Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Numaralı araç satış sözleşmesi kapsamında belirlenen araç satış bedelini 650.000TL olduğunu, .........

    yitiren satış belgeleriyle ilgili esas alınan bilgilendirme yönteminin de Yönetmelikte belirtilen "geçerliliğini kaybeden satış belgeleri Kurumun internet sitesinde yayımlanır" kuralının gereğinin yerine getirilmesi anlamına gelmediği anlaşılmaktadır....

      Müdürlüğü'nün kaldırılmayan ret kararları karşısında geçerli bir satış talebinden söz edilemeyeceği ve İİK'nın 106. maddesinde belirtilen ... yıllık satış isteme sürelerine riayet edilmemesi nedeniyle haczin düştüğü, sıra cetvelinin .... sırasında yer alan ... .... ... Müdürlüğü'nün 2010/2803 Esas sayılı dosyasında haczin 06.04.2009 tarihinde işlendiği, bu tarihten sonra usulüne uygun şekilde herhangi bir satış talebi olmadığı satış avansının yatırılmadığı, bu takip dosyasıyla ilgili olarak da satış tarihinden itibaren İİK'nın 106. maddesinde belirtilen ... yıllık satış isteme süresine riayet edilmemesi nedeniyle haczin düştüğü, şikayetçinin alacaklı olduğu ... .... ... Müdürlüğü'nün 2011/12955 Esas sayılı dosyasında ise satış tarihi itibariyle geçerli bir haciz bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile ... .... ... Müdürlüğü'nün 2011/660 Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 09.08.2012 tarihli sıra cetvelinin iptaline, şikayetçinin alacaklı sıfatını taşıdığı ... .... ......

        Satış ilanının yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; Satış kararında; "Adana yerel il düzeyinde bir gazetede yayınlattırmak suretiyle yapılmasına" karar verilmiştir. İİK'nun 114/2 maddesinde "İlanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmıyacağı icra memurluğunca alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunur" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, satış ilanının satış kararına uygun olarak Çukurova Press gazetesinde 10/06/2021 tarihinde yayınlandığı, dava konusu taşınmazın değeri ve otel fabrika gibi ülkenin her yerinden alıcısı çıkabilecek taşınmazlardan olmadığı anlaşıldığından satış ilanının yerel gazetede yayınlanmasının taraf menfaatlerine uygun olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca satış ilanının Sarıçam Belediyesinin ilan panosuna asıldığına yönelik tutanağın dosyada bulunduğu görüldüğünden satış ilanının şekline ve yapılışına yönelik istinaf sebebi yerinde değildir....

        Sözleşmede, davalı satıcının adına kayıtlı bulunan 1458 parsel üzerine inşa edilmekte bulunan 1.bölüm 1 nolu dubleks dairenin 300.000.000 TL bedelle davacıya satışının vaat edildiği, davalı satıcının “satış bedeli olan 300.000.000 TL’nin tamamını nakten ve peşinen ödedim. Başkaca herhangi bir alacağım yoktur.” Davacı alıcının ise “satış bedeli olan 300.000.000 TL nin satıcı beyanında olduğu gibi kendisine ödeyeceğimi” şeklinde beyanda bulundukları görülmektedir. Beyanlar bütün olarak değerlendirildiğinde yazım hataları olduğu görülmekle beraber bu satış bedelinin davalıya ödendiği anlaşılmaktadır. Davalı arsa sahibi ile dava dışı yüklenici arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinde satıma konu villanın müteahhit payına düşecek olması davalının bu satış vaadi sözleşmesi ile bağlı olmadığı sonucunu doğurmaz....

          Bakanlık, piramit satış sistemleri ile ilgili gerekli incelemeleri yapmaya ve varsa elektronik sistemin ülkemizde durdurulması dâhil ilgili kamu kurum veya kuruluşlarıyla iş birliği içinde gerekli önlemleri almaya yetkili kılınmıştır." Mahkemece, her ne kadar taraflar arasında yapılan satış, piramit satış olarak değerlendirilip davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan satış işleminin piramit satış olarak değerlendirilmesi için öncelikle piramit satışın unsurlarının, şartlarının ve piramit satış sisteminin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması ve piramit satışa ilişkin yapılan tespitin gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece, sadece "piramit satış" nitelendirilmesi yapılmakla yetinilmiş, yapılan satışın hangi nedenlerle piramit satış sistemi olarak değerlendirildiği, sistemin özellikleri açıklığa kavuşturulmamıştır....

            İcra Hukuk Mahkemesinin 06.01.2016 tarih ve 2016/1 Esas ve 2016/10 Karar sayılı esasa ilişkin kararının temyiz incelemesine geçildi: Somut olayda, alacaklı vekilinin 28.12.2015 tarihli talebi ile icra müdürlüğüne başvurarak borçlu adına kayıtlı taşınmazın satışının yapılmasını, satış masraflarının depo edilmesini ve satış talebinin kabulünü talep ettiği, icra müdürlüğünün aynı günlü kararı ile kıymet takdirinin ilgililere tebliğ edilmediği, dosyadaki avansın yeterli olmadığı 2.250 TL ek satış avansının yatırılması ve eksikliklerin tamamlanması halinde satış talebinin değerlendirilmesine karar verildiği, alacaklı tarafından da aynı tarihte 2.250 TL avansın yatırıldığı görülmektedir. Kıymet takdiri işlemi satışa hazırlık işlemi olup, kıymet takdir raporunun tebliğ edilmemiş olması, kıymet takdirine itiraz edilmesi, satış talebinde bulunulmasına ve dolayısıyla satış kararı verilmesine engel teşkil etmez....

              Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılır. İİK'nun 110. maddesi hükmüne göre, satış talebi yapıldığında, icra müdürünün alacaklıdan satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerekir. İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haciz kalkar. Kanunda icra müdürünün ne kadarlık bir sürede satış avansı olarak yatırılması gereken miktarı belirleyeceği hususu yazılı değildir. Bu nedenle icra müdürlüğünce satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur. .... İcra Müdürlüğü’nün 2011/1792 Esas sayılı dosyasında, şikayete konu taşınmaz üzerine 12.09.2012 tarihinde haciz konulmuştur....

                Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nispi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, dava konusu satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi gereklidir....

                  Her ne kadar davacı vekili tarafından satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçluları tarafından murislerinden gelen veya gelecek hisselerin de satışlarının müvekkiline vaad edildiği belirtilerek belirtilen hisselerin iptali talebinde bulunulmuş ise de; satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçluları tarafından gayrimenkuldeki hak ve hisselerinin tamamının satışının vaat edildiği, satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçluları tarafından murislerden gelecek paylara ilişkin vaatte bulunulmadığı, satış vaadi tarihinde satış vaadi borçluları adlarına kayıtlı hisselerin Gaziosmanpaşa 2....

                  UYAP Entegrasyonu