Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı dava dilekçesinde yıllık izine kazandığı yıldan itibaren 1475 sayılı Yasa döneminde 12 gün, 4857 sayılı Yasa döneminde 15 gün yıllık izin kullandığını, davalı işveren yanındaki çalışmasının 5 yılı doldurduğu 2008 yılından itibaren 20 günlük izin kullanması gerekirken 15 gün kullandırıldığını, sadece son alt işveren döneminde 20 günlük izin hakkını kullanabildiğini bildirerek 2008-2011 yılları arasında eksik kullandırılan yıllık izin günlerine ilişkin ücreti talep etmiştir. Mahkemece davacı 1951 doğumlu olduğundan yıllık 20 gün izin hakkı bulunduğu, 8 yıl hizmeti karşılığı 160 gün izine hak kazandığı, yıllık izinlerinin kullandırıldığı ispatlanamadığından 160 gün yıllık izin alacağına hükmedilmiştir....

    Davacı, "Ben çalıştığım dönem boyunca sadece iki, üç kez yıllık izin kullandım, bunun haricinde yıllık iznimi kullanmadım, çalıştığım dönemde fazla çalışmamızın karşılığı olarak idari izin verildiği için yıllık izin kullanma ihtiyacı hissetmedim, 1985 yılının kış döneminde yıllık iznimi kullandım, 20 gün ya da tamamını kullanmış olabilirim, yıllık iznimi kullanmadan önce işyerinde izin kağıdına imzamızı atardık, birde uzunca bir süre geçtiği için hatırlamıyorum ama 1992 yılında 20 gün, 1993 yılında 20 gün izin kullanmış olabilirim, ancak bu tutarı net olarak hatırlayamıyorum, ben il genelinde sıtma ilaçlaması yaptığım için bu kadar izni vermemişte olabilirler, en fazla 1 hafta 10 gün izin kullandırılıyordu, yazın ilaçlamanın en yoğun olduğu dönem olduğu için yazın izin kullanmamız mümkün değildi, yaz haricinde izin kullandırılırdı, kışında hayvan barınaklarının ilaçlanması işine bakardık," şeklinde beyanda bulunmuştur....

      Dosyaya sunulmuş 13.3.2011 tarihli "1.3.2011-13.3.2011 tarihleri arasında 12 gün izin kullandım" cümlesi bulunan izin talep formundan davacının belirtilen tarihler arasında yıllık izin kullandığı anlaşılmıştır. Öncelikle yıllık izin ücreti hesaplanırken bu sürenin davacının hak ettiği yıllık izin süresinden tenzil edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olmuştur. Ayrıca, dosyada bulunan 14.5.2010 tarihli İzin İsteği Onayı başlıklı belgeden davacının 17.5.2010 tarihinden itibaren 20 gün süreyle yıllık izin kullanma isteğinde bulunduğu ve işverence bu talebin onaylandığı görülmüştür. Davacının izin talep ettiği günler puantaj kayıtlarında da izinli günler olarak gösterilmiştir. Ancak bu belgeler davacının bu tarihlerde yıllık izin kullanımını ispat etmeye yeterli değildir....

        Bu durumda mahkemece ek bilirkişi raporu aldırılarak; tespit edilen gerçek ücreti üzerinden izin alacağı hesaplanmalı; izin adı altında yapılan ödemelerin karşılığı olan izin günleri ile izinlerin kullandırıldığını gösteren imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile desteklenen izin tahakkukları hesaplamadan düşülmeli buna karşın bordro, banka kayıtlarındaki transfer izin ve çıkış izin hakkı adı altında yapılan tahakkuklar ile hizmet cetveline göre davacının fesih tarihinden önceki iş çıkış tarihlerine denk gelen ve izin tarihleriyle örtüşmeyen imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile desteklenmeyen izin ödemeleri ise mahsup edilmeksizin hesaplanmak sureti ile izin alacağı mahkemece yeniden değerlendirilmelidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          , davalı tarafça 102 günlük izin kullanma evrakları ibraz edilerek, bir kısmının kullanıldığı, 78 günlük ücretinde ödendiğinin beyan edildiği, buna göre davacının 38 günlük ücretli izin hakkının bulunduğu ve talep edebileceği net ücretli izin alacak miktarının 20.951,77 TL olduğu gerekçesi ile ilk bilirkişi raporu hükme esas alınarak kıdem tazminatı talebinin reddine, yıllık izin alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece; davacının imzası bulunmayan puantaj kayıtlarında 70 gün izin kullanıldığının kayıtlı olduğu, davacının yıllık izin kullanım belgelerinden 30 gün yıllık izin kullandığının anlaşıldığının tespitiyle puantaj kayıtlarının resmi kurum tarafından ibraz edilmesi sebebiyle itibar edildiği belirtilerek, toplam hak edilen 150 gün yıllık izin süresinden puantaj kayıtlarına göre kullanılan 70 gün izin mahsup edilerek bakiye 80 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, işverence kullandırıldığı ve ücretinin ödendiği ispat edilemediğinden yıllık izin ücretine hak kazanıldığı gerekçesiyle hüküm kurulmuştur....

              Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.Somut olayda; davacı dava dilekçesinde, kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlerin ödenmediğini belirterek yıllık izin ücreti alacağı talebinde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının toplam 70 gün izin ücretini hak ettiği, kullanılan izin günlerinin mahsubu ile bakiye 48 gün iznin kaldığı, izin ücretine ilişkin yapılan ödemenin mahsubu ile bakiye yıllık izin ücretinin olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Ancak davacının 25.01.2011- 25.03.2015 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde çalıştığı, buna göre davacının toplam 56 gün izin ücretine hak kazandığı, ancak davalıca sunulan imzalı izin defterlerine bakıldığında 20.05.2014-26.05.2014 tarihleri arasında 6 gün, 08.11.2013-19.11.2013 tarihleri arasında 11 gün ve 07.06.2012-12.06.2012 tarihleri arasında 5 gün olmak üzere toplamda 22 gün yıllık izin kullandığı, buna göre bakiye izin gün sayısının 34 gün olduğu anlaşılmıştır....

                Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 2017/3811,3798, 3840, 3810, 3860, 3834, 3807, 3812, 3809, 3808 ve 3806 esas sayılı dava dosyalarında, Mahkemece yıllık izin defterindeki kayıtlara göre tespit olunan izin süreleri üzerinden yıllık izin ücreti alacağı tespit edilmiş ve yıllık izin defterinde belirtilen ve varsa 2009 Nisan ayı bordrosu ile fesihte ödenen izin ücreti mahsup edilerek bakiye izin ücreti alacağı tespit edilmiştir. Davalı işveren sunulan izin defterlerinde, bazı yıllarda davacının kullandığı belirtilen yıllık izin süresinin karşısında davacının imzası bulunmadığı ancak "kullandı" şerhi olduğu bu sütundan sonra takip eden yıllardaki sütunlarda izin kullandığına dair davacı imzasının yer aldığı görülmüştür....

                  Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 2017/3811,3798, 3840, 3810, 3860, 3834, 3807, 3812, 3809, 3808 ve 3806 esas sayılı dava dosyalarında, Mahkemece yıllık izin defterindeki kayıtlara göre tespit olunan izin süreleri üzerinden yıllık izin ücreti alacağı tespit edilmiş ve yıllık izin defterinde belirtilen ve varsa 2009 Nisan ayı bordrosu ile fesihte ödenen izin ücreti mahsup edilerek bakiye izin ücreti alacağı tespit edilmiştir. Davalı işveren sunulan izin defterlerinde, bazı yıllarda davacının kullandığı belirtilen yıllık izin süresinin karşısında davacının imzası bulunmadığı ancak "kullandı" şerhi olduğu bu sütundan sonra takip eden yıllardaki sütunlarda izin kullandığına dair davacı imzasının yer aldığı görülmüştür....

                    Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 2017/3811,3798, 3840, 3810, 3860, 3834, 3807, 3812, 3809, 3808 ve 3806 esas sayılı dava dosyalarında, Mahkemece yıllık izin defterindeki kayıtlara göre tespit olunan izin süreleri üzerinden yıllık izin ücreti alacağı tespit edilmiş ve yıllık izin defterinde belirtilen ve varsa 2009 Nisan ayı bordrosu ile fesihte ödenen izin ücreti mahsup edilerek bakiye izin ücreti alacağı tespit edilmiştir. Davalı işveren sunulan izin defterlerinde, bazı yıllarda davacının kullandığı belirtilen yıllık izin süresinin karşısında davacının imzası bulunmadığı ancak "kullandı" şerhi olduğu bu sütundan sonra takip eden yıllardaki sütunlarda izin kullandığına dair davacı imzasının yer aldığı görülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu