Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2021 NUMARASI : 2019/631 ESAS-2021/610 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine, müşterek çocuk için aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, davacı kadının tedbir nafakası talebinin reddine hükmedilmiştir....

Sulh Hukuk Mahkemesine dava açtığı mahkemece aynı şekilde tedbir kararı verildiği davalı itirazının reddine karar verildiği, anılan bu ara kararın davalı tarafça istinaf konusu edildiği Dairemizin 2022/2005 esas 2022/1526 karar sayılı kararı ile ihtiyati tedbirin uyuşmazlığın esasını çözer tarzda verilemeyeceği gerçeği ve aynı uyuşmazlık hakkında İdare Mahkemesi'nde görülen derdest davanın bulunması nazara alındığında; ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, tedbir talebinin kabulü kararı hatalı olduğundan, anılan gerekçelerle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; 10/08/2022 tarihli yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davacı tarafça bu kez aynı taleple asliye hukuk mahkemesine dava açılmış ve aynı şekilde asliye hukuk mahkemesince tedbir kararı verilmiştir. Gebze 3....

Aile Mahkemesinin 09/01/2020 tarih, 2018/993 esas - 2020/18 karar sayılı kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 352/1- b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; davacının boşanma davasının kabulü ile, tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı için aylık 400,00 TL, tedbir nafakası takdiri ile (ilk derece mahkemesi tarafından takdir edilen tedbir nafakası dikkate alınmak ve tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı için TMK'nın 175 maddesi uyarınca aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası takdiri ile, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının manevi tazminat talebinin TMK'nın 174/2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile, 7.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir....

Dava, davacının mobbinge dayalı tazminat, psikolojik saldırının durdurulması, sağlık durumuna uygun bir yerde görev verilmesi istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince davacının istinaf isteminin esastan reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dahili davalı ... yönünden davanın usulden reddine, davacının manevi tazminata ilişkin davasının reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 5....

    İhtiyati tedbir HMK'nın 389. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. HMK'nın 390/1 maddesine göre İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. Somut davada ihtiyati tedbir talebi dava açılmadan önce Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... D.iş sayılı kararı ile ... tarihinde davaya konu çekler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmiştir....

      Olayda davacıların herhangi bir kusurları olduğu ispat edilemediğine, olayın tamamen davalı şirket görevlilerinin kusur ve ihmalinden kaynaklanmış olmasına göre açıklanan nedenlerle davacıların Anayasanın 23. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan seyahat özgürlüğüne ve kişilik haklarına saldırının dava konusu olayda gerçekleştiği kabul edilerek mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılıp takdir edilecek bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, kişilik haklarına saldırının bulunmadığından bahisle yazılı şekilde davanın tümüyle reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINApeşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

          Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; İlk derece mahkemesince delillerin yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, hukuki nitelendirmede, kanunun olaya uygulanmasında ve kusur belirlemesinde hata yapılmadığı, dosya kapsamı ve toplanan deliller, tarafların tespit edilen sosyal-ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, ülkenin geçim şartları, TMK'nun 169,174,175,185,186,197. m.leri, davacı kadının kişilik haklarına ve aile bütünlüğüne yapılan saldırının boyutu, B.K 50,51 m.leri ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına tedbir- yoksulluk nafakası ile manevi tazminata, davalı aleyhine maktu harca, yargılama giderine ve vekalet ücretine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.sine göre esastan reddine oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur...

          bu hesaplarda müvekkili markasını, ticaret unvanını zedeleyecek şekilde yayın yapmaması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının müvekkilinin tescilli markalarına, ticaret unvanına, ticari itibarına, onur ve şerefine yönelen saldırıların önlenmesini ve saldırının sonuçlarının giderilmesini, haksız ve hukuka aykırı saldırı nedeniyle toplam 150.000,00 TL. manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

            Aile Mahkemesi'nin 02/02/2011 tarih ve 2011/9 D.İş sayılı karar örneğinde tedbir isteyen ... tarafından ..... aleyhine, evliliklerinin başlangıcından bu yana tedbir istenilen eşin alkole bağımlılığının kesintisiz olarak devam ettiği, hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediği belirtilerek ruh ve beden sağlığı ve can emniyetinin zarara uğramaması nedeniyle 4320 sayılı Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun uyarınca koruma kararı talep edildiği ve mahkemece 4320 sayılı yasanın 1. maddesine göre tedbir kararı verilerek ayrıca ....'in eşi ....'e ve aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine karşı 3 ay süre ile şiddete ve korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmamasına ve 3. şahıslar kullanılarak şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulundurulmamasına, alkollü veya herhangi bir uyuşturucu madde kullanmış olarak ortak konuta gelmemesine veya ortak konutta bu maddeleri kullanmamasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davaya konu yayında, haberin içeriğinin .......

              UYAP Entegrasyonu