Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Somut olayda davalının önce, "sahibinden. com" sitesinde KARLI OTOMOTİV T3 0532 712 00 20 sıfat ve bilgileriyle dava konusu aracın vasıflarını ilan ettiği, akabinde 12/03/2018 tarihli OTO SATIŞ SÖZLEŞMESİ başlıklı harici satış sözleşmesiyle aracı davacıya sattığı; işbu sözleşmede davalının yukarıda belirtilen bilgilerinin yine aynı şekilde yazılı olduğu ve sözleşmede davalının satıcı, davacının da alıcı sıfatıyla yer aldığı ve iki tarafın sözleşmeyi bu sıfatlarla imzaladığı görülmüştür. Davalı her ne kadar, aracın maliki olmasa da gerek harici sözleşmede satıcı taraf olarak yer almış olması gerekse TKHK'nın 3.maddesinin i) bendine göre, ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden kişi olması nedeniyle, yasa gereği davacıya karşı satıcı konumunda bulunmaktadır. Bu nedenle davalının, aleyhine açılan davada pasif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır....
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan gecikme tazminatı alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava konusu satış sözleşmesinde satıcı davalının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/i maddesi kapsamında satıcı sıfatına sahip olmadığı, bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacağından davanın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, Konya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesi gerektiği tespit edilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Konya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen Konya 7. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere merci tayini talep eden Konya 2....
Satış tarihi itibarıyla tapuda satımı engelleyen veya taşınmazın niteliği ili ilgili herhangi bir şerhte bulunmamaktadır. Böyle olunca, yapılan satımın geçerli bir satım olduğunun kabulü zorunludur. Davacı da, geçerli olan bu satış sonrası dava dışı hazinenin davaya konu taşınmazı üstün hakka dayanarak zaptetmesi nedeniyle davalı satıcının taşınmazın raiç değerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. BK'nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metnindende açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk Kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir....
Satış tarihi itibarıyla tapuda satımı engelleyen veya taşınmazın niteliği ili ilgili herhangi bir şerhte bulunmamaktadır. Böyle olunca, yapılan satımın geçerli bir satım olduğunun kabulü zorunludur. Davacı da, geçerli olan bu satış sonrası dava dışı hazinenin davaya konu taşınmazı üstün hakka dayanarak zaptetmesi nedeniyle davalı satıcının taşınmazın raiç değerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. BK'nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metnindende açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir....
Satış tarihi itibarıyla tapuda satımı engelleyen veya taşınmazın niteliği ili ilgili herhangi bir şerhte bulunmamaktadır. Böyle olunca, yapılan satımın geçerli bir satım olduğunun kabulü zorunludur. Davacı da, geçerli olan bu satış sonrası dava dışı hazinenin davaya konu taşınmazı üstün hakka dayanarak zaptetmesi nedeniyle davalı satıcının taşınmazın raiç değerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. BK'nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metnindende açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu 2010/7149-2011/8200 yönünü de zamindir....
Madde hükmüne göre, yasada öngörülen şartların satıcı tarafından yerine getirilmemesi halinde tahsil edilmesi gereken vergi ve harçların şartları yerine getirmeyen "satıcıdan" tahsil edileceği belirtilmiş bulunmaktadır. Olayda, taşınmazı satan A.Ş. satış dolayısıyla, elde ettiği kazancın tamamını sermayeye dönüştüreceğini ve bu anlamda 3332 sayılı Kanun hükümlerine uyacağını beyan etmesi üzerine alıcının satış sırasında ödemesi gereken tapu harcından istisna edildiği, ancak satıcı şirketin yasada öngörülen şartları yerine getirmemesi nedeniyle daha önce alıcıdan tahsil edilmeyen tapu harcının cezalı olarak alıcıdan tahsili yoluna gidildiği anlaşılmıştır....
Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede; Davacı ile dava dışı Aslanlı Makine Hafriyat İnşaat şirketi ile 2010 yılında yapılan daire satış sözleşmesi gereğince mesken niteliğiyle dava konusu bağımsız bölümün tapuda davacı adına tescil edilmesi ve yüklenicinin yapıyı %51 oranında tamamladıktan sonra çekilmesi üzerine arsa sahipleri adına yapım işini üstlenen davalılar ile davacı arasında düzenlenen taşınmaz satış vaadi nedeniyle meskenin teslim edilmemesi nedeniyle bedelin istenerek işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yargılama sürecinde kesinleşen ve arsa sahipleri tarafından açılan kat karşılığı sözleşmesinin iptali ve tapu iptali ve tescil davasında dava konusu taşınmazın da aralarında bulunduğu bağımsız bölümlerin iptaline karar verildiği halde ödenen davacı tarafça ödenen bedelin iade edilmediği gerekçesine dayanarak açılan alacak davasında uyuşmazlığın olumsuz görev konusuna ilişkin olduğu görülmektedir....
Mahallesi 9218 ada 9 parselde ye alan taşınmazın 1989 yılında Orman Dışına çıkartılması nedeniyle 1991 yılında davalıdan 6.000 YTL bedelle satın alıp bedelini ödediğini, ancak hazine tarafından açılan dava sonucu tapunun iptal edilerek hazineye verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle gerçek zararı olan 300.000 YTL ile mahrum kaldığı yatırım karı için toplam 10.000 YTL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, birleşen dosya ile talebini Davalı ... Belediyesine karşı da yöneltmiştir. Dalılar davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Kepez Belediyesi yönünden husumetten reddine, diğer davalı yönünden ise geçersiz satışa dayalı olarak taşınmazın değerinin istenemeyeceği, satış bedelinin denkleştirici adalet prensibi uyarınca talep edilebileceği nazara alınarak 2.319.99 YTL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava; 24.05.2010 tarihinde satın alınan aracın ağır hasar görüp onarıldığının davalı–satıcı tarafından gizlendiği iddiasıyla açılan araç iadesi ve satış bedelinin tahsili, bu mümkün olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. Davacı davalı şirketten dava konusu aracı satın aldığını, aracın sürekli arızalanması nedeniyle Mersin 2....
CIF satış türü, taşıma ve sigorta bedeli ödenmiş olarak yapılan satış ve teslim şeklini ifade etmektedir. Buna göre, taşıma sözleşmesi satıcı tarafından yapılıp, alıcının taşıma sırasındaki hasar riskini karşılayacak sigorta poliçesinin de alıcı nam ve hesabına satıcı tarafından yaptırılması gerekmektedir. CIF kaydı satışta hasarın emtianın yükleme limanında gemiye yüklenmesi ile birlikte alıcıya geçmesi nedeniyle, rizikodan sonra sigortacının, sigortalı konumundaki alıcıya ödemede bulunması halinde sigortacının halefiyet hakkı doğacaktır. Somut olayda davaya konu poliçede sigortalı satıcı olup, gümrük beyannamesinde, taşımaya ve davaya konu emtianın satış şeklinin CIF olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar faturada satış şekli FOB satış olarak belirtilmiş ise de, gümrük beyannamesinde belirtilen satış şekline itibar edilmesi ve satışın taraflarca CIF satış olarak belirlendiğinin kabulü gerekmektedir....