Elbirliği ortaklarının birbirine yaptıkları satış vaadi sözleşmelerinde ise sözleşmenin ifa olanağı vardır. Somut olayda; dava konusu taşınmaz tapuda tarafların kök miras bırakanı ... adına kayıtlıdır. Dosya içinde bulunan veraset ilamlarının incelenmesinden, tapu maliki ...'nun hem satış vaadi sözleşmelerinin alacaklısı olan davacı ...'nın hem de satış vaadi sözleşmelerinin borçluları olan ... ve ...'nun murisi olduğu anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi, satış vaadi borçluları ile vaat alacaklısı tapu kayıt maliki ...'nun mirasçıları olup davacı ve davalılar taşınmaza elbirliği halinde maliktirler. Taraflar taşınmaza elbirliği halinde malik olduklarından, elbirliği ortaklığı bozulmadan ...'dan satıcı iştirakçi ... ve ...'ya intikal eden payın alıcı iştirakçi olan davacı ...'nın payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Bu durumda mahkemece; satış vaadi sözleşmelerinin borçluları olan ... ve ...'nun, muris ...'...
kayden malik olup bu davalı satış vaadinde bulunmadığından ayırca davacı tarafından sözleşmedeki hakları müdahil ...ile dava dışı ....’e haricen satıldığından gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı davanın reddine, müdahil ...mülkiyet haklarını ... bıraktığını bildirdiğinden açtığı davanın ... terkine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dayanılan 20.05.1985 günlü taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiştir. Sözleşmenin satış vaadinde bulunan tarafı ... ...,..., ... ... ve ...’dır vaad alacaklılarının ise davacı ... ile dava dışı ... ve ...olduğu görülmektedir. Davacı hasım olarak satış vaadi sözleşmesinde satış vaadinde bulunanların tümünü göstermiştir. Gerçekten davalılardan ... ...’ın davacıya satış vaadi sözleşmesine dayalı yerine getirmesi gereken bir borcu bulunmadığından davalılardan ... ... aleyhine açılan davanın husumet noktasından reddi gerekmektedir....
Bononun harici satış sözleşmesinin teminatı olarak verildiği sabit olduğu takdirde satış sözlemesi BK 213 MK 706 Md Tapu kanunu 26.mAddesi gereği geçersiz olduğundan taraflar sadece sözleşme gereği verdiklerinin iadesini isteyebilecektir. Satıcı taşınmaz icin kira, ecrimisil v.b. Isteyemeyecek, alıcıda satış bedeline karşılık faiz isteyemeyecektir. Mahkeminin de karar gerekçesinde belirttiği üzere bono mücerret borç ikrarı niteliğindedir. Bunun aksin aynı nitelikte delillerle kanıtlanması gerekir. Kural bu olmakla birlikte, davalı savunmasında bononun varlığını kabul ettiği taşınmaz satış sözleşmesi ile ilgisinin olmadığını, başka bir ilişki nedeniyle verildiğini açıklamıştır. Bononun keşide tarihi ile taşınmaz satış sözleşme tarihinin aynı 31.12.1998 olması karşısında bononun taşınmaz satış sözleşmesi için verildiğinin kabulü gerekir. Davalı savunmasını yani bonunun taşınmaz satışı dışında başka bir ilişki nedeniyle verildiğini kanıtlamalıdır....
Taraflar arasında düzenlene 15.05.1971 tarihli satış vaadi sözleşmesinde satış vaadinde bulunanlar tarafından gayrimenkulün satış vaadi alacaklısına teslim edildiği belirtildiğinden ayrıca satış vaadinde bulunanlar satış vaadi sözleşmesinde “…tapunun 149 pafta, 1039 ada, 24 parsel numarasında kayıtlı arsanın 2/6000 hissesine tekabül eden 39 no’lu mağazamızı satmayı vaat ettik” şeklinde beyanda bulunduklarından ve kat mülkiyetine esas teşkil eden yönetim planı ve eklerindeki sözleşmenin düzenlendiği tarihteki mülkiyet durumunu gösteren belgelere göre de davalının murisleri Yervant Kaplanyanoğlu ile ...’nun 34 bağımsız bölüm no’lu mağazada 2/12000’er pay sahibi oldukları, 39 bağımsız bölüm no’lu mağazanın ise dava dışı ... ve ... isimli kişiler adına kayıtlı bulunduğu, kat irtifakı kurulduğunda pay durumuna göre satış vaadine konu mağazanın 1039 ada 24 sayılı parseldeki 34 no'lu bağımsız bölüm olarak 05.07.2006 tarihinde davalı ... kızı ... adına intikalen tescil edildiği anlaşıldığından...
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından yasal iki yıllık süre içinde satış talep edildiği, ancak satış avansının bu süre zarfında yatırılmadığı, İİK. 59. maddesi hükmü uyarınca satış avansı yatırılmasının zorunlu olduğu, bu haliyle süresinde yapılmış geçerli bir satış talebinin bulunmadığı anlaşıldığından şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Karara karşı şikayet olunan vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23....
nin Konya 4.İcra Müdürlüğünün 2006/5516 Esas sayılı takip dosyası ile 01.08.2006 tarihinde icra takibi yaptığı, takibin kesinleşmesi üzerine 13.09.2006 tarihinde dava konusu taşınmaz kayıtlarına haciz uyguladığı, 23.02.2007 tarihinde satış talebinde bulunduğu, 19.03.2007 tarihinde satış avansı yatırdığı, Konya 2.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30.04.2007 tarih ve 2007/432 Esas-2007/408 Karar sayılı ilamı ile satış kararının iptal edildiği, Şikayet olunan ... vekilince 10.05.2007 tarihinde yeniden satış talebinde bulunulduğu, İcra müdürlüğünce anılan icra mahkemesi kararı gerekçe gösterilerek satış talebinin reddedildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere icra müdürü satış talebini reddetmiş olsa bile İİK'nın 106’ıncı maddesi uyarınca iki yıl içinde (10.05.2007 tarihinde) satış talebinde bulunan, 59’uncu maddesi uyarınca satış masrafını yatıran şikayet olunan ...'...
Satışına karar verilen taşınmaz; a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında, b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir. Mahkemece; paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satış bedelin ne şekilde dağıtılacağının ve harcın kimden ne oranda alınacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince, ... 25.Noterliğinin 25.5.1993 tarihli, 24606 yevmiyeli düzenleme şeklinde satış vaadi senediyle davalı ...’nun 418 ada 89 parsel sayılı taşınmazdaki 1. kat, 3 no’lu bağımsız bölümü 150.000.000 TL bedelle davacı ...’a satmayı vaad ve taahhüt ettiği, satış vaadi bedelinin nakden ve tamamen ödendiği, sözleşmenin “Şartlarımız” başlıklı bölümünde satış vaadi lehtarının noterden satış vaadi veya vekaletname almak suretiyle ..., ... Çiftliği’nden yaklaşık 400 dönüm yeri satın alması halinde bu satış vaadinin vaadeden ... tarafından tek taraflı olarak kaldırılması yetkisini vereceği, satış vaadinin yürürlükten kalkacağı kararlaştırılmıştır....
Somut olayda, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı takipte, borçlulara icra emrinin 26.06.2018 ve 16.07.2018 tarihlerinde tebliğ edildiği, alacaklı tarafından icra emrinin tebliği tarihinden itibaren İİK'nın 150/e maddesinde belirtilen 1 yıllık süre dolmadan, 26.01.2019 tarihinde satış talebinde bulunulmuş, 21.02.2019 tarihinde satış avansı yatırılmıştır. Bahse konu satış talebi üzerine 09.04.2019 tarihli satış kararında, 23.05.2019 ile 20.06.2019 tarihleri ihale günü olarak belirlenmiş, ancak, her iki satışta da alıcı çıkmamıştır. Bu durumda, İİK.nun 129/son maddesi hükmü gereğince, ikinci ihalede alıcı çıkmadığından 20.06.2019 tarihi itibariyle satış talebi düşmüştür. Alacaklı, anılan maddeye göre satış talebinin düşmesinden sonra İİK'nın 150/e maddesi hükmüne uygun şekilde yasal sürede satış talebinde bulunmadığına göre, takip düşmüştür....
No:4/5 Merkez/Niğde adresinde bulunan taşınmazın T5 ihale edildiğini, dava konusu ihalenin usul ve yasaya aykırı olarak gerçekleştirildiğini, söz konusu taşınmazın gerçek değerinin çok altında satıldığını, dosya üzerinden yaptırılan kıymet takdiri raporunda, taşınmazın tüm vasıflarının değerlendirilmediğini, satış ilanı tebligatlarının usul ve yasaya uygun olarak yapılmadığını, satış ilan tebligatlarının tüm ilgililere ve müvekkillerine tebliğ edilmediğini, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, tebliğ evraklarının üzerinde tebliğ memurunun adı soyadı yazılmadığını, dosya incelendiğinde, yapılan tebligatların tetkikinde, satış ilan tebligatlarında, tebliğ memurunun adı ile soyadının yazılı olmadığını, bir kısım muhataba tebliğ edilmediğini, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, satış ilanı tebligatlarında, yapılan tebliğlere ilişkin şerh düşülmediğini, TK'ya göre, tebligata ilişkin şerh düşülmesi zorunlu olduğunu, satış ilanının usulüne uygun şekilde gerçekleştirilmediğini, satış...