a devretmiştir. 16.03.2011 tarihinde dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki satış vaadi şerhi terkin edilmiştir. Somut olayda, davacı ...'in dayandığı 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin tanzim tarihinde vaat borçlusu ...'ın dava konusu taşınmazdaki payı tartışmalıdır. Zira, 12 parsel sayılı taşınmazda irsen gelen 4/16 pay ile birlikte aynı gün yani 23.08.1993 tarihli ve 5060 yevmiye numaralı, saat 16.00'dan sonra tapu müdürlüğünde düzenlenen resmi senet ile kardeşi ...'den satın aldığı 3/16 iştirakli pay ile birlikte toplam 7/16 pay sahibidir. Davacı ... ile vaat borçlusu ... arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin, ... ile ... arasında tapuda yapılan resmi pay satışından önce mi, yoksa sonra mı olduğunun tespiti gerekir....
Davacı vekili taraflar arasında yapılan sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması sebebi ile geçersiz olduğunu, ödenen bedelin tahsilini istemiştir. 6502 sayılı Kanun'un 41. maddesi gereğince; Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez. 2- Satıcı, geçerli bir sözleşme yapılmış olmadıkça tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez. Yukarıda maddede düzenlendiği gibi taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yada ön ödemeli konut satış sözleşmesinin yazılı yapılması zorunludur. Taraflar arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi niteliğinde Emlak Rezervasyon Sözleşmesi'nin adi şekilde yapıldığı anlaşılmıştır. Sözleşme zorunlu şekil şartlarını taşımadığından TBK. 27. maddesi gereğince geçersiz olacaktır....
Karar, Dairemizce; "...Mahkemece, 29.03.1971 tarihli, 1900 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesini değiştiren 28.06.1972 tarihli, 2962 yevmiye numaralı sözleşme ile, bir önceki satış vaadi sözleşmesinin içeriğinin değiştiği, bu nedenle önceki sözleşmenin hukuki sonuç doğurmayacağı ve davanın redde mahkum olduğu kabul edilmiştir. Oysa 28.06.1972 tarihli, 2962 yevmiye numaralı sözleşme de bir önceki sözleşmenin taraflarınca düzenlenmiştir. O halde satış vaadi sözleşmelerinin taraf iradelerini ortaya koyması ve re'sen düzenlenmiş bulunması nedeni ile her iki sözleşmenin de geçerli olduğunu ve hüküm ifade edeceğini kabul etmek gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle satış vaadi sözleşmelerinin içeriğine bakılmaksızın şekil itibari ile sonuç doğurmayacağı yolundaki ret gerekçesi yerinde değildir....
Bu tür savunmaların kanıtlanması halinde BK.m. 18 uyarınca muvazaa sebebiyle geçerli kabul edilmesi mümkün olmayan satış vaadi sözleşmesine dayanılarak tescil hükmü kurulamaz. Ancak satış vaadi sözleşmesinin ödünç paranın teminatı olmak üzere düzenlendiği iddia edilerek iptali dava edilmiş veya açılan ferağa icbar suretiyle tescil davasına karşı böyle bir dava açılmışsa sözleşmenin iptaline karar verilmemelidir. Çünkü görünürdeki satış vaadi sözleşmesi muvazaa nedeniyle geçersiz olsa da bu sözleşme arkasında gizlenen alacak-borç ilişkisi bakımından hüküm ve sonuç meydana getirir. Bu gibi durumlarda mahkemece “satış vaadi sözleşmesinin verilen borç paranın teminatı olarak yapıldığının tespitine” karar vermekle yetinilmelidir. Somut olaya gelince; Davacı, davada dayanılan satış vaadi sözleşmesinin davalının oğluna verilen borç karşılığı teminat amacıyla düzenlendiğini, hakkındaki şikayet üzerine jandarmada verdiği 06.02.2009 tarihli ifadesinde kabul etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan özel kaynak suyu satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve geçersiz sözleşme uyarınca düzenlenen fatura konusu borç nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 13.Hukuk Dairesince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 12/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, satış vaadi sözleşmesinin terkini isteğine ilişkindir. TMK'nın 1009. maddesi ve Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca satış vaadi sözleşmesi ile tanınan ileride satın alma hakkının tapu siciline şerhi olanaklıdır. Satış vaadi sözleşmesinin terkininin gerektiği hallerde, tapu müdürü veya memuru bu işlemi kendiliğinden değil, aleyhine tapuda şerh bulunan malikin istemesi üzerine kaldırabilir. Somut uyuşmazlıkta, davacılar ile davalı arasında düzenlenen 15.03.2012 günlü satış vaadi sözleşmesi, davacıların 7/2400 pay maliki olduğu 7.943 m2 yüzölçümündeki sözleşmeye konu 9814 ada 1 sayılı parselin tapu kaydına 19.03.2012 tarihinde şerh verilmiştir. Dava konusu şerhin tescil edildiği 9814 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 549 m2 yüzölçümlü 790 sayılı parselin imarı ile oluşmuştur....
a devretmiştir. 16.03.2011 tarihinde dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki satış vaadi şerhi terkin edilmiştir. Somut olayda, davacı ...'in dayandığı 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin tanzim tarihinde vaat borçlusu ...'ın dava konusu taşınmazdaki payı tartışmalıdır. Zira, 12 parsel sayılı taşınmazda irsen gelen 4/16 pay ile birlikte aynı gün yani 23.08.1993 tarihli ve ....... yevmiye numaralı, saat 16.00'dan sonra tapu müdürlüğünde düzenlenen resmi senet ile kardeşi Aysel'den satın aldığı 3/16 iştirakli pay ile birlikte toplam 7/16 pay sahibidir. Davacı ... ile vaat borçlusu Ayşe arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin, .... ile ...... arasında tapuda yapılan resmi pay satışından önce mi, yoksa sonra mı olduğunun tespiti gerekir....
Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, vekaletnamenin geçersizliğinin tespiti, tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat, satış vaadi sözleşmesinin feshi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ...'ın yüklenici sıfatı ile 8186 ada 6 ve 7 parsel ve 8188 ada 2 ila 7 parseller üzerinde inşa edeceği dairelerden 4. katta, yola bakan tarafta, 100 m2 yüzölçümlü bir daireyi 25.09.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davacı ve Leyla Yaşar'a satmayı vadettiğini, müvekkili davacının bu sözleşmeyi imzaladığı sırada maliki olduğu 8190 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 40/323 payın ... tarafından satışı yetkisini içeren vekaletnamenin de bilgisi dışında imzalatıldığını ve davalı ...'ın hile ile alınan bu vekaletnameyi kullanarak taşınmazdaki müvekkiline ait payını davalı ...'e sattığını, davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık,distribütörlük sözleşmesinin haksız feshinin geçersizliğinin tespiti ve bu sözleşmeye dayalı olarak tazminat istemine ilişkin olup, mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 11.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 26.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ......