Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....
Birleşen 2010/28E. sayılı davada davacı vekili; sözleşmeye dayalı alacakları için davalıya ihtar gönderdiğini ve icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin takip konusu alacağının sözleşmenin 13.1.2.b maddesine dayandığını, bloke edilen miktarların iadesi gerektiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline davalının %40'tan az olmamak üzere davacıya icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Birleşen 2010/257 E. sayılı davada davacılar vekili; sözleşmeye aykırı bulunan işlemleri nedeni ile hizmet alım işinin feshine karar verdiğini, davalının sözleşmeye aykırı fiil ve eylemleri nedeniyle şimdilik tespit edilen kurum alacağının 1.336.443,77 TL olduğunu belirterek tespit edilen kurum alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 23.02.2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Eğirdir Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 20.04.2009 gün, 2008/13625-2009/5412 sayılı, 19.Hukuk Dairesinin 10.10.2008 gün, 2008/2529-9334 sayılı, 4.Hukuk Dairesinin 25.02.2008 gün, 2008/1844-2188 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, sözleşmeye dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği ve tarafların sıfatı itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 09.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 28.01.2010 gün, 2930-699 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 24.6.2010 gün, 1900-9242 sayılı, 4. Hukuk Dairesinin 23.07.2010 gün, 8788-8791 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, sözleşmeye dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıca menfi tespit hükmü verilen ve davacı tarafça tahsil edilmediği iddia edilen çeke ilişkin çek bedelinin ödenip ödenmediği belirlenmeden davacı tarafın çek bedeli kadar davacıya borcu olduğunun kabulü doğru değildir. Bu durumda mahkemece, bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek davacının 2013 yılı muhasebe hizmeti bedelinin ne kadar olduğu ve buna ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı ayrı ayrı belirlenip davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı tespit edilmeli, hakkında menfi tespit hükmü bulunan çek bedelinin tahsil edilip edilmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuç dairesinde alacak miktarının hesabında nazara alınarak karar verilmelidir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/457 Esas KARAR NO : 2024/243 DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) DAVA TARİHİ : 25/11/2022 KARAR TARİHİ : 19/03/2024 Mahkememizde görülmekte bulunan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ... dan Kredi Kartı ve Ticari kredi kullandığını, borcunu ödeyemediğini ve ... Antalya ... İcra Dairesi'nin ... E. Sayılı dosyası ile 30.140,78 TL Asıl Alacak ile Kredi Kartına sabit % 28,08 , Ticari Krediye ise % 61,50 faiz uygulayarak takip başlattığını, dava Tarihi itibari ile Toplam borcu 87.500,00 TL' ye ulaştığını, ... A.Ş.'...
Davalı vekili, takibe konu alacak nedeniyle tanzim edilmiş faturaların 19.04.2013 tarihli sözleşmeye ilişkin olduğunu, davacının yapmış olduğu 5.750 TL'lik ödemenin 23.02.2012 tarihli sözleşmeye istinaden yapılan iş için tanzim edilen fatura ödemesi olduğunu, ... plakalı aracın 23.02.2013 tarihli sözleşmenin feshinden sonra bedeli ödenmek suretiyle davacıdan satın alındığını savunarak davanın reddini ve %20 tazminat istemiştir....
İstanbul 15.Sulh Hukuk Mahkemesince, takibin geçersiz sözleşmeye dayandığı iddiasıyla “sözleşmenin iptali” iddiasıyla menfi tespit talebiyle dava açıldığı, takip tarihi olan 17.6.2010 tarihine göre geçerli bir sözleşmenin bulunmadığı davacı tarafça ileri sürülmekle davanın aktin feshi talebi olarak değerlendirilemiyeceği uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir....
tarafından açılan menfi tespit davasını dava şartı kapsamında olmadığının kabul edilmesinin hakkaniyete, eşitliğe ve evrensel hukuk prensiplerine aykırı olduğu, ayrıca 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesinin altıncı fıkrasındaki düzenleme dikkate alındığında menfi tespit davası açıldıktan sonra, borçlu icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasına aynı dosya üzerinden ve kendiliğinden istirdat davası olarak devam edileceği, menfi tespit davasının bir nevi alacak davasına dönüşeceği, alacak davasının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu, bu durumda eldeki dava menfi tespit davası olarak devam ederken yargılamaya devam edip, istirdat davasına dönüşünce bu dava alacak davasıdır ve dava şartı kapsamındadır demenin hukuk güvenliğini ortadan kaldıracağı, bu nedenle de menfi tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerektiği, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı...