İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince verilen kararda; davacıya ait ruhsatlı ve lisanslı akaryakıt istasyonuna otogaz (LPG) ilavesi verilmesi talebinin 20/05/2014 tarihli işlemi ile EPDK'nın … tarih ve … sayılı yazısında mevcut akaryakıt satış istasyonu ruhsatı ve akaryakıt bayilik lisansı olan ancak aralarında 1000 metreden az olan istasyonlarda ilk kez LPG bayilik lisansı düzenlenebilmesi için minumum 1000 metre şartının aranmakta olduğunun bildirildiği, davacının müracaat tarihinden önce davacıya ait akaryakıt istasyonunun bulunduğu alanın sonrasındaki 1000 metre mesafe içerisinde bulunan başka bir akaryakıt satış istasyonuna LPG satış ilavesi için müracaat edilmesi nedeniyle davacının ilave LPG satış faaliyet talebinin değerlendirilemediği, söz konusu istasyonun LPG satış ilavesine ilişkin müracaatının olumlu sonuçlanmaması halinde davacının talebinin değerlendirilmeye alınacağı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de; LPG istasyonlarının 1/5000 ve 1/1000 ölçekli...
Mahkemece, tescil talebinin bu gerekçe ile reddi gerekirken, taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu için satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığından bahisle reddi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda ... numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, ... numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilerek düzeltilmiş bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, ....05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Temyiz harç ve giderlerinin, henüz bir haftalık kesin süre verilmeden davalı tarafından tamamlandığı anlaşıldığından, davalının temyiz talebinin reddi isabetli değildir. Bu sebeple temyiz talebinin reddine yönelik ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, işin esasının incelenmesine geçildi: Mahkeme kararı, dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle "nisbi harcın paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda alınacağının ve vekalet ücretinin de yine aynı oranda tahsil edileceğinin" anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 25,20 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, 18.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunan alacaklının 21.01.2011 tarihinde satış talebinde bulunduğunu ve satış avansını yatırmış olması nedeniyle haczin devam ettiği yönünde yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu zira icra müdürünün aynı tarihli kararda şikayet olunan alacaklının satış talebi reddolunarak 100,00 TL satış avansının dosyaya alınmasına karar verildiğini, satış talebinin reddine ilişkin karara karşı şikayet yoluna başvurulmadığını, bu nedenle şikayet olunan alacaklının geçerli bir satış talebinin varlığından bahsedilemeyeceğini ve haczinin de düştüğünü ileri sürerek, sıra cetvelinde 1. sırada şikayet olunan alacaklıya ayrılan payın, müvekkiline ödemesini talep ve şikayet etmiştir....
İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haciz kalkar. Kanunda icra müdürünün ne kadarlık bir sürede satış avansı olarak yatırılması gereken miktarı belirleyeceği hususu yazılı değildir. Bu nedenle icra müdürlüğünce satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı .satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur. İcra takibinin amacı borcun tahsildir. Yakalama işlemi satış isteme süresini kesmeyeceğinden, İİK'nun 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmemesi için alacaklının yasal sürede satış talep etmesi ve satış avansını yatırması zorunludur. Aksinin kabulü halinde, aracın yakalanamaması ve fiili haczin yapılaması durumunda, alacaklının kusuru olmaksızın haczin düşmesi ve alacağın tahsilinin gecikmesi sonucu ortaya çıkacaktır ki bu durum icra takibinin amacı ile bağdaşmaz....
talebin reddi" yönünde verdiği ret kararının düzeltilerek kaldırılmasını (değiştirilmesini), düzelterek kaldırılması yönündeki talebinin kabulü mümkün değil ise yerel mahkemenin "cebri icra yoluyla satışın engellenmesine yönelik talebin reddi" yönündeki kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalanan geçersiz adi yazılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve davacıya teslim edilen taşınmazın ayıplı niteliğe haiz olmasından dolayı devrin gerçekleşmemiş olması nedeniyle satış bedeline mahsuben ödenen 275.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işlenecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile mevcut durumdan meydana gelecek bir değişme halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacak olması nedeniyle teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesinin 21/03/2023 tarih, 2022/505 Esas sayılı ihtiyati haciz talebinin reddi kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir....
İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi, takibin kesinleşmesi üzerine alacaklı vekilince 07/12/2018 tarihinde haciz şerhi işlenen taşınmazın satışına esas olmak üzere satış avansının dosyaya alınması yönünde istemde bulunulduğu, bu istemin icra müdürünce kabul edilerek 500,00 TL'lik satış avansı alınmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Usulüne uygun bir satış isteminden söz edilebilmesi için yalnızca satış avansının alınması yeterli olmayıp açıkça alacaklı vekilinin satış isteminde bulunması zorunlu olduğundan takip dosyasında alacaklı tarafça satış avansının yatırıldığı tarihte ve icra müdürlüğünce bildirilen 16.08.2021 öncesinde satış talebi bulunmadığından süresinde satış istenmemiş olması nedeni ile şikayetin kabulüne yönelik mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
T.A.Ş'nin, talebini genişletmesi mümkün olmadığından müdahale talebinin kabul edilmediği, somut sıra cetveline ilişkin değerlendirme yapmak durumunda olunduğundan tüketici mahkemesinde açılan davanın bekletici mesele yapılmadığı, ...9. İcra Müdürlüğü'nün 2008/14368 Esas sayılı dosyasında haczin, 16.01.2009 tarihinde konulduğu, henüz yasanın öngördüğü 2 yıllık süre dolmadan 06.01.2011 tarihinde satış istendiği, satış için gerekli olan avansın, ilgilisince yatırıldığı, talebin altındaki kararın, satış talebinin reddini değil, avansın yatırılmasını işaret ettiği gerekçesiyle şikayetin reddine, şikayetçi 5 yıl süreli olarak harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir....
işlemlerinin yapılması için İcra Müdürlüğüne talepte bulunduklarını, icra müdürlüğünce satış talebinin reddine karar verildiğini bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını ve satış işlemlerine başlanmasına karar verilmesini talep etmiştir....