Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın verdiği içi gümüş dışı altın kaplama olarak üretilmiş sahte bir çift küpeyi kuyumculuk yapan katılana 435 TL'ye sattığı, sonradan sahteliğin anlaşılması üzerine katılanın sanık ... ...'i cep telefonundan araması üzerine sanık ...'ın cevap verip asker olduğunu polise haber vermemesini parayı iade edeceğini söyledikten sonra başka olaylarıda birlikte gerçekleştirdikleri, kendileriyle fikir ve eylem birliği içinde hareket eden diğer sanıklar ... ve ...'ın sahte küpeler karşılığında sanık ... ...'in almış olduğu 435 TL'yi iade etmek üzere katılanın işyerine gittiklerinde polis tarafından yakalandıkları somut olayda sanıkların eyleminin iştirak halinde dolandırıcılık suçunu oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ... müdafii, sanıklar ... ... ve ...'...

    Sanatları Açık hava Reklam ve Medya Hizmetleri A.Ş’nin ortak ve müşterek yetkilisi oldukları, müştereken atacakları imza ile şirketi temsil ve ilzama, borç altına sokmaya yetkili oldukları, şirketin ortağı olan sanık ...’nun tek başına imzaya yetkilisi bulunmadığı halde şirketin çek karnesinden Yapı Kredi Bankasına ait 1159468 nolu 75000 TL’lik, 1159477 nolu 40.000 TL’lik, 1159478 nolu 100.000 TL’lik ve 11159479 nolu 40.000 TL çekleri tek başına imzalayarak ...’e verdiği, sanık ...’in almış olduğu bu çeklerden 1159477 nolu 40.000 TL’lik çeki katılan ...’un imzasını almadan...’a ciro ederek verdiği, ...’ın çek bedelinin ödenmemesi üzerine İstanbul 20.İcra Müdürlüğünün 2013/17368 esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığı böylece sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia ediliği olayda; sanık ...’ın katılan şirketin bir dönem yetkilisi olduğu, suça konu çekin usulüne uygun olarak bankadan alınmış gerçek çek olması, her hangi bir sahteliğin...

      Sağlık Ürünleri isimli firmanın yetkilisi olan katılandan medikal malzemesi satın aldıkları, karşılığında keşidecisinin sanık ... olduğu Yapı Kredi Bankası Yıldız Şubesine ait 15.06.2012 keşide tarihli, 27.000 TL bedelli, ... numaralı çeki katılana verdikleri, daha sonra sanık ...’in çek koçanının kayıp olmamasına karşın çekin ödenmesini önlemek amacıyla mahkemeye başvurduğu, katılanın ödeme yasağı bulunan çekin bedelini tahsil edemediği, bu suretle sanıkların üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda; 1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ...’un beraatine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde; Sanığın suç kastıyla hareket etmediğine dair savunmaları, çek üzerinde yaptırılan birlikişi incelemesine göre keşideci imzasının sanığa ait olduğu, suça konu çekin usulüne uygun olarak bankadan alınmış gerçek çek olması, her hangi bir sahteliğin bulunmaması, çekin vadeli çek olup, ödemeden men talimatının tek başına dolandırıcılık suçunun hile unsurunu...

        in işlettikleri Tez Gıda isimli işyerine kesilen içeriğinde suça konu içkinin adının geçtiği faturanın dosyaya ibraz edilmesi, sanığa ait iş yerinde ele geçen bir adet içkinin üzerindeki bandrolün sahteliğinin mobil denetim cihazı ile tespit edilmesi, tutanak tanığının sahteliğin bir cihaz ile tespit edilebildiği yönündeki beyanı ve dosya kapsamına göre sanığın savunmasının aksine cezalandırılması için şüpheden uzak delil olmadığı anlaşılmakla sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi, Kabule göre de; 1. Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5327 sayılı Yasanın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmemesi, 2....

          nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanığın, katılanın bilgi ve rızası dışında temin etmiş olduğu kimlik bilgilerini kullanarak mahalle muhtarlığından kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte yerleşim belgesi düzenlettiği ve bununla Kağıthane Nüfus Müdürlüğüne başvurarak yine kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte nüfus cüzdanı aldığı ve Finansbanktan sahte ikametgah belgesi aslı ve nüfus cüzdanı sureti ile 10.000TL'lik kredi başvurusunda bulunduğu ancak banka yetkililerinin durumu fark etmesi üzerine kredinin ödenmediği, sanığın müşteki adına sahte belgeler tanzim ettirip zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği ve kredi başvurusunda bulunarak dolandırıcılığa teşebbüs ettiği anlaşılmakla, dosya kapsamında adli emanet kaydında sahte nüfus cüzdan talep belgesi aslı ve kredi sözleşmes asıllarının getirilp mahkemede incelenmiş olması ve bu belgelerde ilk bakışta bir sahteliğin...

            ın icrada kefil olduğunu, yapılacak imza incelemesiyle sahteliğin ortaya çıkacağını, kefalet fer'i nitelikte olduğundan asıl borçlu ile beraber kefilin de sorumluluğunun kalkacağını, kaldı ki kefil olan davacının eşinin rızası alınmadığından kefaletin geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalıya takip ve dayanağı çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ve davalı hakkında %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ...'ın icra dosyasında ödeme taahhüdünde bulunarak borcu kabul ettiğini, diğer davacının da icra dosyasında kefil olduğunu, davacılar beyanlarıyla bağlı olup, imza itirazının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile davacılar hakkında kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı ...'...

              e maaş bağlanmadan sahteliğin katılan kurum tarafından fark edildiği, bu sırada sanık ...'in emeklilik başvurusunu geri çektiği olayda, dolandırıcılık suçu yönünden katılan kurum tarafından basit bir araştırma ile söz konusu hilenin ortaya çıkarılabileceği ve sanık ...'ın yönünden ise üzerine atılı suçu işlemediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin beraat yönünde kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 16/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Ağır Ceza Mahkemesi'nin 19/09/2012 tarih, 2012/85(E)- 2012/228 (K) sayılı kararının Dairemizin 10/09/2013 tarihli ve 2013/13690 Esas, 2013/12867 Karar sayılı ilamı ile sahte olduğu iddia edilen uzman hekim raporu ve reçetelerdeki sahteliğin kim tarafından yapıldığının belirlenmesi ve iğfal kabiliyeti olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik Grafoloji İhtisas Dairesince rapor alınması,katılan SGK’nın uğradığı zararın hesaplaması ve mahkemece adli para cezasının yanlış hesaplanmış olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, Bozmadan sonra, Elazığ 2....

                  nin mağdur ...’a ait kuyumcu dükkanına gittikleri, üzeri altınla kaplanmış ancak içi bakır olan beş adet bileziği 1260 TL karşılığında bozdurdukları, buradan Gölbaşı ilçesinde gittikleri, orada da aynı şekilde ellerindeki altının devamını satmaya çalışırken kuyumcu tarafından sahteliğin farkına varıldığı ve ihbar üzerine yakalandıkları, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, soruşturma aşamasında yaptırılan kriminal incelemede bileziklerin altın kaplanmış bakır olduğunun anlaşıldığı, mağdur ...’nin sanıkları canlı teşhis ettiği ayrıca mahkeme tarafından alınan bilirkişi beyanında söz konusu sahte bileziklerin aldatma kabiliyeti olduğunun belirtildiği anlaşılmakla, sanıkların atılı suçtan kurtulmaya yönelik, sahte bileziklerin sanıklardan ....’in arkadaşı olan .... tarafından kendilerine verildiğini beyan ettikleri savunmalarına itibar edilmeyerek, sanıklar, mağdur ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanıklar...

                    un 12.09.2008 tarihli yargılamaya katılma istemi ile ilgili herhangi bir karar verilmemiş ise de, zimmet suçundan doğrudan zarar görmemesi sebebiyle yargılamaya katılma hakkı bulunmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır. 1-Dosyada mevcut bilirkişi raporlarına göre suça konu banka dekontlarından bir çoğunda müşteri imzası bulunmadığı gibi bir kısmında müşteri adına kullanılan imzaların mudilerin gerçek imzalarına benzemediği, sahteliğin ilk bakışta anlaşılabileceği ve banka içi kayıtların incelenmesi ile usulsüzlüğün ortaya çıkarıldığı da gözetilerek dairemizin değişen ve istikrar bulan uygulamalarına göre eylemin basit zimmet olarak kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde nitelikli zimmet suçundan ceza verilmesi, Kabul ve uygulamaya göre; 2-Sanığa 5411 sayılı Yasa'nın 160/2 maddesinde öngörüldüğü şekilde hürriyeti bağlayıcı ceza ile gün para cezası tayin edilerek, takdir edilecek gün para cezasının, artırım ve indirime tabi tutulduktan sonra 5237 sayılı TCK'nun 52.maddesindeki esaslara...

                      UYAP Entegrasyonu