Davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede; taraflar arasındaki sözleşme tarihinde yürürlükte olan Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi gereğince kişilik haklarında zarara uğratılan kimse, kusur varsa zararın tazminini ve bu kapsamda manevi zarar sebebiyle de manevi tazminatın ödetilmesini isteyebilir. TBK'nın 58. ve TMK'nın 24. maddelerinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem sözkonusu olduğunda manevi tazminat adıyla yapılacak bir ödeme kişilik hakları saldırıya uğrayan kişi ya da kişilerde manevi tatmin duygusunu tatmin eder. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....
Bunun için, kişilik haklarına saldırı sonucunda kişinin ruhsal çöküntüye uğraması, elem ve üzüntü duyması gibi durumlarla karşılaşması; ayrıca, uğranılan manevi zararın usulünce ispatlanması,manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişinin, kişilik haklarının ihlal edilmesi veya bedensel bütünlüğünün zedelenmesi veya yakının ağır bedensel zarara uğraması veya ölmesi şeklinde ortaya çıkan manevi zarar ile eylem arasında uygun illiyet bağının da bulunması gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; sözleşmeye aykırılığın davacının mal varlığına yönelik olduğu ve kişilik haklarını ihlal edici nitelik taşımadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece manevi tazminat koşullarının oluşmadığından bahisle davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
İlk derece mahkemesince maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden ise davacının manevi tazminata uğradığına dair herhangi bir delil sunamaması, zarara uğradığını ispat edememesi nedeniyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin manevi tazminatın reddi yönündeki kararına karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK'nın 114/2 maddesi yollamasıyla sözleşmelerde de uygulanması gereken 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Kişilik haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için TBK'nın 58. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise kişilik haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm kanıtlara göre, davacının işyeri dosyasına göre belirsiz iş sözleşmesi ile çalıştığının tespit edildiği, poliçede aylık teminat tutarının 1.000 TL düzenlendiği, teminat miktarının da net ücretin %70'ini, brüt ücretinin ise %50'sinin geçemeyeceğinin kararlaştırıldığını, davacının en son brüt ücretinin ....643 TL olduğu, buna göre davacının sigorta poliçesinden 6.000 TL alacağının bulunduğu, davacının davalı tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle kredisini ödeyemediğini belirterek munzam zarar talep ettiği ancak kredi faizlerinin ödenmediği tarihte davacının fiilen işyerinde çalıştığı, munzam zarar talebinin yerinde olmadığı, manevi tazminat için, sözleşmeye aykırılık halinde şahsiyet hakkının tecavüze uğramış olmasının gerektiğinden davacının manevi tazminat isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle, 6.000 TL'nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir....
Görüleceği üzere, davacı sessiz kalarak sözleşmeye icazet vermiş ise de kanun hükmüne göre bu durum tazminat isteme hakkında feragat ettiği anlamına gelmemektedir. Kanunda düzenlenen hak düşürücü süre sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmek için öngörülmüş olup, davacının tazminat isteme hakkını ortadan kaldırmamaktadır. Davacının talebi sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı olduğundan TBK m.125 uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Davanın açıldığı tarih dikkate alındığında davalının zamanaşımına dayalı itirazları da yerinde görülmemiştir. Her iki tarafında kabulünde olan faturaların içeriği incelendiğinde, taraflar arasındaki sözleşme davalının güvenlik sistemine ilişkin ekipmanlarla birlikte bunların montajını, eğitimini, sistemin kurulumunu da üstlendiği, faturalarda belirtilen hizmetin kapsamı dikkate alındığında yazılımın da sözleşmenin içerisinde yer aldığını kabul etmek gerekmektedir....
Sulh Hukuk Hakimliğince verilen 15.10.2009 gün ve 499-344 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmeye aykırılık ve haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/308 Esas KARAR NO : 2023/45 DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) DAVA TARİHİ : 01/10/2020 KARAR TARİHİ : 16/02/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.), Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde özetle; davacı yazar ile davalı yayınevi arasında davacıya ait altı eserinin yayınlanması için sözleşme imzalandığı, üç eserinin yayınlandığı, üçünün ise sözleşmeye rağmen yayınlanmadığı iddiasıyla; yayınlanan “..., ..., ...” adlı kitapları için telif ücretinin eksik ödendiğini, diğer üç eserin yayınlanmamış olması nedeniyle maddi ve manevi olarak zarar gördüğü iddiasıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 12.000 TL maddi tazminat ,12.000 TL manevi tazminat ile yayınlanmayan üç kitaba...
Bu şartlar; şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, saldırı nedeniyle kişilik haklarının zarara uğraması, zarar verenin kusurlu olması ve zarar ile saldırı arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminatı gerektirmeyeceği gibi somut olayda davalı tarafından yapılan icra ve haciz işlemlerinin davacının kişilik haklarına zarar verdiğinden de söz edilemez. Bu durumda, davacının şahsi haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği hususu ispat edilmediğinden manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
in mirasçısı sıfatıyla ...tarafından müvekkiline ihtarnameler gönderilerek dava açıldığını, müvekkilinin bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının davalıdan tazminini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, dava dilekçesinde bahsedilen sözleşmenin müvekkili ile Kanal ...A.Ş. arasında imzalandığını, sözleşmenin süresinin .../01/2009 tarihinde sona erdiğini, davacının davada taraf sıfatı bulunmadığını, buna rağmen sözleşmeye konu filmlerin davacının televizyon kanalında yayınlandığını, müvekkilinin sözleşmeye aykırı herhangi bir hareketinin olmadığını, tarafların sözleşme edimlerini yerine getirdiğini ve sözleşme süresinin çok önceden sona erdiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. ... .... ...., yirminci baskı, S.202-208) Somut olayda, her ne kadar mahkemece davacının tatile gitmek amacıyla yola çıkıp eşyasının kaybolması nedeniyle çektiği sıkıntı ve uğradığı hayal kırıklığı dolayısıyla manevi zarara uğradığı kabul edilmiş ise de, bu durumun MK'nın ... ve BK'nın 49. (TBK 58) maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulü mümkün değildir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir. Bu itibarla, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, BK'nın 49....