"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı ... tarafından borçlu ... aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe konu ipotekli taşınmazın 07.01.2015 satışı talebinin icra müdürlüğünce dayanak ipoteğin 25.10.2009 tarihine kadar süreli olduğu, teminat ipoteği için ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığı, borçluya yapılmış bir ödeme/icra emri tebliğinin olmadığı, bu hususların da kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete konu olduğundan bahisle satış talebinin reddi ile İİK. 150/e maddesi gereğince takibin kapatılmasına 12.01.2015 tarihli kararın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep...
Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip düşer" hükmü yer almaktadır. Öte yandan, İİK'nun 59. maddesine göre alacaklı, yapılmasını talep ettiği muamelenin masrafını avans olarak peşinen öder. Bu durumda satış talebinin geçerli olabilmesi için satış talebi ile birlikte bir miktar avansın da yatırılması gerekir. Satış avansının yatırıldığı tarihte istem geçerli olacağından, satış talebi, satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. Somut olayda, icra emri borçlulara 23.06.2014 ve 24.06.2014 tarihlerinde tebliğ edilmiş olup, alacaklı tarafından 06.03.2015 tarihinde satış talebinde bulunulmuş ise de, bir miktar da olsa avans yatırılmadığından satış talebi geçerli değildir....
, hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizce onanmış, davacı bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 1-Taraflar arasında düzenleme şekilde noterde imzalanan 3.10.2002 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde, davalıya ait taşınmazın 28.000.000.000 TL bedel karşılığında davacıya satıldığı, satış bedelinin taksitler halinde ödeneceği, ödemelerin tamamlanmasından sonra da tapuda ferağ takririnin verileceği kararlaştırılmıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesi satış memurluğunun 2021/6 satış dosya numaralı dosyası kapsamında belirtilen 3 adet taşınmazın da içinde yer aldığı iki blokun satış işlemlerinin başladığını ve 27/05/2022 günü 1. Satış günü tayin edildiğini, Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi satış memurluğunun 21/6 satış dosya numaralı dosyası nezdinde satış işlemi gerçekleştiği takdirde, davacıların herhangi bir borcu veya haciz ipotek gibi yasal yükümlüğü olmamasına rağmen, kendilerine ait olan ödemelerini tamamlamış oldukları taşınmazları da telafisi mümkün olmayacak şekilde satılacağını beyan etmiş ve tedbir konulmasını tedbir konulmaması halinde davalıdır şerhi konulmasını talep etmiş ise de, mahkememizce gelen takyidatlı tapu kayıtları incelendiğinde dava konusu taşınmazların malikinin davalı kooperatif olmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin ve taşınmazlarının üzerine davalıdır şerhi konulması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Şikayete konu memur işlemi davacı alacaklı vekilinin dosyanın yenilenmesi talebinin reddi olup, takip de taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ipotek takibidir. İİK'nın 150/e maddesine göre; "Alacaklı, taşınır rehninin satışını, ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren altı ay içinde, taşınmaz rehninin satışını da aynı tarihten itibaren bir yıl içinde isteyebilir.” İİK'nın 150/e maddesi uyarınca süresinde satış istenmemesi halinde takip düşer. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup icra müdürlüğünce re'sen uygulanması gerekir. Takibin düşmesi halinde rehnin satışı yapılamaz. Eğer satış yapılmışsa feshi gerekir. bu durumda, davacı alacaklının rehinli takibin yenilenmesi talebinin reddine ilişkin şikayeti, bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde ve yasanın emredici hükmü olmakla, İİK'nın 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayete tabidir....
Somut olayda; taşınmaz 23.11.2012 tarihinde haczedilmiş olup alacaklı 2014/80 sayılı talimat dosyasına 13.05.2014 günü 550,00 TL satış avansı yatırmış olmakla bu tarih itibariyle satış talebinde bulunulduğunun kabulü gerekir. Bu haliyle satış talebinin yasal süresinde olduğu anlaşıldığından şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Elektrik Perakende Satış A.Ş. ve birleşen dosya davalısı ... ve ... Elektrik T.A.Ş.'nin istinaf başvurusunun reddine yönelik kararın, asıl dosya davacısı ... Elektrik Perakende Satış A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesi tarafından ek kararla temyiz temyiz talebinin reddine karar verilmiş, bu kez asıl dosya davacısı ... Elektrik Perakende Satış A.Ş. vekili tarafından ek karar temyiz edilmiş olmakla; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I İstinaf incelemesi sonucunda verilen karar hakkında, 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamayacağı Bölge Adliye Mahkemesince saptanmıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl dosya davacısı ... Elektrik Perakende Satış A.Ş.'...
Bu defa yargılama sırasında tekrar aynı tedbir talep edilmiş yine mahkemesince 27/10/2020 tarihli celsede davanın niteliğinin taşınmaz aynına ilişkin olmadığı gerekçesi ile yeniden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği ancak gerekçeli kararın yazılmadığı ve taraflara da kararın haliyle tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmıştır. Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talepli davada davalının mal varlığının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebine ilişkindir. Yukarıda da belirtildiği üzere tensip zaptı ve 27/10/2020 tarihli celsede verilen tedbir talebinin reddi ara kararının gerekçesi yazılmadığından gerekçesi yazılıp taraflara tebliğe çıkartılması işlemleri için dosyanın mahkemesine iadesi gerekmektedir....
Ancak ihalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hâllerde duruşma yapılmadan da karar verilebilir. İcra mahkemesi; 1. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle, 2. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler bakımından feragat nedeniyle, 3. İşin esasına girerek, talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkûm eder. " hükmü getirilmiştir. 2. Düzenlemenin gerekçesi, ihalenin feshi talebi yukarıdaki sebeplerle reddedilen davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre para cezasının taktir edilebilmesini sağlamaktır. 3....
Yine dosyada yer alan krokiden satış vaadine konu bölümün 2956 sayılı parselin yeşil ile çerçevelenen bölüm olduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu yerin mülkiyetinin adına tescilini, aynı taşınmaz kapsamında kalan dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan bölümünün de kamulaştırma bedelinin davalılardan tahsilini istemektedir. Burada öncelikle, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin şekli üzerinde durulması gerekmektedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alır. Anılan hükmün 1. fıkrasında “bir akdin ileride inşa edilmesine dair yapılan mukavele mutemeber” denilmiş, dolayısıyla asıl akdi (taşınmaz satış aktini) ileride yapmak üzere ön sözleşme yapılmasına kanun olanak sağlamıştır. Hiç kuşkusuz ileride yapılacak asıl akit (taşınmaz satış akti) bir şekle bağlanmışsa Borçlar Kanununun 22. maddesinde ifade edildiği üzere ön sözleşmenin de (taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin) o şekle uyularak yapılması zorunludur....