Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MÜLKİYETİN TESPİTİ,TRAFİK KAYDININ İPTALİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, miras bırakanları ...'e ait olan 15 adet büyükbaş hayvanı davalının sahiplendiğini ileri sürerek hayvanların murise ait olduğunun tespitini, birleşen davada ise miras bırakanın maliki olduğu traktörü davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, 59 M 5173 plakalı minibüsün de bedelinin muris tarafından ödendiğini ileri sürerek, miras payı oranında iptal, tescil olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalı, iddiaların doğru olmadığını belirterek davalırın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davanın eda davası açılabilecek yerde tespit davası açılamayacağı ve hukuki yarar bulunmadığı, birleşen davanın ise iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir....

    Alacak likit belirli olduğundan (davaya konu alacak satış vaadinde belirli olduğundan), İİK 67/2 madde hükmü gereğince davacının talep etmiş olduğu, 21.620,00.-TL’lik asıl alacak miktarının % 20’sinin karşılığı olan 4.324,00- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan anneleri ...'in dava konusu 1120 ve 1169 parsel sayılı taşınmazlarını 22.03.1988 tarihinde davalı oğlu ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, satışın diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek satış sözleşmesinin iptali ile miras payı oranında mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, satış sözleşmesinin muvazaalı olmadığını, satış bedelinin mirasbırakana ödendiğini, taşınmazları alacak maddi durumunun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

      Mahkemece, davanın kabulü ile devre mülk satış vaadi sözleşmesinin ve toplam 60 (atmış ) adet senetlerin iptaline, 100,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmeisne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, devre mülk pay satış vaadi sözleşmesinin iptali ile ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeni ile verilen bonoların iptali için eldeki davayı açmıştır. Davalı ön incelemeden önce cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir....

        Yör adına 19.12.2007 tarihli sözleşmeye göre tesciline, bu mümkün değilse satış sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali ile ...’in malik olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Somut olayda; davacı ile davalı arasında 25.10.2016 tarihinde düzenleme şeklinde mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla satış sözleşmesi ile ... plakalı aracın satışının yapıldığını, satış bedeli olarak 20.000TL 'nin 30.12.2016 ödeme tarihli bono verildiğini, söz konusu aracın satış bedelinin vade tarihinde ödenmediğini, davalı tarafa gönderilen ihtarlardan sonuç alınamadığını, davalının ekonomik sıkıntı içinde olduğunu borcu en kısa sürede ödeyeceğini beyan ettiğini, ancak bu güne kadar araç bedelinin ödenmediğini belirterek satış sözleşmesinin iptaline, aracın davacı adına tesciline, karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından, yapılan araştırmaya göre tarafların tacir olmadığı, mutlak yada ticari davanın bulunmadığı, satışa konu taşınmazın cinsinin kamyon olmasının davayı ticari dava haline getiremeyeceği anlaşıldığından davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

            Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile sözleşmeden kaynaklaı borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekil şartlarına uyuşmadığı için geçersiz olduğunu,4077 sayılı yasanın uygulanma olanağının bulunmadığını,davanın bu haliyle Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmesinin gerekli olmadığını,şekil şartlarına uyulup uyulmadığının Tüketiciz Mahkemesince tartışılması gerektiğini,uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile sözleşmeden kaynaklanan borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekil şartlarına uyuşmadığı için geçersiz olduğunu,4077 sayılı yasanın uygulanma olanağının bulunmadığını,davanın bu haliyle Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmesinin gerekli olmadığını,şekil şartlarına uyulup uyulmadığının Tüketici Mahkemesince tartışılması gerektiğini,uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

                Davalı vekili; davacının davasının süresinde olmadığını, 26.12.2011 tarihli kule vinç satış sözleşmesinin 6. maddesine göre bonoların müvekkiline teslimi ile kule vincin de davacılara aynı gün teslim edildiği, zilyetliğin ve mülkiyetin davacılara geçtiğini, daha sonra taraflar arasında 14.01.2013 tarihli bir sözleşme imzalandığını, sözleşmede davacının kendilerine başka bir vinç vereceğinin kararlaştırıldığını, ancak bu vincin kendilerine teslim edilmediğini, davacıların sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, davacıların, dosyaya ibraz ettiği sözleşmeler altındaki imzaları inkar etmedikleri için sözleşme ve borcun varlığını zımnen kabul etmekte olduğunu savunarak davanın usulden, aksi takdirde esastan reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Davacı tarafından, davalı aleyhine 25.02.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil, üyeliğin tespiti, olmadığı takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; üyeliğin tespiti ve tapu iptali tescil isteminin reddine, alacak isteminin kabulüne dair verilen 03.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yapı ortaklığına kabul nedeniyle tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek tazminat taleplerine ilişkindir. Davalı, yapılan ödeme tutarının doğru olduğunu, ancak tescili istenen bağımsız bölüme nazaran eksik ödemede bulunulduğunu savunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu