Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerçekten Türk Medeni Kanunun 983.maddesi hükmünce zilyetliği saldırıya uğrayan dava açarak, saldırının sona erdirilmesini, sebebinin önlenmesini ve varsa ortadaki zararının giderilmesini isteyebilir. Bu iddia ile açılan davaları görmekle görevli mahkeme de HUMK.nun 8.maddesi hükmünce Sulh Hukuk Mahkemesidir. Ne var ki; somut uyuşmazlıkta davacı, zilyetliğine saldırı nedeniyle bu saldırının kaldırılmasını değil, dava dışı ... ile aralarında var olan kiracılık hakkına ( şahsi hakka ) dayanarak davalının elatmasının önlenmesini istemiştir. İddianın ortaya konuş şekline göre; davanın Türk Medeni Kanunun 973 vd. maddeleri hükümleri doğrultusunda ve Sulh Mahkemesinde çözülme olanağı yoktur. Davaya genel hükümler doğrultusunda bakılarak, esası hakkında hüküm kurulması yerine, yazılı bazı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    Mahkemece; ceza mahkemesinde davalının davacıya hakaret ettiğinin maddi vaka olarak tespit edildiği, davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda; ... .... Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/101 esas, 2015/105 sayılı kararı ve mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı ...’in davacıya söylediği iddia olunan sözler değer yargısı niteliğinde olup, davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Şu durumda; davanın tümden reddi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle, davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      KARŞI OY: Sanık ve kardeşi . kurban satış yerindeki çadırlarını birleştirmelerine karşı çıkan maktul ve yakınlarının beraat kararı verilen . ile tartışmalarından sonra olay yerine gelen sanık ., yanında çobanlar .,., ile birlikte tekrar diğer çadıra yürüdükleri sırada maktul ve onbeş yirmi kişiden oluşan yakınlarının dirgen, sopa ve kürek gibi aletlerle önlerine çıkarak tehdit ve hakaretlerde bulunmaları üzerine, sanığın kendisinde tabanca olduğunu söyleyerek uyarıda bulunmasına rağmen, saldırının devam etmesi üzerine tabanca ile ateş ederek maktülü öldürdüğü olayda; maktül ve yakınlarından kaynaklanan silahlı ve toplu saldırının niteliğine göre haksız tahrik nedeniyle daha fazla bir indirim yapılması gerektiğinden hükmün bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, karşı tarafın ihtiyati tedbir kararına konu kullanımlarının ihtiyati tedbir isteyenin tescilli markası ile iltibas yaratacağının bilirkişi raporu ile belirlendiği, SMK 159. maddeye göre ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik kararın yerinde olduğu, hükmedilen 20.000 TL nakdi teminatın , gerek ihtiyati tedbir isteyenin dayanak markasının daha önceki tarihte tescil edilmesi karşısında HMK 392. maddesine göre resmi belgesi olması, gerekse de ihtilaftan kaynaklı aleyhine oluşabilecek zarar boyutu bu aşamada tam ve doğru belirlenemediğinden hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilmiştir....

          Sanıklar ... ve ... hakkında kasten öldürmeye teşebbüsten kurulan mahkumiyet hükümleri ile katılan sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ... ve ... hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçu ve sanık ...’in ... ve ...’e yönelik eylemlerinin sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde sanıklar ... ve ... hakkında suç niteliği tayin edilmiş, tüm sanıklar yönünden haksız tahrikin varlığı ve takdiri indirim nedeninin nitelik ve derecesi kabul kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin bir nedene dayanmayan, sanık ... müdafiinin, eksik incelemeye, usule, ilk saldırının karşı taraftan geldiğine, katılan sanık ... müdafiinin, ilk saldırının karşı taraftan geldiğinden bahisle meşru savunmaya, meşru savunmada sınırın aşılmasına...

            Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

              Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. Maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

                Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; kira ilişkisinden kaynaklı olup kira sözleşmesinin geçerliğinin tespiti, kiracı sıfatına ve sözleşmeye saldırının önlemesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde;Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin olmadığını, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, davacının zilyetinde bulunduğu yer kamu malı olduğunu, kamu malları üzerinde zilyetlikten söz edilemeyeceği, tensip zaptında ihtiyati tedbir bulunmamasına rağmen Keban Kaymakamlığına ve kolluk kuvvetlerine ibraz edilerek müvekkili idarenin çalışmasını engellediği, dava konusu yer ile ilgili ihtiyati tedbir kararı olmadığının, idarenin çalışmasını engellemeyeceğine dair Keban Kaymakamlığına müzekkere yazılmasını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Tensip ile konulan ihtiyati tedbir ara kararına vaki itirazın mahkemece incelenmesi gerekirken dairemize gönderildiği anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu