Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği 12.12.2003 tarih ve 30154 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle satmayı vaat ettiğini, davacının burayı 26.04.2012 tarihine kadar fiilen kullandığını, satış vaadine konu olan 579 parseldeki çevrili ve ağaç dikilmiş 1000 m²lik yeri ilk satış vaadinde bulunan davalı ...’un, gayrimenkul satış vaadine konu olan yerin tapusunu gayrimenkul satış vaadi ile alan kişilere daha sonra devretme amacıyla davalı ...’e tapuda devrettiğini, davalı ...’ın bunu 26.04.2012 tarihli yazılı belge ile kabul ve taahhüt etmesine rağmen 1000 m²lik yerin tapusunu davacıya devretmediğini, davacının zilyetliğine haksız ve hukuka aykırı şekilde son verdiğini belirterek satış vaadine konu 1000 m²'lik yerin davalı ... adına olan tapu kaydının iptaliyle davacı adına tescilini, talebin mümkün olmaması halindeyse de tazminat talep ettiklerini beyan etmiştir....

    Davacı, 11.10.1995 tarih 15204, 28.6.1999 tarih ve 5491 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmeleri ile satışı vaad edilen 46 parsel sayılı taşınmazdaki davalılar paylarının iptali ile adına tescilini talep etmiş, Davalı . davayı kabul etmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiş, yerel mahkemece satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesi ile dava red edilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 (önceki Medeni Kanunun 634) ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

      Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 14.03.1974 günlü biçimine uygun düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ve 21.02.2007 tarihinde davalı ... tarafından diğer davalılar lehine tapuda gerçekleştirilen temliki işlemin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve (murisleri adına) tescili istemine ilişkindir. Bir kısım davalılar, satış vaadi sözleşmesinin tanzim tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca tapuda iyiniyetli malik olarak mülkiyet hakkını edindiklerini söyleyerek davanın reddini istemişlerdir. Davalı ..., satış vaadi sözleşmesinin tanzim tarihi ile dava tarihi arasında zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan murislerin davacılar haricinde başka mirasçılarının da bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava kabul edilmiş, ...ilçesi, ...köyü, 92 parselde davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'...

        Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği mülkiyetine (Türk Medeni Kanunu m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağı varlığı düşünülemez. Somut olayda, satış vaadi sözleşmesine konu 84 parsel tapu kaydına göre elbirliği mülkiyet rejimine tabidir. Satış vaadi sözleşmesi iştirakli paydaşlar arasında yapılmamıştır. Davacı iştirakli paydaş olmadığından az yukarıda değinildiği üzere anılan sözleşmeye dayanılarak tescil talebinde bulunulamaz. Elbirliği (iştirak) mülkiyetine konu bir taşınmazda ortaklık dışında üçüncü kişiye yapılan satış vaadi sözleşmesi bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir....

          Mahkemece, davalıların murislerinin dava konusu taşınmazlardaki paylarını satış vaadi sözleşmeleri ile davacı tarafa sattıkları, bu nedenle taşınmazların tam pay ile davacıya ait olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Çekişmeli taşınmazların tarafların müşterek murisi ... adına kayıtlı tapu kapsamında kaldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bir kısım mirasçıların 1953 tarihli noter satış vaadi sözleşmeleri ile davacı tarafa çekişmeli taşınmazlardaki miras paylarını satmayı vaadettikleri halde, 1967 yılında kayden ... ’a satmaları nedeniyle satış vaadi sözleşmelerine mi yoksa kayden yapılan satışlara mı üstünlük tanınacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf noter satış vaadi sözleşmelerine, davalı taraf ise pay temlikine ilişkin tapu kayıtlarına dayanmışlardır....

            Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmesi suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olayda; dava konusu taşınmaz 02.05.1987 tarihinde vefat eden tarafların kök murisi ... adına kayıtlıdır. Davaya dayanak satış vaadi sözleşmesi ile de davalıların murisi ... (satış vaadi borçlusu), davacının murisi ...’a (satış vaadi alacaklısına) dava konusu 6 no'lu bağımsız bölümde miras hak ve hisselerinin tamamını 300.000.000 TL’ye satmıştır. Kartal 2. Sulh Hukuk mahkemesinin 2003/564 E. 538 K. sayılı veraset ilamı göre davalıların ...’ın mirasçıları oldukları görülmektedir. İstanbul 2. Sulh Hukuk mahkemesinin 2009/1387 E. 1225 K. sayılı kök muris ...a ait veraset ilamına göre de elbirliği ortaklardan davalıların toplam 1/3 oranında ve davacının da 1/3 oranında miras payları olduğu sabittir....

              Mahkemece, bozma ilamına uyularak davacının imzaladığı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin diğer tarafı olan davalı ... ...'ın dava açılmadan önce 2004 yılında vefat ettiği, kural olarak 04.05.1978 tarihli 4/5 sayılı İBK uyarınca ölü kişiye karşı dava açılamayacağı ve mirasçıları ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/272 Esas, 381 Karar ile 2004/485 Esas 647 Karar 2004/310 Esas, 477 sayılı Kararlarına göre mirası reddettiğinden ve diğer davalılar sözleşmede taraf olmadığından davacının tapu iptali ve tescil, tazminat davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava konusu 14 no'lu bağımsız bölümün davalılardan ... tarafından 26.01.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davalı ...'a satışının vaat edildiği ve satış vaadi sözleşmesinin 28.07.2000 tarihinde tapuya şerh verildiği, ...'ın ise 13.11.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacıya temlik ettiği, ...'ın davalı ... ...'...

                Noterliği'nin 02/02/2018 tarih ve 9018- 9019 yevmiye numaralı işlemleri ile satış vaadi yapılmış ve bu satış vaadinin tapuya da şerh edildiğini, yapılan işlemin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı T8 hem vekil hemde satış vaadi olan taraf olarak haksız işlem yapıldığını, bu satış vaadinin geçerliliğinin olmadığını, müvekkillerin T8'e satış vadetmediklerini ve bir para da alınmadıklarını, yine satış vaadi yapan vekillerine de noterden işlem için bir talimat vermediklerini, T8 ve işlemi yapan vekil hem müvekkillerin hem de diğer hissedarların verdiği vekalet ilişkisini kötüye kullandığını, davalı ve işlemde 3. Kişi olarak gözüken T8 aynı zamanda vekil olarak da müvekkilleri temsil ettiği için hem gayrimenkulün değerinin satış vaadinde gösterilenden daha fazla olduğunu bildiğini hem de satış vaadi eden vekili kendisinin ayarladığını ve beraber hareket ettikleri için vekilin kötü niyetini bildiğini, bu nedenle davanın kabulü ile dava konusu Üsküdar 6....

                Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede ise tazminat istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinde dava konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulduktan sonra ferağ verileceğinin kararlaştırıldığı ancak bu şartın gerçekleşmediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, ikinci kademedeki tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar Dairemizce; “… Somut olayda, İzmir 21.Noterliği' nin 05.11.2008 tarih 30330 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinde ifanın talep edilebilmesi ileride gerçekleşecek “kat mülkiyeti kurulması” şartına bağlanmıştır. Satış vaadi sözleşmesindeki taliki şart gerçekleşmeden davacı ferağa icbar talebinde bulunamayacağından İzmir 21....

                  Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin dayanağını; mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 22 nci ve 6098 sayılı TBK'nın 29 uncu maddesinden aldığı, bir sözleşmenin ileride kurulmasına ilişkin sözleşmelerin geçerli olduğu, ön sözleşmenin geçerliliğinin ileride kurulacak sözleşmenin şekline bağlı olduğu, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60 ıncı maddesinde noterlerin görevleri arasında taşınmaz satış vaadi sözleşmelerini yapmanın da sayıldığı... Somut olayda; 19/11/2007 tarihli satış vaadi sözleşmesinde vaat borçlusu muris/davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu