Türk Anonim Şirketi aleyhine 05/01/2015 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali ve haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; itirazın iptaline ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 28/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davalı banka tarafından bloke konulan maaşın tahsili için yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın iptaline ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Gebze İcra Müdürlüğünün 2015/706 sayılı takip dosyasında davacı alacaklı olduğundan taraf ehliyetinin bulunduğu, ancak şikayete konu 22/02/2017 tarihli müdürlük kararı haciz yazısı niteliğinde bulunmayıp, bilgi yazısı niteliğinde olduğundan dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, bu nedenle şikayette hukuki yarar bulunmadığından şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekirken, ilamda yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsiz olup, HMK'nun 353/1- b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında şikayetçinin hukuki yararı bulunmadığından şikayetin usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, HMK.nun 353- (1) b) 2) maddesi gereğince İstanbul 12....
dır. .. 7.5. maddesi "....Dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu şirkete aittir. .." 7.6. maddesi "... sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk ...'a aittir. 7.7 maddesi "..Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk şirkete aittir .." 8.1. maddesi "Dağıtım tesislerine ve dağıtım tesislerinin işletilmesinde kullanılan unsurlara ilişkin sözleşme yapılmış yatırım projeleri şirket tarafından tamamlanır. Söz konusu projelerin bu sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle tamamlanmış kısmının mali sorumluluğu ...'a aittir....
Dosya içeriğine göre davacı vekilinin 337.528,83 TL iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat, 100,00 TL bakıcı gideri, 250.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi'nce davacı lehine 337.428,83 TL iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat ile 75.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, bakıcı tazminatı talebinin reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi'nce tarafların istinaf istemlerinin esastan reddine karar verildiği gözetildiğinde, kısmen kabul kısmen reddine karar verilen manevi tazminat miktarının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşıldığından taraf vekillerinin bu kısma yönelik temyiz itirazlarının miktardan reddine karar verilmiştir. b. Taraf vekillerinin diğer hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. 2....
Bu nedenle manevi haklara tecavüz nedeniyle manevi tazminat isteme hakkı manevi hakların sahibine ait olup, FSEK'in 18/2. maddesine göre mali hakları kullanma yetkisine sahip olan tüzel kişi FSEK'in 70/1. maddesine dayalı manevi tazminat davasını açamayacaktır (Levent YAVUZ, Türkay ALICA, Fethi MERDİVAN, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun Yorumu, Birinci Bası, 1. cilt, sy. 609). Öte yandan davalıların tek eylemlerinden kaynaklanan manevi tazminat talepleri hakkında ayrı ayrı iki hukuki neden olan FSEK ve haksız rekabet nedeniyle her iki davacı lehine aynı hukuki nedene dayalı olarak ayrı ayrı manevi tazminat talebinin kabulüne de karar verilmesi doğru bulunmamış, davacı gerçek kişi lehine sadece FSEK, davacı şirket lehine de sadece haksız rekabet hukuki nedenine dayalı olarak manevi tazminat hükmedilmesi yoluna gidilmiştir....
Bu nedenle manevi haklara tecavüz nedeniyle manevi tazminat isteme hakkı manevi hakların sahibine ait olup, FSEK'in 18/2. maddesine göre mali hakları kullanma yetkisine sahip olan tüzel kişi FSEK'in 70/1. maddesine dayalı manevi tazminat davasını açamayacaktır (Levent YAVUZ, Türkay ALICA, Fethi MERDİVAN, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun Yorumu, Birinci Bası, 1. cilt, sy. 609). Öte yandan davalıların tek eylemlerinden kaynaklanan manevi tazminat talepleri hakkında ayrı ayrı iki hukuki neden olan FSEK ve haksız rekabet nedeniyle her iki davacı lehine aynı hukuki nedene dayalı olarak ayrı ayrı manevi tazminat talebinin kabulüne de karar verilmesi doğru bulunmamış, davacı gerçek kişi lehine sadece FSEK, davacı şirket lehine de sadece haksız rekabet hukuki nedenine dayalı olarak manevi tazminat hükmedilmesi yoluna gidilmiştir....
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; kar ortaklığı sözleşmesinden doğan maddi zararların tespit ve tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekilinin istemi üzerine --- dosyası getirtilerek incelenmiş, mahkememiz dosyasında davalı şirket tarafından yine mahkememiz dosyasında davacı olan şirket ve şahıslara karşı itirazın iptali davası açıldığı,----dosyasında yürütülen ilamsız icra takibine ilişkin olduğu, takipte protokolden kaynaklanan kar payı borcu ve --- alacağının talep edildiği, mahkememizde açılan davaya konu edilen sözleşme ve protokollere dayandığı, bu itibarla dosyalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, her iki dosyanın taraflarının aynı kişiler olduğu belirlenmiştir. HMK 166....
Yapılan açıklamalar kapsamında somut olay ele alındığında, taraflar arasında uyuşmazlığa konu otomobile ilişkin satış sözleşmesi yapıldığı, aracın 30.03.2016 tarihinde davacıya teslim edildiği ve bu satışa konu araçta oluşan arızaların davalı şirket yetkili servisinde giderildiği, taraflarca davaya konu araçta meydana geldiğini iddia ettiği arızalara ilişkin servis işlemlerine yönelik servis formlarının dosyaya delil olarak sunulduğu, sözkonusu aracın tesliminden sonra 22.03.2018 tarihinden itibaren yağ problemi nedeniyle birçok kez servise gittiği, davacının bir çok kez servise başvurmasına karşın söz konusu arızanın giderilemediği anlaşılmaktadır. Öncelikle ayıp ihbarı bakımından Yargıtay yerleşik içtihatlarından da anlaşılacağı üzere aracın ayıp niteliğinde olduğu iddia edilen arızaya ilişkin olarak yetkili servise götürülmesi, hukuki olarak ayıp ihbarı olarak değerlendirilmekte olup, gizli ayıplı araçta ayıp ihbar süresine uyulmuştur....
Davaya konu taşınmazın bir kısmının davalı idare tarafından kamulaştırıldığı, Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/165- 190 E ve K sayılı kararı ile acele elkoyma kararı verildiği, asıl dava ve birleşen davalar dava tarihleri itibarı ile bedel tespiti ve tescil davasının açılmadığı, bu itibarla davacıların, (makul süre içinde bedel tespiti ve tescil davası açılmaması sebebi ile) kamulaştırmasız el atma sebebi ile tazminat davası açmakta hukuki yararları olduğu anlaşılmakla, tazminat davasının konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi isabetlidir, ancak; -Tokat 1....
Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hâkime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir anlatımla hâkim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK'nin 389 uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta, davacının eldeki davayı icra takibi kapsamında ödenen trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın istirdadı amacına yönelik açtığı anlaşılmaktadır....