaki boyaların müvekkilinin sattığı boyalar olduğunun belli olmadığını, davacının haksız kazanç peşinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, dosya içeriği, deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalının teslim ettiği boyaların ayıplı olduğu, ayıp ihbarında bulunduğu, davacının elindeki boyaların iadesi koşulu ile davacının ödediği 9.956.84.-YTL.nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ve koşulları oluşmayan maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TTK.nun 25/3. maddesinde “Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Uyuşmazlık, devre tatil sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 01.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
tatil yapmak zorunda kalmaları nedeniyle yaptığı harcamalar ve sözleşmenin kalan süresi için maddi tazminat ile kullanamamasından dolayı manevi tazminat istemi ile eldeki davayı açmıştır....
in 06.01.2006 tarihli sözleşmeden kaynaklanan birleşen davacının edimini yerine getirmemesinden dolayı uğradığı maddi zararlara ilişkin 10.000 TL. talep ettiği, ayrıca müvekkili şirket temsilcisi hakkında haksız yere şikayette bulunulması nedeniyle manevi zarar talep ettiği, ancak sözleşmenin hiç yürürlüğe girmemesinden dolayı şarta bağlı hususunda gerçekleşmemiş olması karşısında maddi tazminat koşullarının oluşmadığı, protokolde baca sistemlerinin onayı alınmaması halinde davacının davalının oluşan zararlarını karşılayacağı yönünde bir taahhüt altına da girmediği öte yandan manevi tazminat konusunda ise davacı şirket yetkilisinin şikayeti hukuki ihtilaf mahiyetinde görülmesi nedeniyle takipsizlik kararı verilmiş olması ve Borçlar Kanunu'nda düzenlenen manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği gerekçeleriyle asıl davanın kısmen kabulü ile 100.000 TL çek bedelinin davacının sabit görülen iadesi istenen teminat bedelinden mahsubu ile 50.000 TL.'...