Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Dava konusu olayda ; sözleşmenin temelini oluşturan hukuki ilişki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanmaktadır. Kural olarak Borçlar Kanunu sözleşmelerde şekil serbestisini benimsemiştir. Ancak taşınmaz mülkiyete devir borcu doğuran sözleşmeler konusunda TMK ile TBK 237. Maddesinde taşınmaz satımının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanma şartı satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüştür. 2644 Sayılı Yasa 26. Madde ile 1512 Sayılı Yasa 60/3 ve 89. Maddeleri taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde yapılacağı kuralını koymuştur. Buradaki şekil bir geçerlilik şartı olarak düzenlendiğinden hakim tarafından taraflarca ileri sürülmese dahi her aşamada resen dikkate alınması gereken bir şarttır. Dolayısı ile satış vaadi sözleşmeleri geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak doğuran sözleşmelerdir....

Elbirliği ortaklarının birbirine yaptıkları satış vaadi sözleşmelerinde ise sözleşmenin ifa olanağı vardır....

Karşı davacılar, dava dilekçelerinde davacı ile tarafların ortak murisi ... arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin de muvazaalı olarak düzenlendiğini öne sürerek davacının tapu iptali ve tescil davasının reddini savunmuşlardır. Kaynağını Türk Medeni Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse, edimin hükmen yerine getirilmesi vaat alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. Kural olarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin satış amacı ile değil muvazaalı olarak yapıldığının savunulması her zaman olanaklıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse; muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemenin dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarını Borçlar Kanununun 18. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturması gerekir....

    Davalı-karşı davacı, satış vaadi sözleşmesi yapılırken hataya düşülerek sözleşmenin yapıldığını beyanla, satış vaadi sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 26 nolu bağımsız bölümde 36/158 arsa payının davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mahkeme veznesine davacı tarafça depo edilen 4000 YTL. satış bedelinin davalıya ödenmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından sözleşmenin iptalinin reddi ve hükmedilen tazminat miktarının az olduğu, davacı vekili ise bedelsiz tescile karar verilmesi gerektiği yönünden temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının-karşı davacının temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava konusu edilen taşınmazın satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre 1000 YTL. bedelle satıldığı, satış bedelinin peşin ödendiği anlaşılmaktadır....

      Davalı-karşı davacı, satış vaadi sözleşmesi yapılırken hataya düşülerek sözleşmenin yapıldığını beyanla, satış vaadi sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 26 nolu bağımsız bölümde 36/158 arsa payının davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mahkeme veznesine davacı tarafça depo edilen 4000 YTL. satış bedelinin davalıya ödenmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından sözleşmenin iptalinin reddi ve hükmedilen tazminat miktarının az olduğu, davacı vekili ise bedelsiz tescile karar verilmesi gerektiği yönünden temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının-karşı davacının temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava konusu edilen taşınmazın satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre 1000 YTL. bedelle satıldığı, satış bedelinin peşin ödendiği anlaşılmaktadır....

        Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma” kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

          Dava konusu edilen taşınmazların 21.10.1966 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile önceki malik ... tarafından tarafların murisi ...'a satışı vaat edilmiş, bedeli alınarak teslim edilmiştir. Satış vaadi borçlusu taşınmazlar üzerindeki temlik yasağına ilişkin takyidatlar kalktığında satış işlemlerini gerçekleştirmek üzere satış vaadi alacaklısının oğlu ... vekil tayin edilmiştir. ... ve ...'ın ölümü üzerine ..., 24.12.1985 tarihinde satış vaadi borçlusunun mirasçılarından kendi adına tapuda kayden satış suretiyle taşınmazları iktisap etmiştir. ...'ın ölümü ile dava konusu taşınmazlar vasiyetnamenin tenfizi ile ... ve intifa hakkı eşi ...'a intikal etmiştir. ...'ın da ölümü ile mirasçıları davada taraf olarak yeralmıştır. ...'ın satış vaadi alacaklısının vekili olarak dava konusu taşınmazların babasına satışının vaadedildiğini ve 19 yıl boyunca tasarruf edildiğini bildiği, ...'...

            Noterliğinin 17.02.2017 tarih ve 2599 yevmiye nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı tarafça İstanbul ili ... İlçesi, Yeşilkent Mah. 2945 ada, 49 parselde F2 Blok 13....

              Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; satış vaadi sözleşmelerindeki satış bedeli toplamına göre görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi de; yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda tespit olunan satış vaadine konu taşınmaz pay değerlerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, dava dayanağı olan noterliklerce düzenlenmiş 02.07.1970 ve 14.09.1971 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerindeki dava konusu taşınmaz hisselerinin satış bedelinin 1500 ve 6000 TL olarak gösterildiği anlaşılmıştır....

                Noterliği'nin 16/11/2005 tarih ve 27223 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalılar T5 T4 ve T3'den satın alarak bedellerini peşinen ödediğini, yine davacının aynı parsellerdeki diğer davalıların murisi T6 murislerinden intikal edecek hisseleri Antalya 3. Noterliği'nin 11/11/2005 tarih ve 267855 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın alarak bedelini peşinen ödediğini, Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/632 Esas sayılı dosyasında satış vaadi sözleşmeleri nedeniyle ferağa icbar davası açtıklarını, ancak satış vaat edenlerin taşınmazlarda iştirak halinde mülkiyet şeklinde maliki olduklarından taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin infaz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, daha sonra taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlar hakkında Antalya 2....

                UYAP Entegrasyonu