Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.04.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalılar ile davacının murisi ... arasında yapılan ... 1. Noterliğinin 07.02.1991 tarih 1942 yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... İli ......

      Davalı ... vekili cevabında; 10 yıl takyitlidir şerhinin Köy Kanunu' na dayandığını, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik doğuramayacağını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, 10 yıllık süre içinde köy kanunu uyarınca tahsisli yerin satışı vaat edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda; mahkemece 10 yıllık süre içinde satış vaadi sözleşmesi akdedilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; Köy Kanunu uyarınca tahsisi yapılan yerlerin 10 yıl içinde satışları yasak olup, satış vaadi sözleşmesi bir ön akit niteliğinde olduğundan yapılan satış vaadi geçerlidir. Ancak 10 yıllık süre içinde bu satış vaadinin ifa olanağı olmayıp 10 yıllık süreden sonra ifa olanağı doğmaya başlar....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.12.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının ... Noterliğinin 07.10.1994 tarihli düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile o tarihte tasarrufunda bulunan ... Köyü 187 parselde kayıtlı taşınmazın, annesi ...'...

          Taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle ileride esas sözleşme yapılması, diğer bir deyişle satım akdi icrası kararlaştırıldığından satış vaadi sözleşmesinin ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmesi gerekir. Doğru olanı satış vaadi sözleşmesine ileride satışı yapılacak taşınmazın tapu kütüğünde kayıtlı olduğu yerin, kayıt tarihinin, ada ve parsel numarasının yazılması, şayet çapa bağlı bir taşınmazdan muayyen bir bölümün satışı vaat olunuyorsa bunun çap üzerinde metrekaresi belirtilerek işaretlenip sözleşmeye eklenmesidir. Sözleşmede satışı vaad olunan taşınmazla ilgili yeterli açıklık yoksa sözleşmenin ifa kabiliyeti olmayacağından bu gibi sözleşmeler geçerli sayılmaz. Zira, “sözleşme konusunun belirli olması” unsuru da taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin geçerliliğinde aranan temel unsurlardandır; Ancak Yargıtay, bu unsurun kesin olarak satış vaadi sözleşmesinde belirtilmesini zorunlu görmemektedir....

            Dosya içeriğinden; davalı ... ve bir kısım davalı murisi ...’ın Saray Noterliği, 22.08.1991 tarih, 5036 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle dava konusu 78 ada 49, 189 ada 13 ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardaki hak ve hisselerini; davalı ...’ın ise Saray Noterliği, 22.08.1991 tarih, 5040 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle dava konusu 15 ada 9, 30 ada 42, 78 ada 49, 189 ada 13 ve 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardaki hak ve hisselerini davacılar murisi ...’na satmayı vadettiği, tapu kayıtları ve mirasçılık belgelerinin incelenmesinde; satış vaadi borçluları ..., ... ve ... ile satış vaadi alacaklısı ...’nın kayıt maliki ... ... mirasçısı olduğu anlaşılmıştır. Dosyada yeterli bilgi ve belge bulunmadığından satış vaadi borçluları ve alacaklısı ile diğer kayıt malikleri arasında mirasçılık ilişkisi olup olmadığı tespit edilememiştir....

              Davalı-karşı davacı T.Tütüncüler Bankası ... vekili, davacının taşınmazı satın almadığını, satış vaadi sözleşmesi yaptığını, esasen bu sözleşmenin de alacaklılardan mal kaçırmak için yapıldığını, o sözleşmenin tarafı ...’un dava dışı ... Tekstil San. ve Tic. Ltd.’nin kredi borçlarına kefil olmasından dolayı takip yaptıklarını ve ...’un düşük bedelle satış vaadi sözleşmesini yaptığını bu nedenle anılan tasarrufun iptaline ve asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., açılan davanın haklı olduğunu ve satış vaadi sözleşmesini yaptıktan sonra banka kredi borçlarının da davacı ... tarafından ödendiğini savunarak davanın kabulüne karar verilmesini dilemiştir. Davalı ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.09.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların murisi ...'ın 13.12.1989 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, ... ilçesi, 1091 parsel sayılı taşınmazdaki murisi ...'...

                  KARAR Davacı; Finike Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/195 Esasında görülen vesayet davası ile davaya konu edilen satış vaadi sözleşmesinden haberdar olduğunu, oğlu ile davalının el ve işbirliği içerisinde hareket ederek ve kendisinin saflığı ve yaşlılığından yararlanarak ... 1. Noterliğince düzenlenen 23/07/2004 tarih ve 8199 yevmiye no’lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesini tanzim ettirdiklerini, bu satış vaadi sözleşmesi ile... İlçesi,... köyünde kain 491 ve 761 parsel sayılı taşınmazlardaki tahmini 75.000 m2 miktarındaki taşınmaz hisselerini piyasa değerinin 1/12’si kadar düşük bedelle satışının vaat edilmiş olduğunu, satım bedeli olarak gösterilen 150.000.000 TL’yi almadığını, belirterek satış vaadi sözleşmesinin feshi ile tapudaki şerhin fek’ine karar verilmesini istemiştir....

                    Her ne kadar 24.04.1978 tarihli ve 3-4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında, üzerinde bina bulunan ancak kat mülkiyeti yada kat irtifakı henüz kurulmamış bir taşınmazdan bağımsız bölüm satış vaadi geçerli kabul edilmiş ise de, İçtihadı Birleştirme Kararının konusu yasalara uygun meydana çıkartılmış bir yapıdır. Belirtmek gerekirse, kaçak ve hakkında yıkım kararı olan bir yapıda anılan İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması yasaların yaptırıma bağladığı eylemin devamına neden olma sonucunu sağlayacağından kaçak binada bağımsız bölüm satışına konu satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil isteği kabul edilemez. Zira bu gibi yerler üzerinde kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulma olanağı yoktur. Somut olaya gelince; davacının dayandığı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi noterde usulüne uygun olarak düzenlenmiş olup geçerli bir sözleşmedir....

                      UYAP Entegrasyonu