Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği'nin 17/09/1988 tarih ve 15346 yevmiye no’lu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde bu parselin yer almadığını, davacı tarafın taraflar arasında sözlü olarak bu yerin satış vaadine konu edildiğini ve buna ilişkin vekaletname verildiğini ileri sürmüş iselerde satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartına tabi bir sözleşme olduğunu, sözlü anlaşma ile yapılmayacağını, Adana 6....

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesi 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve TMK'nın 1009. maddeleri gereğince tapu kayıtlarına şerh verilebilir. Kişisel hak sağlayan satış vaadi sözleşmesi tapu kaydına şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebilir....

    Bu nedenle somut olayda uygulanabilirliği söz konusu değildir. 818 sayılı Borçlar Kanununun 213. maddesinde taşınmaz satışının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanması şartı, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüş, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60/3 ve 89. maddeleri taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde yapılacağı kuralını getirmiştir. Davaya konu satış vaadi sözleşmeleri bu sıhhat şartına uygun olarak düzenlenmiş, bu anlamda geçerli sözleşmelerdir. Satış vaadi sözleşmeleri, tam iki tarafa borç yükleyen, kişisel hak doğuran sözleşmelerdendir. Kişisel borç doğuran sözleşme olması nedeniyle, satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için satış vaad edenin vaadin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. İştirak hâlindeki taşınmaz maldaki hisselerin de satışının vaadi geçerlidir....

      Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sebebiyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; ... Noterliğince 14.09.1995 tarih ve 37877 yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, pay satış vaadi bedelinin 30.000.000.- TL. olduğu, bu bedelin harca esas değer olarak gösterildiği, ancak davacı vekilinin 02.05.2006 günlü oturumda dava tirihi itibariyle değerin 70.000.00.- YTL. olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır....

        Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.’nın 706. m.) olup, sözleşmede belirtilen miktar ve değerin hayatın ve günün olağan koşullarına uygun olmadığı gibi kamu düzenine ilişkin görev konusu taraf iradesine bırakılmakla sözleşmede belirtilen değerin harç kaybına neden olacağı da gözetilerek, Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine dayalı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay H.G.K.'nun 29.03.2006 gün 2006/14-91-2006/115 sayılı kararında da taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil davaları ile benzer nitelikteki şufa ve tenkis davalarında da dava tarihindeki değerin esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. İptali istenilen satış vaadi senedinin 1998 yılında 300.000.000.- TL. değer gösterilerek noterde düzenlendiği, davacının duruşmadaki beyanında taşınmazın değerinin 15 milyar TL'den fazla olduğunun beyan edildiği, bu hali ile H.Y.U.Y.'...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dosya içerisinde; davanın dayanağı olan satış vaadi sözleşmesinin, dava konusu taşınmazın tapu kütük sahifelerinin, tescile esas 01.02.1996 tarihinde kesinleşen mahkeme ilamının, satış vaadi sözleşmesinin tarafı oldukları ve ölü oldukları dosya içeriğinden anlaşılan ... ve ...i’ın mirasçılık belgelerinin, dava konusu taşınmazda pay sahipleri olan ve davacı tarafından davalıların murisi oldukları iddia edilen ...’in mirasçılık belgelerinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece; 1-.... Noterliğince düzenlenmiş 10.04.1996 tarih ve 4931 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesinin Silivri 1....

            Somut olayda; Mahkemece, davacı tarafça satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil davası açılmış ise de, dosya kapsamına alınan alacaklı ... ile borçlular arasında düzenlenen 10.10.2012 tarihli protokol Mahkemesi'nin 2014/495 E., 2015/861 K. sayılı dosyası ile beyanları alınan tanıkların beyanlarından satış vaadi sözleşmesinin davalının eşi davacıdan almış olduğu borcun teminatı amacıyla düzenlenmiş olduğu, gerçekte bir satış, para alış-verişinin olmadığı, taşınmazların davacıya teslim edilmediği, taşınmazların halen davalının tasarrufunda bulunduğu anlaşılmış, bu anlamda söz konusu satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğu, yine satış vaadi sözleşmesinin teminat amaçlı olarak düzenlenemeyeceği dikkate alınarak davacı tarafından açılan davanın haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              nın davacı ... ile yaptığı satış vaadi sözleşmesine değer verilmek ve taşınmazın bedeli olarak ...'nın eşi ...'a yapılan ödeme geçerli kabul edilmek suretiyle tapu iptal ve tescil davası kabul edilmiş ise de; 3. kişi konumunda bulunan ...'a yapılan ödemenin, satış vaadi sözleşmesinin tarafı olan ... yönünden bağlayıcı olduğunun kabulü doğru değildir....

                Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince tapu maliki davalı ... 03.08.1978 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 6440 m2 genişliğindeki 14 sayılı parselin (yeni 137 ada 7) 4740 m2' lik kısmını ...'a satmayı vaadetmiştir ve zilyetliğini teslim etmiştir. ... 20.10.1978 tarihinde yine satış vaadi sözleşmesiyle davalı ...' in satmayı vaddettiği 4740/6440 hissenin 1610/6440' ını davacıya, 1610/6440' ını davalı ...' ye ve 1610/6440' ını da dava dışı ...' e devretmiştir. Ayrıca davalı ... satış vaadi ile ...' den aldığı hissesinin tamamını 19.1.1982 günlü satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devretmiş ve davayı kabul etmiştir....

                  yapılmış olup, satış vaadi sözleşmesinin içeriğinden satış vaadine konu bedellerinin davalılara ödendiğinin resmi ve yazılı belge olarak ortada olduğunu, bunun aksine yazılı ve resmi bir delil ortada olmadığını, Güncel tapu kayıtlarında tarafların pay ve oranları belli olduğu halde, davaya konu taşınmazların elbirliği mülkiyeti içinde olduğu ve satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kalmadığı gerekçesi ile davaya konu edilen satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının olmadığı yönündeki mahkeme gerekçesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu