Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 davalıların murisi babaları Necdet Özkan ile satış vaadi sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşme ile Necdet Özkan'ın, babası Ömer Özkan'dan kendisine intikal edecek Karataş ilçesi Kırhasan mahallesi 39,40, 41, 42, 43, 85, 86, 87, 89, 90, 91, 92 ve yine annesi Cennet Özkan'dan kendisine düşecek aynı mahallede ki 39, 40, 44 ve 57 sayılı parselde ki hisselerini gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile müvekkiline sattığını ve parasını aldığını, satış vaadi sözleşmesinin Adana 10....

İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; satış vaadi sözleşmesinde davalının sözleşmede yazılı vadede borcunu ödememekle temerrüde düştüğünü, yerel mahkemece satış vaadine konu taşınmazın davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiğinin gözden kaçırıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulü ile satış vaadi sözleşmesinin feshinin tespitine, satış vaadi sözleşmesine konu Kumluca ilçesi Karşıyaka Mahallesi 568 ada 1 parsel C Blok K:1/1 no.lu bağımsız bölüm sayılı taşınmaz tapu kaydında davalı lehine yer alan satış vaadi şerhinin terkinine, davalının, Kumluca ilçesi Karşıyaka Mahallesi 568 ada 1 parsel C Blok K:1/1 no.lu bağımsız bölüm sayılı taşınmaza vaki müdahalesinin men'ine ve taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....

Noterliğinin 12/06/2008 tarih ve 7918 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrımenkul satış vaadi sözleşmesiyle satıldığını, söz konusu gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi tapuya 17/06/2008 tarih ve 10135 yevmiye numarası ile şerh edildiğini, Tapu Kanunun 26....

Mahkemece, 29.03.1971 tarihli, 1900 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesini değiştiren 28.06.1972 tarihli, 2962 yevmiye numaralı sözleşme ile, bir önceki satış vaadi sözleşmesinin içeriğinin değiştiği, bu nedenle önceki sözleşmenin hukuki sonuç doğurmayacağı ve davanın redde mahkum olduğu kabul edilmiştir. Oysa 28.06.1972 tarihli, 2962 yevmiye numaralı sözleşme de bir önceki sözleşmenin taraflarınca düzenlenmiştir. O halde satış vaadi sözleşmelerinin taraf iradelerini ortaya koyması ve re'sen düzenlenmiş bulunması nedeni ile her iki sözleşmenin de geçerli olduğunu ve hüküm ifade edeceğini kabul etmek gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle satış vaadi sözleşmelerinin içeriğine bakmaksızın şekil itibari ile sonuç doğurmayacağı yolundaki ret gerekçesi yerinde değildir....

    Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu Kırşehir 1. Noterliğinin 27.07.1990 tarihli ve ... yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi davacıların murisi ile dava dışı ... arasında yapılmıştır. Davalı kooperatif tarafından dava konusu taşınmazın tahsis edildiği taşınmaz satış vaadinde bulunan ...'in zorunlu dava arkadaşı olduğu gözetilerek husumet yöneltilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davacı tarafa adı geçen kişiye karşı da dava açması için uygun bir süre verilmeli, açılırsa o dava görülmekte olan bu dava dosyası ile birleştirilmeli, satış vaadi borçlusunun da savunma ve delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir....

      Her ne kadar 775 sayılı yasanın 34. maddesinin 1. fıkrasında "Bu kanun hükümlerine göre belediyelerce tahsis olunan arsalar, yapılar ve bu arsalar üzerinde yapılan bina ile meydana gelen taşınmaz mallar tahsis tarihinden itibaren 10 yıl süre içinde devir ve temlik olunamaz, rehin ve diğer ayni haklarla takyit edilemez, satış vaadi sözleşmesine konu teşkil edemez..." hükmü yer almış ise de bu düzenleme, takyit süresi içinde satış vaadi sözleşmesi yapılmasına engel teşkil etmez. 10 yıllık takyit süresinin geçmesinden sonra da satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı doğmuş olduğundan mahkemece, yasal takyit süresi dolduktan sonra açılan tapu iptali ve tescil davası yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

        BORÇLAR KANUNU [ Madde 158 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerek-tirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Yanlar arasında imzalanan ve Antalya Birinci Noterliği'nce doğrudan düzenlenen 22.03.2001 tarihli ve 7064 yevmiye nolu "Düzenleme Biçiminde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" gereğince, davalı yüklenici, davacı arsa sahibinin kayden maliki bulunduğu (2) parsel sayılı taşınmazına inşaat yapmayı ve her katta 2 dubleks daire olmak üzere toplam yapılacak 2 dubleks ve 2 tripleks dairelerin 2 ve 3 nolu bağımsız bölümlerini en geç 31.12.2001 tarihinde davacı...

          Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de satış vaadi borçlusunun tapulu taşınmazın maliki olması gerekmez. Taşınmazın tapuda bir üçüncü kişi adına kayıtlı olması sözleşmenin geçerliliğine etkili değildir. Zira taşınmaz satış vaadi sözleşmesi borç doğuran akit olduğundan borç altına girenin malik olması koşulunu aramaya gerek yoktur. (YHGK 10.02.1960 t. 6- 188 K) Bir başka deyimle, borç doğuran bir sözleşmenin geçerliliği hiçbir zaman satıcının satış tarihinde veya daha sonra o şeye malik olması şartına bağlı değildir. Vaatte bulunanın satış vaadinin konusunu oluşturan taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinin varlığını aramak da gerekmez. Satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaat eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vadedilene devretmekle yükümlüdür....

          .- YTL. değer gösterilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir....

            tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Tapu Kanunu'nun 26. maddesi ve TMK.nun 1009. maddesi uyarınca kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanır. Tapu Kanunu'nun 26. maddesine göre bu hak 5 yıl süreyle 3.kişilere karşı ileri sürülebilir. Somut olayda; takip borçlusu Seher Gündoğan'ın noterlikçe yapılan 14.9.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile şikayetçi üçüncü kişi ...'e, şikayet konusu taşınmazların satışını vadettiği ve bu satış vaadi sözleşmesinin tapu kaydına 02.10.2009 tarihinde şerh verildiği, söz konusu taşınmazlara 23.11.2011 tarihinde haciz konulduğu görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu