WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut uyuşmazlıkta davalının (satıcı) davacıya (alıcı) araç sattığı ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Aracın ikinci el araç olmasının sonuca etkisi bulunmadığı gibi, TKHK nun 4/3 maddesine göre; İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olduğu gözetildiğinde satıcı ve üretici -ithalatçı davalılara karşı açılan eldeki davada 4077 sayılı yasanın 23. maddesi gereğince davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

    Davalı cevap dilekçesinde davacının ayıp bildiriminde bulunmadığını beyan etmiş ise de, davacı 15.10.2019 tarihinde yaptıkları kaza neticesinde gerçekleştirilen inceleme ve tetkik sonucu ayıbı öğrendiklerini ve 18.10.2019 tarihinde ayıp bildiriminde bulunduklarını beyan ettiği, davalının davacının ayıbı daha önceden bildiğini ispat edemediğinden bu itirazının reddine karar verilmiş, davacı ihtar tarihinden itibaren değer kaybının ödenmesini talep etmiş ise de, söz konusu ihtarın sözleşmenin tarafı olmayan Damla tarafından yapıldığı davalının usulüne uygun temerrüte düşürülmediği mahkememizce kabul edilmiş açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklindeki gerekçe ile, Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; 1- Damla Bal Taşçı tarafından açılan davanın HUSUMETTEN REDDİNE, 2- Eray Şenkaya aleyhine açılan davanın HUSUMETTEN REDDİNE, 3- Dilek Bal tarafından Sezin Hande Şenkaya aleyine açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; 13.404,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek...

    GEREKÇE: Uyuşmazlık akdedilen satış sözleşmesi kapsamında ÖTV zammı nedeniyle davacı tarafından ödenen ilave satış bedelinin kısmen iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacıya satışı konusunda taraflar arasında gerçekleşen görüşme sonucunda aracın satış bedelinin 516.700-TL olduğu, davacının 04/08/2020 tarihinde 20.000-TL peşinatı EFT yapmak suretiyle ödediği, 27/08/2020 tarihinde satış fiyatı toplamı 516.700-TL proforma fatura düzenlendiği, davacının geri kalan 496.700-TL'yi 28/08/2020 tarihinde ödediği, 30/08/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı çerçevesinde ek vergiler getirildiği, 31/08/2020 tarihinde satıcının satış faturasını vergi artışıyla birlikte 581.000-TL olarak düzenlediği, bu satış fiyatı üzerinden satışın gerçekleştiği anlaşılmaktadır....

      nin satıcı şirket olan T4 Limited Şirketi ile aralarında satış yetkisi verildiğine dair vekaletname bulunduğunu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda satıcı sağlayıcı sorumluluğunun belirtildiğini ve ikisinin de müteselsilen sorumlu olduğunu, davalılar arasındaki satış anlaşmasına göre satıcı şirketin bu yetkiyi aldıktan sonra satış işlemine yattığını, bu nedenlerle davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, davacının davalı şirketler ile adi şekilde devre tatil sözleşmesi imzalanması ve sözleşmeden cayma hakkının kullanılması nedeniyle fesinden kaynaklı ödenen bedel ve tahsil edilen genel gider aidatının iadesine ilişkin alacak davasıdır....

      dan Kooperatif adına kefil olan ve bu kefaletin sonucu Kooperatif tarafından ödenmek üzere ... tarafından düzenlenen satıcılarla .... arasındaki geçici protokoldeki ödemeler Kooperatif tarafından yapılacaktır" dendiği, ... tarafından 23.09.2002 tarihinde davacı ... ve ... aleyhine 04.12.1996 tarihli protokole dayanarak açılan alacak davası sonucunda ... ile ilgili davanın kabulü ile 137.527,42 TL'nın taşınmazın maliki davalı ...'den tahsili ile davacı ...'e ödenmesine karar verildiği, davalı ...'in temyizi üzerine Yargıtay .... Hukuk Dairesince onanarak ve karar düzeltme isteği reddedilerek 15.12.2008 tarihinde kesinleştiği, ...'in kendi aleyhine açılan o davadaki savunmasında " ...'in vekaleten iş yaptığını, taşınmazı Kooperatif adına alacağını, davacı ...'in senet mukabili ödedim dediği meblağın Kooperatif adına Başkan... tarafından ödendiğini" savunduğu anlaşılmaktadır....

        Dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarına göre ,dava dışı Engin Tezel adına kayıtlı hissenin satışı için ilk satıcı Engin Tezel tarafından davacı T1'e satış yetkisi içeren vekaletname verilmiş (08/01/2015 tarihli ) T1 tarafından da bu vekaletnameye dayanarak ,son satıcı Yağmur Geygel'e vekaletname verilmiş ve hisse bu vekaletname ile Yağmur Geygel tarafından dava dışı bir kişiye satılmıştır. Dava dışı Engin Tezel ,Küçükçekmece 4 Asliye Hukuk Mah. De açtığı 2015/174 E ile itirazın iptali davasında ,vekaleten yapılan satışla ilgili olarak satış bedelinin ödenmediği iddiasında bulunmuştur....

        Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını, Türk Medeni Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse edimin hükmen yerine getirilmesi vaat alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. 1-Kural olarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin satış amacı ile değil muvazaalı olarak yapıldığının savunulması her zaman olanaklıdır. Bir başka deyişle, satış vaadi sözleşmesinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla kötü niyetle yapıldığı iddia edilerek yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir....

          Gerçekten, kaynağını Türk Medeni Kanununun 22.maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyet devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse edimin hükmen yerine getirilmesi vaad alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. Somut olayda, vaad borçlusu ve davacıların babası olduğu anlaşılan davalı ...’in 12.5.2006 tarihinde öldüğü, mirasçısı olarak davacılar ile ikinci eşi olan ...’nin kaldığı anlaşılmaktadır. Kural olarak da, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin satış amacı ile değil muvazaalı olarak yapıldığının savunulması her zaman olanaklıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse, muvazaa irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemenin dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarını Borçlar Kanununun 18.madde hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturması gerekir....

            Üyeler ucuza aldıkları bu ürünleri katalog fiyatları üzerinden satarak kazanç elde etmekte bu kazancın belli bir oranının yurt dışındaki satıcıya veya satıcı yararına diğer üyelere gönderildiği görülmektedir. Davacı ile yurt dışında mukim ana şirket arasında tarafından 2003 yılından geçerli olmak üzere münhasır olmayan tedarik ve dağıtım anlaşmasının olduğu ve bu anlaşmada sistem belirlenerek doğrudan satış olarak tanımlandığı ödeme ve satış fiyatlarının sözleşme ile düzenlendiği reklam, işyeri masraflarının vs olmaması üyeler tarafından belirlen ev veya başka mahallerde tanıtım ve satışlarının yapıldığı yapılacak olan bu giderlerin nazara alımak süretiyle satış fiyatının belirlenerek zincir sistem ile ithalatçı ana firmaya ödeme yapıldığı, bu ödemenin isimlendirilmesinin önemli olmadığı, zira mevzuatda "doğan hasıla" olarak belirtilmiş olmakla ve ithal eşyasının gümrük kıymetinin buna göre belirlendiği (düşük belirleme) tesbit edilmiştir....

              Ön ödemeli konut satış sözleşmesi,6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartı 6502 s.TKHK.nun 41.m.sinde;"Madde 41 (1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez. (2) Satıcı, geçerli bir sözleşme yapılmış olmadıkça tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez." şeklinde düzenlenmiştir....

              UYAP Entegrasyonu