Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının 08.10.2010 tarihinde geçirdiği kazası nedeniyle SGK Tedavi Hizmetleri ve Maluliyet Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda sürekli göremezlik derecesinin % 16 olduğunun ve 25.11.2013 tarihinde kontrol muayenesi gerektiğinin yazılı olduğu, ancak mahkemece kontrol kaydının sonucu araştırılmadan maddi ve manevi tazminat istemleri hakkında karar verildiği görülmektedir. Gerçekten sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminat tutarını doğrudan etkileyeceğinden göremezlik oranının kesin olarak saptanması gerektiği ortadadır. Yapılacak , davacının % 16 sürekli göremezlik oranına ait kontrol kaydı sonucunun araştırılıp, kesinleşen göremezlik oranının belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre hesaplanacak zararlar yönünden ve davacının manevi tazminat talebi hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar vermekten ibarettir.....

    Sigortalıda oluşan sürekli göremezlik oranının, sigortalıya bağlanan peşin sermaye değeri ile tazminatın miktarını doğrudan etkilediği söz götürmez. Bu nedenle, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan sürekli göremezlik oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerektiği açık-seçiktir. Somut olayda; davacının dava dilekçesinde % 6 göremezlik oranının bulunduğunu belirtmişse de Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Sağlık ve Maluliyet İşlemleri Dairesi Başkanlığı tarafından Sağlık Bakanlığı Edremit Devlet Hastanesinin 20.7.2004 tarihli raporu esas alınarak davacının sol el 2. ve 3. parmak dip seviyesinden ampute olduğu ve sürekli göremezlik derecesinin % 10,3 olduğu belirtilmiş, Adli Tıp Kurumu İzmir Şube Müdürlüğünce düzenlenen 12.2.2010 tarihli raporunda davacının sürekli göremezlik oranının % 12 olduğu mütalaa olunmuştur....

      Sigortalıda oluşan sürekli göremezlik oranının, sigortalıya bağlanan peşin sermaye değeri ile tazminatın miktarını doğrudan etkilediği söz götürmez. Bu nedenle, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan sürekli göremezlik oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerektiği açık-seçiktir. Somut olayda; davacının dava dilekçesinde % 6 göremezlik oranının bulunduğunu belirtmişse de Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Sağlık ve Maluliyet İşlemleri Dairesi Başkanlığı tarafından Sağlık Bakanlığı Edremit Devlet Hastanesinin 20.7.2004 tarihli raporu esas alınarak davacının sol el 2. ve 3. parmak dip seviyesinden ampute olduğu ve sürekli göremezlik derecesinin % 10,3 olduğu belirtilmiş, ... Kurumu İzmir Şube Müdürlüğünce düzenlenen 12.2.2010 tarihli raporunda davacının sürekli göremezlik oranının % 12 olduğu mütalaa olunmuştur....

        Somut olayda, davacının sürekli göremezlik derecesinin Kurum içi prosedürler izlenerek tespit edilmediği anlaşılmış olup, söz konusu hüküm bu yönleri ile usul ve yasaya aykırıdır. Yapılacak , ... Kurumuna davaya konu olayın kazası kabul edilip edilmediğini sormak, edilmemiş ise ... Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel verilmesi, tespit davası, bu dava için bekletici sorun yapılarak çıkacak sonuca göre; olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacının Kurum'a müracaatının sağlanarak ve usulüne uygun şekilde sürekli göremezliğinin tespitine ilişkin karar alınarak kesinleştirilmesi; itiraz halinde yukarıda belirtilen prosedüre göre sürekli göremezlik derecesinin belirlenmesinin ardından oluşacak sonuca göre bir karar vermektir....

          Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum sigortalısı T5 07/02/2013 tarihinde geçirdiği kazası nedeniyle sürekli göremezlik geliri talebinde bulunduğunu, Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 13/03/2014 tarihli kararı ile göremezlik derecesinin %45,2 olarak belirlendiğini ve bu oran üzerinden 01/03/2013 tarihinden itibaren sürekli göremezlik geliri bağlandığını, raporda kontrol gerekmediğine de yer verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı sigortalı cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddini talep etmiştir....

          Davacının itirazına rağmen sürekli göremezlik derecesinin tespiti amacıyla sigortalı yararına hükmedilecek maddi ve manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan sürekli işgöremezlik oranının 5510 sayılı Yasa'daki düzenlemeye uygun olarak hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekmektedir. Yapılacak ; sigortalıda oluşan sürekli göremezlik oranını yukarıda açıklandığı şekilde yöntemince araştırıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ :Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

            Bölge Sağlık Kurulu'nun 13.03.2017 tarih 926 sayılı kararında davacının sürekli göremezlik derecesinin %0 olduğunun belirtildiğini, sürekli göremezlik derecesi %10'un altında olduğundan davacıya gelir bağlanamayacağını, kurumun taraf olmadığı maddi ve manevi tazminat davalarında tespit edilen sürekli göremezlik dereceleri ile kusur oranlarının kurumu bağlayıcılığı olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. 2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının kolunun yaralanması üzerine davalı işverenin vakit kaybetmeden tedavisinin yapılmasını sağladığını ve tedavi sonucu davacının kolunun iyileştiğini, davacının kaza tarihinden sonra çalıştığını, kazadan dolayı sürekli göremezliğe uğramadığını belirterek davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ikinci kez takip edilmeyerek işlemden kaldırılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

              Sürekli göremezlik oranındaki artışa bağlı olarak değişime uğrayan gelir, düşük göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan göremezlik oranındaki değişim karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen göremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin, gelir başlangıç tarihi(01.07.2009) itibarıyla, artan göremezlik oranına(%44,2) göre belirlenmesi; yeni oran üzerinden belirlenmiş olan bu peşin sermaye değerli gelirden, gelir başlangıç(01.07.2009) tarihinden sürekli göremezlik derecesinin yükseldiği (02.04.2013) tarihe kadar ödenen gelirin, düşük göremezlik oranı ile artan göremezlik oranı arasındaki fark göremezlik oranına(%13) karşılık gelen miktarının mahsubu gerekecektir. Öte yandan başlangıçtaki gelir onay tarihinin esas alınması gereği de dikkate alınmalıdır....

                iptaline; T3 göremezlik derecesinin %0 olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

                Ayrıca meslekte kazanma gücü kaybı oranının (sürekli göremezlik derecesinin) %60’ın altında kaldığı durumlarda, emsallerine göre sigortalının daha fazla efor harcamak suretiyle de olsa çalışmasını sürdürüp yaşlılık aylığına hak kazanması olası bulunduğundan, 60 yaş sonrası yönünden pasif dönem zarar hesabı yapılmamalıdır. Yukarıdaki belirtilen husus ve ilkeler çerçevesinde uzman bilirkişi tarafından yöntemince rapor düzenlenerek somut olaydaki sürekli göremezlik derecesinin %60’ın altında olduğu göz önüne alınmak suretiyle pasif dönem hesabı yapılmaksızın sigortalının gerçek zararı hesaplanmalı, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile karşılaştırılıp hükme esas alınacak düşük olan tutarın kusur oranına göre davalının sorumluluğu belirlendikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu