Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

izin hakkının bulunduğu, kullanılan izin gün sayısının 89 gün olduğu, kullanmadığı 6 günlük yıllık izin hakkının bulunduğu, bu haliyle fazla izin kullandığı gerekçesi ile davalı banka tarafından kendisinden tahsil edilen 2.473,00 TL nin haksız tahsil edildiği kabulü ile kıdem tazminatı ve izin alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir....

    Maddesi uyarınca işvereni ibra ettiğini ileri sürmüş ve ibraname ekindeki belgeyle 28 gün karşılığı izin ücreti ödendiği görülmüş ise de gerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 420. maddesine uygun şekilde düzenlenmiş bir ibraname bulunmaması, ibraname ekinde ibraz edilen ödeme belgesi içeriğine göre ödenen 28 gün karşılığı izin ücreti ödemesinin bilirkişi raporu ile hesaplanan alacaktan düşülmesi sebebi ile davacı işçinin hak kazandığı yıllık izinlerin tam olarak kullandırıldığının imzalı izin defteri ile eş değer belgeyle ispat edilememesi karşısında bu savunmaya değer verilmeyerek; dosya içeriğindeki imza içeren izin defteri / izin talep formlarından, davacıya kullandırılan izin süreleri ve ikale sözleşmesi ile birlikte ücreti ödenen 28 günlük izin süresi, davacının toplam çalışma süresi içerisinde hak etmiş olduğu izin günlerinden düşüldüğünde davacının yıllık izin kullandırıldığı ispat edilemeyen süre yönünden yıllık izin ücret alacağı hesaplaması yapılan bilirkişi raporundaki tespitler...

    Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince davacının yıllık izin belgelerine göre izin kullandığı sürelere denk gelen ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili günleri izin süresinden sayılmayarak kullandığı yıllık izin süresi belirlenmeli ve bu süre davacının kıdemine göre hakettiği toplam yıllık izin süresinden düşülmesi ile yıllık izin alacağının hüküm altına alınması gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

      Dosyadaki yıllık izin belgelerinin incelenmesinde, 2009 ve 2010 yıllarında kullanılan yıllık izinlere dair yıllık izin talep formları ve nöbet çizelgelerine göre, davacı vekili her ne kadar yıllık izin talep formu olup davacının yıllık izin kullandığının bu formlarla ispatlanamayacağını ileri sürmüş ise de nöbet çizelgelerinde davacıya atfen gün gün imza bulunmaktadır, 2009 ve 2010 yıllarında kullandığı yıllık izin günleri nöbet çizelgelerinde yıllık izin olarak gösterilmiştir. 2010 yılında talep edilen yıllık izin, talep formunda 14 gün görünse de nöbet çizelgesinde 2 günü "B izin" olarak yazılıdır. 2011 yılı Mart için yıllık izin talep formu bulunmamakla birlikte, 2011 yılı Mart ayı nöbet çizelgesinde davacının 13 gün yllık izin kullandığı görünmektedir, ki bu süre hafta tatili düşülünce 12 gün olarak kullanılmış yıllık izne tekabül etmektedir....

        Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenmiş olan izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin, işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır....

          Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz. İş sözleşmesinin işverence feshedilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen yasal ya da arttırılmış bildirim önelleri ile 27 nci madde uyarınca işçiye verilmesi gereken iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez. Kanundaki bu düzenleme karşısında, işçi tarafından ihbar önelli fesih halinde bildirim öneli ile yıllık izin süresinin iç içe girebileceği kabul edilmelidir. Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yasada, sözleşmenin feshi anı yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kabul edilmiştir....

            Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz. İş sözleşmesinin işverence feshedilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen yasal ya da arttırılmış bildirim önelleri ile 27 nci madde uyarınca işçiye verilmesi gereken iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez. Kanundaki bu düzenleme karşısında, işçi tarafından ihbar önelli fesih halinde bildirim öneli ile yıllık izin süresinin iç içe girebileceği kabul edilmelidir. Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmemiştir. Yasada, sözleşmenin feshi anı yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kabul edilmiştir....

              Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenmiş olan izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin, işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır....

                Somut olayda, Mahkemece, davacının yıllık izin süresine rastlayan hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ünlerinin yıllık izin süresinden sayılması gerektiği hususundaki Toplu İş Sözleşmesi hükmünün geçersiz olduğu kabul edilerek yıllık izin süresi içerisindeki bu günler dışlanıp yıllık izin ücreti alacağı yeniden hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, dosya içeriğinde ilgili dönem Toplu İş Sözleşmelerinin yer almadığı, ancak iddia ve savunma kapsamından geçersiz sayılan hükmü içeren Toplu İş Sözleşmelerinde, yıllık izin sürelerinin kanun gereği belirlenen izin sürelerinin üzerinde olacak şekilde belirlenip düzenlendiği; davacıya 1990 yılından bu yanana aylık 30 gün üzerinden izin hakkı tanındığı anlaşılmaktadır....

                  C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davacının emeklilik nedeniyle istifası kabul edilerek kıdem-ihbar tazminatının ödendiği, ibranamenin izin hakları saklı kalmak koşuluyla imzalandığı, işyeri kayıtları ve izin belgeleri sunumu sonrası alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı işyerinde 24 yıl, 8 ay, 29 gün çalıştığı, TİS'e göre senelik 30 gün yıllık ücretli izin hakkı tanındığı buna göre 720 gün ücretli izne hak kazandığı belirtilerek, kullandığı izin sayısı toplam 458,5 gün ile fesih tarihinde ödenen 84,5 gün karşılığı olarak toplam 543 gün izin hakkının kullanıldığı bakiye 177 gün izin hakkının kaldığı işverenlik tarafından sehven ödenen ihbar tazminatının takas ve mahsubu ile 38.653,36 TL yıllık izin ücreti bulunduğunun hesaplandığı, raporun içeriği itibari ile dosyadaki belgelere usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu