Şti. vekilinin, borçluya ait iken haczedilen ve daha sonra satışa çıkartılan markayı devralan şirket hakkında açılan iflas erteleme davasında verilen tedbir ile takiplerin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek, satışın durdurulması istemini reddeden müdürlük kararının iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/274 E. sayılı iflasın ertelenmesine ilişkin dava dosyasında 02.08.2013 tarihli ara kararıyla ....Ltd. Şti. ile ilgili olarak mevcut ve ileride yapılacak tüm takiplerin durdurulmasına karar verilmiştir. Somut olayda, takibin borçluları ... ve dava dışı ... olup, bu kişiler hakkında verilmiş bir tedbir kararı olmadığı gibi, hakkında tedbir kararı verilen.... Ltd. Şti., takip dosyasının tarafı olmadığından icra mahkemesinden satışın durdurulmasını şikayet yoluyla isteyemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu aleyhinde yürütülen icra takibinde borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını baldızı olan davalı 3.kişiye satarak devir ettiğini, 3.kişinin de taşınmazı dava dışı birine satması nedeniyle davanın bedele dönüştüğünü ileri sürerek, taşınmazın satış tarihindeki raiç bedelinin dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olacak şekilde davalı 3.kişiden tahsiline verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu ... satışın gerçek olduğunu savunmuştur. Davalı 3.kişi ... vekili, satışın gerçek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Olayda, davacı kurumun amortisman ayırarak gider kaydettiği sabit kıymetlerin 27.12.1992 günlü faturalarla satın alınarak aktifleştirildiği ve bilahare bu satışın iptali için dava açılmış olmasına rağmen işletmede bir yıldan fazla kullanıldığı hususları ihtilafsız olduğuna ve aksine yapılmış bir tespit bulunmadığına göre bu sabit kıymetler için amortisman ayrılmasında kanuna aykırılık yoktur. Daha sonra satışın iptal edilmiş olması, aktife alınan bu kıymetlerin işletmede kullanıldığı gerçeğini bertaraf edemez. Satışın iptali üzerine, davacı kurum söz konusu kıymetleri iade edip, parasını geri aldığı takdirde ise bu hususun amortisman ayrılmış bir sabit kıymetin satışı gibi muhasebeleştirilip varsa kazancının beyan edileceği de tartışmasızdır....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında; "Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir." hükmü getirilmiştir. TMK' nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer....
İş sayılı kararı ile de satışın pazarlık usulü ile yapılmasına karar verilmesi üzerine, ....03.2012 tarihinde satışın gerçekleştirildiği ve satışa vasi vekili sıfatıyla Av..........'ün katıldığı, vesayet makamı tarafından ....03.2012 tarihinde ihalenin onaylanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 733/4. maddesi gereğince önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığı ile bildirilmesi hak düşürücü sürenin başlaması bakımından zorunludur. Somut olayda; dava konusu payı satan dava dışı... davalının eşi,... davalının baldızıdır. 27/03/1957 tarih 1956/12 Esas, 1957/2 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, müşterek mülkün hissedarının, hissesini karı ve kocaya, evlada veyahut akrabaya temlik etmesi halinde şeklen satış akdi bulunsa bile hakikatte satıştan gayri miras hukukuna müteferri maksatların veya hibe gibi mülahazaların hakim olduğu ahvalde Medeni Kanunun hakiki satışlarda kabul eylediği şufa hakkının cereyan etmeyeceğini karara bağlamıştır....
Davalının takibe itirazı üzerine, itirazın iptali talepli bu dava açılmıştır. Davacı, tapu kaydındaki haciz nedeniyle satışın imkansız olduğunu ileri sürmektedir. Mahkemece, davalı Belediyenin tapu sicil müdürlüğüne yazı yazarak taşınmazın satış işlemlerinin yapılmasını istediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa satışın gerçekleşmesi, tapuda devir ile mümkündür. Tapuda devir ise, yapılmamıştır. Gerçekten tapu devrine mani bir durum olup olmadığı ise araştırılmamıştır. Eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın reddi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 22.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları ...'un 3 parsel sayılı taşınmazdaki 134/1616 payını davalı ...'ye satış suretiyle devrettiğini, onun tarafından da diğer davalı ...'a devredildiğini, miras bırakanın satış tarihi ve öncesinde hastalığı nedeniyle fiil ehliyetine haiz olmadığını, satış işleminin hile, desise ve korkutularak gerçekleştirildiğini, diğer davalı ...'a satışın ise muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescil, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ..., murise kendisi tarafından bakıldığını, satışın usulüne uygun olarak yapıldığını, diğer davalı ... ise, taşınmazı iyiniyetli olarak edindiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.06.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava konusu taşınmazların ikrah yolu ile kendisinden alındığı iddia edilen vekaletnameye dayanılarak satışının yapıldığı, yapılan satışın haklı bir nedene dayanmadığını ileri sürerek 195 ve 196 sayılı parsellerin tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, satışın gerçek bir satış olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazdaki hissesini 24.04.2009 tarihinde diğer davalı kardeşi ...'ye devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, satışın bedelsiz olmadığını, müvekkillerinden ...'in ... ve kredi kartları borcunu ödeyebilmek için hissesini davalı ablasına satmak zorunda kaldığını, aciz belgesi sunulmadığını ve satışın raiç bedel üzerinden yapıldığından haksız açılan davanın reddini istemişlerdir....