Davacıya satış yapan davalı satıcı ... ticari ve mesleki anlamda satıcı tanımına uymamakta olup, anlaşmazlık Tüketici Kanunu kapsamına girmediğinden,uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 29.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemesince," her ne kadar davacı T1 tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince arsa malikine kalan ve arsa maliki tarafından satılan Samsun İli, İlkadım ilçesi, Selahiye mahallesi 135 ada 38 parsel, 10 nolu bağımsız bölüm ve ortak alanlardaki ayıp ve eksik imalatlar sebebiyle arsa maliki ve yükleniciye karşı iş bu dava mahkememizde açılmış ise de; 11/12/2014 tarih, 30527 yevmiye sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dava konusu 10 nolu bağımsız bölümün arsa maliki T3'a kalan bağımsız bölüm olduğu, 10 nolu bağımsız bölümün arsa maliki T3 tarafından davacıya satıldığı hususunun tarafların kabulünde olduğu, 6502 sayılı yasanın 3/i maddesi gereğince satıcı/sağlayıcı kişinin "Ticari veya mesleki amaçla hareket eden" bir kişi olması gerektiği, Davalı T3 vekilinin 28/12/2021 tarihli duruşmadaki beyanından ve dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere davalı satıcı T3'ın, ticari ve mesleki amaçla taşınmaz veya bağımsız bölüm alıp satan bir kişi olmadığı, emlakçılık...
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Geri çevirme gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Dairemizin geri çevirme kararı ile dava konusu taşınmaza emsal alınan 4180 ada 1 parsel sayılı taşınmazın değerlendirmeye esas alınan 30.12.2009 tarihli resmi satış akit tablosunun ve ihalesine ilişkin belgelerin (alıcı, satıcı ve satış bedelini gösteren) onaylı bir örneği istenilmiş ise de dosyaya 24.11.2010 tarihli satış kaydının konulduğu anlaşılmıştır....
Anılan madde hükümlerine göre, kural olarak, mülkiyeti saklı tutulmak kaydıyla yapılan satış, noterce özel siciline kaydedilmemiş ise, satış kesin satıştır. Ancak, davacının dayandığı 16.10.2009 tarihli mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi TMK’nun 764.maddesine uygun şekilde noterde düzenlenme şeklinde yapılarak devralanın yerleşim yeri noterliğindeki özel sicile kaydedilmişse, yasanın aradığı koşulları taşıyan geçerli bu sözleşme ile mülkiyet, satıcı üzerinde kalır alıcıya geçmez. Alıcı ancak satış bedelinin tamamını ödedikten sonra malın sahibi olur. Somut olayda; mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla düzenlenen satış sözleşmesinde yazılı bakiye satış bedelinin 08.04.2010 tarihli Noterde düzenlenmiş ibraname ile satıcı borçluya ödendiği ve alıcının bu suretle araç mülkiyetini ibranamenin düzenlendiği 08.04.2010 tarihinde iktisap ettiği anlaşılmaktadır....
Anılan madde hükümlerine göre, kural olarak, mülkiyeti saklı tutulmak kaydıyla yapılan satış, noterce özel siciline kaydedilmemiş ise, satış kesin satıştır. Ancak, davacının dayandığı 16.10.2009 tarihli mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi TMK'nun 764.maddesine uygun şekilde noterde düzenlenme şeklinde yapılarak devralanın yerleşim yeri noterliğindeki özel sicile kaydedilmişse, yasanın aradığı koşulları taşıyan geçerli bu sözleşme ile mülkiyet, satıcı üzerinde kalır alıcıya geçmez. Alıcı ancak satış bedelinin tamamını ödedikten sonra malın sahibi olur. Somut olayda; mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla düzenlenen satış sözleşmesinde yazılı bakiye satış bedelinin 08.04.2010 tarihli Noterde düzenlenmiş ibraname ile satıcı borçluya ödendiği alıcının bu suretle araç mülkiyetini ibranamenin düzenlendiği 08.04.2010 tarihinde iktisap ettiği anlaşılmaktadır....
'ın ise yapılan gayrimenkul satış sözleşmesinde imzasının bulunmadığı gibi dava konusu 125.000 TL'nin kendisine ödenmediği gerekçesiyle; davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalılar ... ve ... haklarında açılan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 18.07.2013 tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin ifa edilmediği iddiasıyla, ödenen satım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davaya konu 18.07.2013 tarihli satım sözleşmesi, davacı (alıcı) ile davalı ... (satıcı) arasında imzalanmıştır. Davacı tarafça delil olarak sunulan, gerek protokol başlıklı, gerekse gayrimenkul satım sözleşmesi başlıklı tarihsiz belgeler de; 18.07.2013 tarihli satım sözleşmesinin devamı niteliğinde belgeler olup, davalı ... tarafından (satıcı sıfatıyla) imzalanmıştır. Eş söyleyişle, davalı ..., sözkonusu sözleşmelerde taraf olarak yer almamaktadır....
Somut olayda davacı, davalı ... ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapmış, satıcı da taşınmazı, üzerinde inşaat yapılmasına yönelik olarak arsa sahipleri ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapan davalı ...’tan aynı şekilde taşınmaz satış sözleşmesi ile almıştır. Davacı ile satış vaadi sözleşmesi yapan davalı ..., ticari ve mesleki anlamda satıcı tanımına uymadığından ve anlaşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına girmediğinden uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahalli mahkemece olduğu gibi Dairemizce de dosya istenilmiş ve incelenmesinde önalım hakkına konu olan her iki parselle ilgili pay satışını gerçekleştiren dava dışı satıcı ...'in 16.2.2007 tarihinde payları satın alan davalı ... aleyhine 29.12.2005 tarihindeki tapudaki pay satışının satış yetkileri kaldırılmış olan azledilen vekili tarafından yetkisiz vekaletle gerçekleştirildiğinden önalım davasına konu edilen davalı üzerindeki her iki parseldeki, her iki payın iptali ve kendi adına tesciline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Dava henüz neticelenmemiş olup, yargılaması devam etmektedir. Bu durumda; önalım hakkına konu paylara ilişkin vekaleten yapılan satışların iptali halinde, paylar dava dışı satıcı ...'e geri döneceğinden ve böylece açılan önalım davasının konusu da kalmayacağından mahkemece yargılaması devam etmekte olan ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/56 esas sayılı tapu iptal ve tescil dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerekir....
A.Ş'nin malik olduğu ve tapunun İstanbul .... ilçesi .... köyü .... mevkii .... ada ... parsel üzerinde kain .... nolu bağımsız bölümü satın almak için 08.06.2017 tarihinde anlaştığını , ancak söz konusu bağımsız bölüm satıcı şirketin davalı bankadan kullandığı kredinin teminatı karşılığı davalı lehine ipotek edildiğinden davalı bankadan bu hususun sorulduğunu ve bankaca müvekkil şirkete 08.06.2017 tarih ve ... nolu cevap verildiğini verilen cevapta bu ipotekle ilgili olarak satıcı şirketin şubedeki hesabına satıcı firmaca veya müvekkilce fek bedeli olarak 30.000,00 TL gönderildiği takdirde ipoteğin fek edileceğinin bildirildiğini ve bunun üzerine müvekkil şirket fek bedeli de dairenin satış bedeli içerisinde olduğundan, 09.06.2017 tarihinde Türkiye ... bankası Mersin Adliye şubesinde bulunan ... nolu İBAN hesabından , satıcı şirketin ... şubesinin yazısında istediği 30.000,00 TL ipotek fek bedeli 200.000,00 TL olan daire bedeli içerisinde bu şekilde satıcı şirkete gönderildiğini ,...
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın satış senedinin ve buna bağlı oluşturulan tapu kaydının iptal edilerek davalı belediye adına tapuya tesciline, 5.970,80-TL satış bedelinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davaya konu taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı iken davalı tarafından davacıya satışı ve tapuda devrinin yapıldığı, satış sonrasında dava dışı Orman İşletme Müdürlüğü tarafından tapuya 7.12.2006 tarihli “orman” şerhi konulduğu anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı satıcı arasında tapu sicil memuru huzurunda sözleşmenin düzenlendiği anda taşınmazın davalı belediye adına kayıtlı olduğu ve taşınmazın evveliyatının orman olduğuna dair tapu kaydında herhangi bir şerhin bulunmadığı, dolayısıyla davacının taşınmazın öncesinin orman olduğundan haberdar olmadan taşınmazı satın aldığı açıkça anlaşıldığı gibi bu yön tarafların ve mahkemenin de kabulündedir....