WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları ve hukuka aykırılığı belirtilmiş, 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. (Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49.) maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Somut olayda davacı, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasıyla birlikte manevi tazminat talebinde de bulunmuş, mahkemece davanın tümden reddine karar verilmiştir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler göz önüne alındığında; davacının davadaki manevi tazminat isteği, genel hükümlere dayanmakta olup, aile mahkemesinin görevine girmemekte, asliye hukuk mahkemesi görev alanı içinde kalmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/01/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat, saldırının kınanması ve hüküm özetinin yayınlanmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarının ihlali nedenine dayalı manevi tazminat, saldırının kınanması ve hüküm özetinin yayınlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, kendisinin .......

      Davacı vekilinin tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ile lehe hükmedilen maddi ve manevi tazminatların miktar itibariyle az oluşuna yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; istinaf eden tarafa ve istinaf sebeplerine göre, ilk derece mahkemesinin boşanma davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden verdiği kararların kesinleştiği, tarafların tespit edilen sosyal-ekonomik durumları, kesinleşen kusur derecesi, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü, günün ekonomik şartları, tedbir nafakasının amacı ve niteliği, boşanma davası açılmakla eşlerin ayrı yaşamakta haklı olup, hakimin de resen yahut talep üzerine gerekli gördüğü tedbirleri yükümlü olması, davacı kadının kişisel haklarına ve evlilik bütünlüğüne yapılan saldırının boyutu, boşanma yüzünden bu evlilikten mevcut ve beklenen menfaatleri, BK 50,51 m.leri, TMK'nun 169,174,175,182/2,185,186,197. m.leri ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası...

      O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Mehmet'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 143.50 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.04.2018...

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/116 Esas sayılı dosyasında dava dışı şirket ve yetkilileri hakkında açılan kişilik haklarına saldırının önlenmesi talepli davada, www. ... .com.tr ve www. ... .com adlı sitelere erişimin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, bu tedbirler ile dosyadaki uyuşmazlığın bir bağlantısının olmadığı, bu kararın ve söz konusu sitelerin davacının ya da kardeşinin adına kayıtlı olmasının sonucu değiştirmeyeceği, zira yargılamanın iadesine konu dosyada sitelerde mevcut burç yorumlarının değerlendirilerek karar oluşturulduğu, kaldı ki davacının kardeşi olan ...'ın ... Emniyet Müdürlüğü'nde alınan ifadesinin de davacı iddialarını teyit etmediği, bu hususların yeni ele geçirilmiş delil niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi ceza mahkemesi veya mahkumiyet kararı olarak da değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

          in velayetinin davacı kadına verilmesi de doğru bulunmamıştır. 6-Velayet düzenlemesi yapılmayan müşterek çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası takdiri doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3, 4, 5 ve 6. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.09.2015 (Çrş)...

            Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

              Açıklanan sebeple tarafların bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b)Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davalı-davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminat azdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesi, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki süresi yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevi...

                  kararı verilmesine, akabinde yapılacak yargılama neticesinde 01/02/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile intifa hakkı müvekkili şirkete ait taşınmaza davalı tarafından gerçekleştirilen el atmanın saldırının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu