Davalı nüfus müdürlüğü temsilcisi; ölüm tarihinin tescil tarihinden sonra olması gerektiğini, ölüm tarihinin yanlış olduğunu beyan ederek takdiri mahkemeye bırakmıştır. İLK DERECE KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Somut dava bakımından kaydı silinmek istenilen kardeşin adına tapu kaydının olduğu, iş bu davanın nüfus kaydının silinmesi davası olup; yukarıda anlatılan mahkeme kararlarına göre kaydı silinmek istenilenin üzerine herhangi bir kaydın olmamasının arandığı, aksi düşüncenin karışıklıklara yol açabileceği ve kamu düzenine aykırılık teşkil edeceği zira iş bu davanın konusunun mükerer nüfus kaydının iptali olup tapu iptali ve tescil davası olmaması kaldı ki; Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken yaşamın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumunda olması karşısında kayden malikin nüfus kaydının silinmesi talebinin reddine karar verilmiştir." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
K… ……. mirasçıları, dahili davalılar İ… …… K… ……. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Söğüt Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 30.07.2009 gün ve 347/232 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak 644 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 644 parsel sayılı taşınmaz, 31.7.1973 tarihinde kadastro yoluyla M.... K...... adına tapuya tescil edilmiştir. Dava, mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
nin "ölü" olduğunun tespiti ile nüfusta sağ gözüken kaydının "ölü" olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne, ...'nin 1968 yılında öldüğünün tespitine karar verilmiştir. Hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Dosyaya alınan nüfus kayıtlarına göre; ...'nin, davacı ... ve eşi ... kızı ve 10.08.1966 doğumlu olarak nüfusta kayıtlı olduğu, nüfusa 02.09.1966 tarihinde tescil edildiği, baba hanesindeki kaydında, "evlenerek" 02.09.1988 tarihinde aynı köy (58) haneye gittiğinin belirtildiği, bu hanenin kocası ... ...ni'ye ait olduğu, kocasının hanesindeki kayıtta Gönül'ün "sağ" olduğu; 23.01.1965 doğumlu ... ve ... kızı ... Faiz'e ait kayıtta ise, bu kişinin medeni durumunun bekar olduğu, herhangi bir evliliğinin bulunmadığı görülmektedir. Davada, ... ve .... kızı 23.01.1965 doğumlu .. .. isimli şahsın, .. ve ... kızı 10.08.1966 doğumlu ...'ye ait kaydı kullandığı ileri sürülmekte ve ...'nin gerçekte ölü olduğu iddia edilmektedir....
nın ölüm tarihi olan 04.06.2011 itibariyle tapuda gayrimenkul kaydının, bankalarda mevduat hesabının ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalıdır. Terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da ...’nın ölüm tarihi olan 04.06.2011 itibariyle davalıya olan borcunun miktarının tespiti sağlanmalıdır. Terekenin ve davacıların durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kabule göre de, mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderlerinden davalının değil davacıların sorumlu tutulması ve davacılar lehine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
nin çocukları olduğu iddia olunan ve nüfus kaydı olmayan Şuayip ve Osman'ın ölüm tarihleri tespit edilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Öte yandan, muris ve nüfusa kaydı olmayan mirasçıları adına tapulu olduğu bildirilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ile tespitlerine esas alınan kayıt ve belgelerin getirtilmediği, taşınmazlarda keşif yapılmadığı, kullanım durumlarının ve intikal bilgilerinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mükerrer Nüfus Kaydının İptali İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dava dilekçesinde; davacılar murisleri ... ve Hüsne'den olma 01.07.1912 doğumlu ... ile ... İlçesi ... Mahallesi 4 cilt, 145 hane ve 3 birey sıra numarası ile nüfusa kayıtlı ... ve ... olma 01.07.1912 doğumlu ...'ın aynı kişi olduğu iddia edilerek işlem görmeyen ...'in nüfus kaydının iptali ile ...'in anne adının da Sultan olarak düzeltilmesi istenmiştir....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalılar ..Müdürlüğü vd. aralarındaki sağ olduğunun tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi davasına dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 06.03.2014 günlü ve 2011/305-2014/123 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 24.03.2015 günlü ve 2014/15730-2015/4300 sayılı ilama karşı davalı ... tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, 13.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.06.2010 tarih ve 2010/217-334 sayılı kararından, davalı ...'nun halen sağ olduğu, kardeşi ...'in rahatsızlığı nedeniyle hastaneye yattığı ve ...'in sosyal güvencesinden yararlandığı, ...'in tedavi gördüğü sırada ölmesi üzerine hastane görevlileri tarafından belgelere göre ...'in ölüm raporunun düzenlendiği ve ...'in nüfus kaydına ölü şerhinin verildiği anlaşıldığından, sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfusta anne ve baba adının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Nüfus İdaresi tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dosyada, mahkeme kararı ve temyiz dilekçesinin davalı ... kayyımı ...'a tebliğ edildiğine dair bir belgeye veya kayda rastlanılmamıştır. Mahkeme kararı ve temyiz dilekçesi adı geçen kayyıma tebliğ edilmiş ise, belgelerinin dosyasına konulması veya kayıtlara dayanılarak tarihlerinin bildirilmesi, tebligat işlemi yapılmamışsa bu noksanlığın giderilmesi ile temyiz sürelerinin beklenmesinden, 2-Davalılardan ...'ın ölü olduğu iddia edilmiş ise de dosyadaki nüfus kaydından sağ olduğu anlaşıldığından, ölü ise ölüm kaydının idari yoldan işlenmesi için nüfus idaresine ihbarda bulunulmasından, sağ ise mahkeme kararı ve temyiz dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğinin sağlanarak temyiz süresinin beklenmesinden, 3-...'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Silahlı terör örgütüne yardım etme Hüküm : TCK'nın 220/7. maddesi delaletiyle TCK’nın 314/2, 220/7, 62, 53/1, 63, 54. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık müdafiinin 06.12.2018 tarihinde kendisine tebliğ olunan kararı yasal süresinden sonra 19.12.2018 tarihli dilekçeyle temyiz ettiği görülmekte ise de, hüküm fıkrasında kanun yollarına müracaat süresinin “15 gün” olarak yanıltıcı biçimde gösterilmiş olmasına nazaran temyizin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Dosya kapsamında bulunan nüfus kaydının ölüm durumunu gösteren kısmında “bilinmeyen” yazdığı, UYAP ortamından yeniden alınan güncel nüfus kaydında ise “sağ” yazdığının anlaşılması ve sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde sanığın öldüğünü beyan etmesi karşısında; sanığın sağ olup olmadığının ilgili tüm kurum ve kuruluşlardan sorulup kuşkuya yer bırakmayacak...