Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP: Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; satış ilanının borçluya usulüne uygun tebliğ edildiğini, satış ilanına yönelik itirazların ihalenin yapılmasının beklenerek ihalenin feshi davasında ileri sürülemeyeceğini, kıymet takdir raporunun da davacıya usulüne uygun tebliğ edildiğini, satış bedelinin 119.500,00 TL olup, 90.000,00 TL'nin üzerinde olduğunu, satışa hazırlık işlemleri ve satış şartnamesinde hiçbir eksiklik olmadığını, davacının daha önce Mersin 3.Aile Mahkemesinin 2015/163 esas sayılı dosyası ile ipoteğin kaldırılması davası açtığını ve davada satışın durdurulması ile tedbir karar verildiğini, satış isteme sürelerinin verilen tedbir kararı gereği dolmadığını, 04/01/2016 tarihinde 1000,00 TL satış avansının da dosyaya yatırıldığını, her ne kadar tedbir sebebiyle satışın yapılamayacağı belirtilmiş olsa da satış talebi ile satış avansının da dosyaya alınmasının talep edildiğini, söz konusu gayrimenkullerin satış ilanının yerel gazete ile yapılmasının usul ve yasaya...

Şti. adına tescil edilmiş ise de, şirket tüzel kişiliği tarafından yapılmış bir satış sözleşmesi bulunmadığı gibi şirket hesabına yatırılan satış bedeli de olmadığına, dosyadaki bilgi ve belgelere göre satış bedelinin davalılardan ... hesabına banka kanalı ile havale edildiği anlaşıldığına, davalı şirketlerin satış sözleşmesinde taraf olmaması nedeniyle satış bedelinin iadesinden sorumlu tutulamayacağına göre, mahkemece açıklanan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı-karşı davalılar vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 179,45 TL'nin temyiz eden davacı ve karşı davalılardan alınmasına 11.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı-davalı ... vekili ise, davacı ...’nın emlakçi olan davalı ...’e noterden düzenlenen 12.10.2006 tarihli vekaletname ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve satımı konusunda genel vekaletname verdiğini, davalı ...’in ...’nın talimatı olmadan dava konusu 429 ada 55 parseldeki payını muvazaalı şekilde işçisi olan davalı ...’e 16.10.2009 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını öne sürerek, 16.10.2006 tarihili taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali istemiyle dava açmıştır. Davalı ... duruşmadaki beyanında, ...’nın eşi ...’ın ...’e borcu olduğu için ...’nın dava konusu 429 ada 55 parsel sayılı taşınmazdaki payını ...’e noterde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını, ancak satış vaadi sözleşmesinde peşin alındığı belirtilen 30.000 TL satış bedelini ise almadığını belirtmiştir....

      Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin varlığından ve taraflarını bağlayıcılığından söz edebilmek için icap ve kabulün karşılıklı ve birbirine uygun olması, başka bir anlatımla aktin esaslı noktalarında irade beyanları arasında birlik bulunması, ayrıca, yine tarafların aktin esaslı noktalarında uyuşmaları gerekir. Böylece taraflar ileride diğer bir akit yapma borcu altına girer. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılınca bir aktin hükümlerini yerine getirmek değil, ileride yeni bir sözleşme yapmak mukavele edilmiş olur. Fakat tarafların biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi yapmalarına rağmen gerçek iradeleri ileride bir taşınmaz satışı yapılması doğrultusunda değil, örneğin; ödünç paranın teminatı olmak üzere birleşmiş ise gerçek bir satış vaadi sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Zira bu gibi durumlarda satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz teminat olarak gösterilmekte, üzerinde rehin tesis edilmektedir....

        Mahkemece dava konusu taşınmazların satış bedellerinin Tekirdağ Aile Mahkemesi'nin 2008/162 Esas sayılı dosyasında verilip, kesinleşecek karara göre Satış Memurluğu'nca taraflara ödenmesine, satış tarihinden önce karar kesinleşmediği takdirde, satış bedellerinin bankada vadeli hesap açılarak, hesap bloke edilerek, sonucuna göre fer'ileriyle beraber taraflara ödenmesi şartıyla ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de adı geçen bağımsız bölümler için Tekirdağ Aile Mahkemesinin 2008/162 Esas sayılı dosyasında taraflar arasında mal rejiminden kaynaklı alacak davasının sonucuna göre satış bedellerinin taraflara ödenmesi şartıyla ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece, belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

          Aynı kanunun 110. maddesinde ise; “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar” hükmü yer almaktadır.Satış talebinin geçerli olabilmesi için satış talebi ile birlikte bir miktar avansın da yatırılması gerekir. Satış avansının yatırıldığı tarihte istem geçerli olacağından, satış talebi satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. Somut olayda; şikayetçinin alacaklı olduğu ... 27....

            Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nispi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, dava konusu satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi gereklidir....

              Anılan düzenlemeler ve yapılan açıklamalar ışığında somut olayın bu yönden incelenmesinde; Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Dairesi'nin 2020/58 Talimat sayılı icra dosyasında 17/03/2020 tarihli satış kararında birinci satış tarihinin 21/05/2020 , ikinci satış gününün ise 18/06/2020 tarihine bırakılmış olup her iki satış günü de 7226 Sayılı Kanunda ön görülen durma süresi içerisinde kaldığından icra edilememiştir. Bunun üzerine icra müdürlüğünce durma süresinin sonunda resen 24/06/2020 tarihli satış kararı alınarak satış işlemlerine devam edildiği görülmüştür. Söz konusu satış kararında ilanın e-satış portalında yapılmasının yanı sıra adliye ilan panosunda da yapılmasına yönelik karar alındığı görülmüştür. Ancak buna rağmen yazılan müzekkere cevabında iş bu ilanın adliye ilan panosunda yapılmayarak satışa devam edildiği ve sonuçta da taşınmazların birinci artırma tarihi olan 25/08/2020 tarihinde ihale edildiği görülmüştür....

              GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı banka tarafından müvekkili hakkında yürütülen Karaman İcra Müdürlüğünün 2017/9689 sayılı icra takibinde, müvekkiline ait Karaman Merkez Ahiosman Mahallesi 3097 ada 10 parsel 4 nolu bağımsız bölüm taşınmazın 09.05.2023 tarihinde davalı T3 yapılan ihalesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile ihalenin feshi davasının açılmasının gerekli olduğunu, satış kararında taşınmazın satış ilanının adliye ilan panosu, belediye mutad ilan vasıtaları, adalet bakanlığı e-satış portalı ve yerel gazetede yapılmasına karar verildiğini, yerel gazetede ilan yapılmasına karar verilmesine rağmen taşınmazın satışının bu şekilde fiziki yayın yapan gazetede yapılmadığını, satış hazırlıklarının hukuki dayanağının satış kararı olup, satış kararına uygun yürütülmeyen ihalenin feshinin gerektiğini, Adliye ilan parosunda yapılan duyurunun hukuki olarak satış ilanının duyurulması işlevini görmeyecek nitelikte ilan tutanağında "her türlü vasıfları...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi, UYAP üzerinden getirtilen satış dosyası içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; Keşan İcra Müdürlüğü'nün 2013/7247 esas sayılı dosyasında davalı T7 aleyhine diğer davalı tarafından başlatılan takip ile ilgili olarak alacaklı vekilinin dosya borçlusu T7 Enez Satış Memurluğu'nun 2013/2 Satış dosyasında satış bedeli alacağı olduğundan bu dosyaya haciz müzekkeresi yazılmasını talep ettiği, talep doğrultusunda 17/07/2017 tarihinde haciz müzekkeresi yazıldığı, ancak şikayet dilekçesinde belirtilen Keşan İcra Müdürlüğü'nün 2013/7247 esas sayılı dosyasına satış dosyasından herhangi bir para gönderilmediği görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu