TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince, üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6- 358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır. Davalı dava konusu taşınmazı edinmesinden sonra davacıyı satın almasına ilişkin TMK’nın 733/3 maddesi uyarınca noter bildirimi ile bilgilendirmemiştir....
İİK 'nun 363. maddesinde; İcra mahkemesinin ''85 inci maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara karşı, iflâs idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36 ncı maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları'' dışındaki kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının 18.710.00 Türk lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 4.10.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil, olmadığı takdirde satış bedelinin tahsili istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; satış bedelinin tahsili yönünden davanın kabulüne dair verilen 10.4.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Belediye Tüzelkişiliğinin satışı nedeniyle tapu iptali tescil, olmadığı takdirde satış bedelinin tahsili istemleriyle açılmıştır. Mahkemece, davacının mülkiyet aktarılması isteği, satışın yöntemine uygun yapılmadığından, bedele ilişkin talep ise zamanaşımı noktasından reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir....
Davalı-karşı davacı alacaklı vekili, mahcuzların borçluya ait olduğunu, işyerinin borçludan devir alındığının borçlu şirket vekilince haciz sırasında beyan edildiğini savunarak istihkak iddiasının reddini istemiş, borçlu ile 3. kişi arasındaki satış işleminin müvazaalı olduğunu ileri sürerek satışın iptali ile tazminat talep etmiştir. Davalı borçlu ..., işyerini içindeki bütün makineler ile birlikte 3. kişiye devrettiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı idare vekili, borçlu hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca takip yapıldığını, borçlunun mal beyanı dilekçesinde vergi borcuna karşılık taminat gösterdiği taşınmazını, mal kaçırmak amacıyla diğer davalı 3.kişiye satarak devir ettiğini ileri sürerek, satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu vekili, davacı idare tarafından bir takım menkul ve gayrimenkul mallarının haczedildiğini, haczedilen malların vergi borcunu karşılayacak miktarda olduğunu, satışın muvazaalı olmadığını savunmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2015/1849 talimat sayılı dosyasında alınan satış kararının usulsüz olduğu belirterek satışın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İcra İflas Kanununun 160. maddesi “haczedilen mallar başka bir yerde bulunduğu takdirde satış istinabe suretiyle yapılır. Arttırma ve ihaleye mütedair ihtilaflar istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu tetkik merciince hallolunur” düzenlemesini öngörmektedir. Bu hüküm gereğince şikayete konu satışın iptali talebine bakmaya yetkili mahkeme ... İcra Müdürlüğünün bağlı bulunduğu ... İcra Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince ... İcra Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01/10/2018 gününde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve önalım Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tapu iptali ve önalım davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, önalım hakkına konu payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece süre yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya konu kargir ev niteliğindeki ... Ada ... No’lu Parselin 4/5 payı ..., ..., ... İnşaat Mühendislik Tesisat Tahh. Tic. ve San. Ltd.Şti. adına kayıtlı iken adı geçenlerin 06.05.2011 tarihinde paylarını davalıya satması üzerine 20.10.2011 tarihinde açılan işbu dava ile davacı önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Davalı satışı noter aracılığıyla davacıya bildirmiş, ihtarname 20.07.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir....
Davalı 3.kiş.... vekili, satışın gerçek olduğunu, taşınmazın üzerindeki ipotek ve hacizlerle birlikte satın alındığını, tüm ipotek ve borçlar ödendikten sonra borçluya 135.000,00 TL. Ödeme yapıldığını, dava konusu takibin danışıklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın üzerindeki ipotek ve hacizlerle birlikte satın alındığı, bu haliyle satış bedelinin raice yakın olduğu, satışın muvazaalı olduğunun davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK.'nun 277. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. ... Mahkemece ipotek bedeli ve taşınmaz üzerindeki hacizler dahil edildiğinden ivazlar arasında fahiş fark bulunmadığı, satışın muvazaalı olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı borçlunun aleyhinde yapılan icra takibini sonuçsuz bırakmak amacıyla taşınmazlarını kardeşi olan diğer davalı ...'e satarak devir ettiğini, satışın muvazaalı olduğunu ileri sürerek BK'nın 19.maddesi uyarınca tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu, satışın gerçek olduğunu, satış parası ile davacıya olan borcun bir kısmını ödediğini savunmuştur. Davalı 3.kişi davaya cevap vermemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu fabrika binasının davacı şirketin sahip olduğu tek mal varlığı olduğu, şirketin ana sözleşmesinde belirlenen amaç ve gayesini gerçekleştirebilmesi için dava konusu bu taşınmaza mutlak ihtiyacının bulunduğu, bu nedenle satışın yapılabilmesi için ortaklar kurulu kararı alınmasının gerektiği, ancak davalı ... tarafından şirket müdürü olarak tek başına satışa karar verilerek satışın gerçekleştirildiği, dava konusu taşınmazın satış tarihi itibarıyla piyasa rayiç değeri 1.331.901,00 TL'si olmasına rağmen taşınmazın 995.335,00 TL.sına satıldığı, satış bedelinin 482.085,00 TL'sinin da şirkete ödenmediği, dolayısıyla yapılan satışın muvazaalı olduğu gibi şirket ana sözleşmesine ve yasalara aykırı bulunduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne dava konusu taşınmazın davalı ... adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir....