Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a teslim edildiğini, ancak davalının sanki hiç ödeme yapılmamış gibi takibe devam ettiğini, davacıların ödeme gerekçesiyle takibe itiraz etmeleri üzerine davalının itirazın iptali davası açtığını ve bu davanın müvekkillerinin davayı takip edememeleri nedeniyle borca karşılık yapılan ödemeler dikkate alınmaksızın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini belirterek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacıların ödemeye yönelik itirazının haksız olduğunu, ödemelerin BK'nın 84. maddesi nazara alınarak toplam alacaktan mahsup edildiğini ve takipte halen ödenmeyen alacağın bulunduğunu, alacağın sözleşmeye dayalı olması sebebiyle sözleşme hükümlerinin geçerli olduğunu, alacak miktarının mahkeme kararı ile kesinleştiğini ve mahkemenin sözleşmede kararlaştırılan faiz oranını kabul ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Bu durumda, mahkemece; bonoya ilişkin menfi tespit isteminin konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kararın kesinleşmesi halinde bononun davacı tarafa iadesine ve davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek, yargılama giderlerinin HMK. nun 326. maddesi uyarınca taraflarının haklılık oranına göre hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile bonoya yönelik menfi tespit ve iptal istemlerinin reddi ile bono tutarı üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      İcra müdürlüğünün 2010/6702 esas sayılı icra takip dosyasına yönelik talebi bakımından 2.095,89 Dolar işlemiş faiz miktarı yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin menfi tespit isteminin reddine, davacı ve davalı tarafın icra tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2) Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Açılan menfi tespit davasında, yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine dair verilen karar ile birlikte borçlu (davacı) aleyhine takdir edilecek tazminat, İİK'nın 72/4. maddesinda hükme bağlanmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Eğirdir Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 20.04.2009 gün, 2008/13625-2009/5412 sayılı, 19.Hukuk Dairesinin 10.10.2008 gün, 2008/2529-9334 sayılı, 4.Hukuk Dairesinin 25.02.2008 gün, 2008/1844-2188 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, sözleşmeye dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği ve tarafların sıfatı itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 09.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....

            Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....

              Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 28.01.2010 gün, 2930-699 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 24.6.2010 gün, 1900-9242 sayılı, 4. Hukuk Dairesinin 23.07.2010 gün, 8788-8791 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, sözleşmeye dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....

                    Dava; davacının feshettiği sözleşmeye dayalı olarak talep ettiği cezai şart ve menfi zararına ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ... ve ... plaka sayılı araçların ... Noterliğinin .../.../... tarih ve ... ve ... yevmiye numaralı taşıt kira sözleşmeleri kapsamında davacının davalıdan sözleşmenin 7/p maddesi gereğince cezai şart, 7/e maddesi gereğince maddi ve manevi zarar talebinde haklı olup olmadığı, haklı ise talep edebileceği miktar ve faize ilişkindir. Mahkememizin .../... esas .../... Karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararının ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi'nin .../.../... tarih, .../... Esas .../... Karar sayılı ilamıyla kaldırılması üzerine dosya iş bu esasa kaydedilmiş, yargılamaya davam olunmuştur. Dosya içerisine ...A.Ş' den ... ve ... plakalı araçların hasar dosyası, ......

                      UYAP Entegrasyonu