İş Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, sürekli iş göremezlik derecesine ilişkin raporun iptaline, olayın iş kazası olmadığının ve kazalı sigortalının sürekli iş göremezlik derecesinin tespitine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....
Davaya konu somut olayda; iş kazasına uğrayan sigortalı ...'a 18.05.2004 tarihi itibariyle % 15.00 sürekli iş göremezlik derecesine göre gelir bağlandığı, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 9.9.2009 yapılan muayenesi sonucu alınan raporda , sürekli iş göremezlik derecesinin 8.6.2009 tarihi itibariyle %10,2 düştüğünün bildirildiği,Adli Tıp Kurumundan alınan 27.1.2012 tarihli raporda ise sürekli iş göremezlik derecesinin %9’a düştüğünün bildirildiği görülmüştür. Mahkemece ,aldırılan kusur raporunda , meydana gelen kazada ,işverenin %65 kusurlu olduğunun belirtildiği, bu rapora itibar edilerek geçici iş göremezlik geliri ve tedavi masrafları yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamamıştır.Ancak ,mahkemece,sürekli iş görekmezlik geliri yönünden talebin reddine karar verilmesi ,eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır....
Bu nedenle iş kazasına maruz kalan sigortalının sürekli işgöremezlik derecesinin Kurumca tespiti önemli olup iş bu davada Kurum taraf değildir. Yine manevi tazminat davaları bakımında da sigortalının sürekli iş göremezlik oranının tartışmasız olarak ortaya konulması gerektiği hususu izahtan varestedir....
Sürekli iş göremezlik derecesindeki artmaya bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek iş göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan iş göremezlik oranındaki artma karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen iş göremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle yüksek olan iş göremezlik oranına göre belirlenmesi zorunlu olup; başlangıçtaki düşük iş göremezlik oranı nedeniyle ödenen gelirlerin, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan bu peşin sermaye değerli gelirlerden çıkartılması gereği bulunmaktadır....
Sürekli iş göremezlik derecesindeki düşmeye bağlı olarak değişime uğrayan gelir, yüksek iş göremezlik oranı nedeniyle bağlanmış olan başlangıçtaki gelir olup; gelir hesabındaki unsurlardan biri olan iş göremezlik oranındaki düşme karşısında, başlangıçtaki gelirin, değişen iş göremezlik oranına uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin başladığı tarih itibariyle düşen iş göremezlik oranına göre belirlenmesi zorunlu olup; başlangıçtaki yüksek iş göremezlik oranı nedeniyle fazladan (yüksek iş göremezlik oranı ile düşen iş göremezlik oranı arasındaki fark iş göremezlik nedeniyle) ödenen fark gelirlerin, yeni oran üzerinden belirlenmiş olan peşin sermaye değerli gelire ilavesi gereği bulunmaktadır....
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden Yerel Mahkemenin davanın reddine dair gerekçesine esas 2001/27 Esas 2004/156 Karar sayılı dosyada davacının Kurumdan sürekli iş göremezliği nedeniyle gelir bağlanmasını talep ettiği ve Mahkemece sürekli iş göremezlik derecesinin % 14 olduğunun kabulüyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, eldeki davanın ise işverene karşı açılmış maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır....
İş Mahkemesinin 2016/680 esas sayılı dosyasında sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin talep yönünden tefrik kararı verildiği, anılan talebin 2017/32 esasa kaydı ile 2017/95 sayılı karar ile görevsizlik kararı verildiği ve mahkememizin yukarıdaki esasını aldığı, her ne kadar davacının sürekli iş göremezlik oranı azalmış ise de İzmir 6....
Davacıya 11.07.2011 tarihli tahsis talebine istinaden, davalı Kurum tarafından % 21 sürekli İş göremezlik derecesi üzerinden 01.10.2008 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi gereği sürekli iş göremezlik geliri bağladığı anlaşılmıştır. Sürekli iş göremezlik gelirinin başlangıcı noktasında ise, davacının 29.04.2003 tarihinde emniyete verdiği müşteki ifade tutanağı, geçici iş göremezlik belgesi, bu konuda başlatılan İş müfettişi ve SGK müfettişi incelemeleri dikkate alındığında iş kazası nedeniyle yapılan araştırmanın gecikmesinde sigortalının kusuru olmadığından 506 sayılı Kanun'un 99 ve 5510 sayılı Kanun'un 97 nci maddesindeki aleyhe hükümlerin uygulanamayacağı, Adli Tıp Üst Kurul raporunda belirtildiği üzere davacının çalışabilir raporunun düzenlendiği tarihten itibaren yani, ......
Davalı SGK vekili 30/04/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Diğer davalı sigortalı T3 kuruma 04.04.2017 tarihinde verdiği dilekçe ile 05.06.2014 tarihinde davacı iş yerinde çalışırken iş kazasına maruz kaldığını bildirdiğini ve iş kazası sonucu uğradığı iş gücü kaybı oranının tespiti ile iş kazası sürekli iş göremezlik geliri bağlanması talebinde bulunduğunu, bunun üzerine İl Müdürlüğünce inceleme başlatılarak İş Kazası Tespit Komisyonu tarafından alınan 2017/16 karar sayılı ve 27.04.2017 tarihli komisyon kararı ile söz konusu olayın 5510 sayılı yasanın 13. maddesi hükümleri dahilinde meydana gelmesi sebebiyle iş kazası sayılmasına karar verildiğini, olayın iş kazası kabul edilmesi neticesinde İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Bölge Sağlık Kurulu'nca 01.06.2017 tarihli ve 2053 sayılı rapor düzenlendiğini ve davalı kazazedenin sürekli iş göremezlik oranının % 8,2 olarak tespit edildiğini, bu orana bugüne kadar davacı tarafça da bir itiraz yapılmadığını, davacı tarafın, dava...
Bölge Adliye Mahkemesi ....Hukuk Dairesi Dava, iş kazası tespiti ile sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesince davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı Kurum yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirket yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. .... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....