WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2009/22296 E. sayılı dosyası yönünden davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 29.05.2014 tarih ve 563 E., 4153 K. sayılı ilamıyla davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddianın, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasında olduğu, bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarihin önem taşıdığı, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu, davalının, alacağın varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgeler ve usulüne uygun diğer delillerle ispatlaması gerektiği, muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde...

    Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; maaş hacizlerinin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine borçlunun çalıştığı işyerince düzenlendiği ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği, bu durumda İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğu düşünülemeyeceği, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19 ve 818 sayılı BK'nın 18. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olup ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, davacı tarafından davalılar arasındaki muvazaayı kanıtlayacak şekilde herhangi bir delil gösterilmediği, ispat yükünün davacıda olduğu ve iddianın ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

      Davalı vekili, alacaklı oldukları dosyadan yasal süresi içinde satış istenmesi nedeniyle haczin düşmediğini, alacağın kambiyo senedine dayandığını, davacı ile borçlunun vekilinin aynı kişi olduğunu ve bunun yasaya aykırı bulunduğunu, takibin daha önceki tarihte yapıldığını ve muvazaa iddiasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının alacaklı olduğu takip dosyasından yasal süre içinde satış istenmesi nedeniyle haczin ayakta olduğu, muvazaaya ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgeler ve usulüne uygun diğer belgelerle ispatlamalıdır....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 12/03/2019 NUMARASI: 2014/763 Esas, 2019/221 Karar DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) KARAR TARİHİ: 13/07/2023 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; sıra cetvelinin 1. sırasında yer alan İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosya alacaklısı ...'in gerçek borçlusunun ...'ın müteveffa eşi olduğunu, muvazalı olarak ...'ın borçlu olarak gösterildiğini, borcu dosya borçlusu ...'...

          Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, sıra cetveline itiraz davalarında icra hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın sadece esas ve miktarına ya da hem sıraya hem de esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK'nın m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla İcra Mahkemesi'nde (İİK'nın m.142/son) ileri sürülmelidir....

            Açıklanan bu durum karşısında ....yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine borçlunun maaş aldığı kurumca bu madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Buna göre, .....Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın 818 sayılı BK'nın 18. maddesinde düzenlenmiş genel muvazaa iddiasına dayalı iptal istemi olduğunun kabulü ile, ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, borçlunun maaş aldığı kurumca yapılan sıralamanın İİK'nın 140. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğünce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek, davanın İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası olduğunun .../... S.3 kabulü ve ispat yükünün davalı alacaklıya yüklenmesi doğru olmamıştır. Yine........

              - K A R A R - Davacı vekili daha evvel davalı aleyhine açtıkları muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasının, muvazaanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini; ne var ki, bir başka icra takibi nedeniyle haciz için evine gidilen davalının, boşanmanın muvazaalı olduğunu ikrar ettiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi suretiyle önceki kararın kaldırılmasına ve sıra cetvelinde davalıya isabet eden payın müvekkiline isabetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece icra ve haciz tehdidi altında yapılan ikrarın bağlayıcı olmayacağı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                UETS DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) DAVA TARİHİ : 09/08/2023 KARAR TARİHİ : 11/01/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava dilekçesinde özetle; Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2021/1245 E. sayılı dosyasında düzenlenen 28/07/2023 tarihli sıra cetvelinde ilk sırada yer verilen davalı alacağının muvazaalı olması sebebiyle davalıya ödenecek tutardan öncelikle müvekkili şirket alacağının ödenmesine ve davalının haczinin geçersiz olması sebebiyle cetvelden silinmesini talep ve dava etmiştir....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır....

                    Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....

                      UYAP Entegrasyonu