Satım sözleşmesine konu taşınmaz tapulu olduğundan, harici sözleşme resmi şekilde yapılmaması sebebiyle geçersizdir. Sözleşmenin geçersiz olması halinde taraflar kural olarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebilirler. Ancak tapuda pay devri yapılacağına inandırılarak harici sözleşme yapılmış olması ve satılanın devredilmiş olması hallerinde bu kuralın uygulanması adaletsiz sonuçlar doğurabilir. İnançlı işlemlerde verilenin iadesi yerine edimin ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki değerinin ödetilmesi gerektiği Yargıtay uygulamalarında kabul görmektedir. Bu durumda mahkemece inançlı işlem kabul edilerek satışa konu olan bağımsız bölümün denkleştirici adalet kaideleri uyarınca edimin ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki değeri 29.799,90 YTL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, harici satış bedelinin dava tarihindeki güncellenmiş karşılığına da hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....
Söz konusu bağımsız bölümün protokol uyarınca davalı arsa sahiplerine devredildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Protokolün tazminat miktarının belirlenmesi ile ilgili 2. maddesi HUMK’nın 287. maddesine göre delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan zarar miktarının kesin hükümle saptanmasına gerek bulunmamaktadır. Buna göre protokolün 7. maddesinde tazminatın belli olmasını takip eden 30 gün içinde ödenmesi kararlaştırıldığından, takibe konu ve bilirkişi raporuyla belirlenen alacağın rapor tarihinden sonraki 30. gün itibariyle işlemiş faizi ile birlikte tutarı ve yargılama giderleri hesaplattırılıp yine 7. kat 11 nolu bağımsız bölümün aynı tarih itibariyle değeri alınacak bilirkişi raporuyla saptanarak değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiş, kararın bozulması uygun bulunmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmeye konu ana taşınmazda davacının .../488, davalının da 276/488 hisseye sahip oldukları, davaya konu bağımsız bölümün 37.000,00 TL olan satış bedelinin hisse oranına göre aralarında paylaşılması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile ....073,77 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ...) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. ...) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa sahiplerine düşen dairelerin toplam bedeline göre ... numaralı dairedeki alacak miktarı belirlenmesi istemine ilişkindir....
İhtiyati tedbir talep eden/ davacı vekili istinaf başvurusunda; davada ihtiyati tedbir için gerekli bağımsız bölümün devrine ilişkin alacak hakkının yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, uygulamada sıklıkla görülen tapu iptali ve tescili talepli davalar yönünden doğan ihtiyaca binaen yaygın bir şekilde başvurulan ihtiyati tedbir yolu itibariyle, eldeki davada ortaya konulan tehlike ve sakınca dolayısıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesi için meşru ve haklı sebeplerinin mevcut olduğunu belirterek; mahkemenin 16/07/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararının kaldırılmasını, ..... bağımsız bölüm üzerinde HMK m. 389/1 ve TMK m. 1010/1-1 hükmü uyarınca kesin hüküm verilinceye dek tasarruf yetkisinin teminatsız kısıtlanarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil veya alacak davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir....
dosyası ile ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan alacak davalıdan tahsil edildiğinden, davaya konu taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına da karar verilmiştir....
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/...). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/..., 228/..., 232 ve 235/...). ... uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....