Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/312 E. sayılı dosyasında yapılan yargılamada tespit edildiğini, davacının sözleşmenin haksız feshedilmesinden sonra eğer sözleşme feshedilmeseydi elde edeceği mahrum kaldığı kâr ile bu süreçte firmanın uğradığı itibar kaybından dolayı maddi-manevi tazminat davası açtığı olayda maddi tazminat istemlerinin 12.07.2010 tarihli ek bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde kabulünün gerektiği sonucuna varılarak bu yönden istemin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kasıt ve sebep sorumluluğu hâlleri bulunmadığı, davacının itibar kaybı şeklindeki bir manevi zarara uğradığını gösteren, davalıdan kaynaklı bir eylem tespit edilemediği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir....
Borçlar Kanunu’nun 98. maddesinin ikinci fıkrasında aynen “haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümler kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunur” denilerek sözleşmeye aykırı davranışlar nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulabileceği belirtilmiştir. Ancak sözleşmeye aykırı davranış manevi tazminat isteminin kabulü için yeterli değildir. Aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar sebebiyle TMK’nın 25. maddesi hükmü ile korunan kişilik haklarına hukuka aykırı olarak haksız saldırı da bulunulması ve dolayısıyla kişilik haklarının zedelenmesi ve ayrıca BK’nın 49. maddesi hükmünde öngörülen yasal sorumluluk koşullarının oluşması durumunda manevi tazminat istenebilir. Bir başka deyişle, sözleşmeye aykırı davranışın manevi tazminatla sorumluluğu gerektirmesi için bu halin kişilik haklarına ağır saldırı teşkil ettiğinin kanıtlanması zorunludur....
Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. TBK. nun 114. (BK'nun 98) maddesinin ikinci fıkrasında "haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır" tarzında yapılan yollamanın kapsamına manevi tazminat da girmektedir. Manevi tazminat talep edilebilmesi için kişilik hakkına hukuka aykırı tecavüzle yani borca aykırı bir davranışla manevi zarar (kişilik hakkına vaki tecavüzden duyulan acı, elem ve ızdırap) arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Kiralanan aracın, kiralamadan kısa bir süre sonra yolda arıza yapması nedeni ile 6 saat gibi bir süre yolda kalması ve yerine ikame araç verilmesinin davacı - kiracıyı üzeceği ve yorgunluğa neden olacağı açıktır....
Somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı BK’da borca aykırılıktan doğan sorumluluk nedeniyle manevi tazminat ödeneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşmeye aykırılık tek başına manevi tazminat gerektirmez ise de, özel hâl ve şartlarda davacının kişilik haklarının zedelenmesi hâlinde haksız fiilin neticelerini doğurmakta ve manevi tazminat gerektirmektedir. 818 sayılı BK’nın 98/2. maddesi gereğince haksız fiillere müteallik hükümler kıyasen sözleşmeye aykırı hareketlere de uygulanır. Borca aykırı herhangi bir davranışın, alacaklının kişilik haklarının zedelenmesine neden olması mümkündür. Borcun zamanında veya hiç yerine getirilmemesi nedeniyle meydana gelen olaylarda duyulan acı, üzüntü ile borca aykırı davranışta bulunan borçlunun eylemi arasındaki nedensellik bağının nasıl kurulacağı önem taşımaktadır....
Dava, satış sözleşmesine aykırılık nedeniyle maddi- manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle zarara uğradığını ileri sürmüş, davalı ise edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının, dava dilekçesi ekinde sunulan fatura ve müstahsil makbuzlarının dava konusu ürünün satışına ve ilaçlanmasına ait olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. HMK. madde 266' da “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” düzenlemesi yer almaktadır....
göre tüzel kişinin manevi zarara uğradığının kabul edilebilmesi için yazılı, sözlü veya görüntülü beyanlar ile tüzel kişinin ticari ve toplumsal itibarına yönelik bir saldırı gerçekleştirilmesi gerektiğini, ancak bunun dışında hukuki ihtilaflardan kaynaklanan ve sözleşmeye aykırılık iddiaları ile öne sürülen manevi tazminat taleplerinin kabul edilmez olduğunu ve haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğundan reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
göre tüzel kişinin manevi zarara uğradığının kabul edilebilmesi için yazılı, sözlü veya görüntülü beyanlar ile tüzel kişinin ticari ve toplumsal itibarına yönelik bir saldırı gerçekleştirilmesi gerektiğini, ancak bunun dışında hukuki ihtilaflardan kaynaklanan ve sözleşmeye aykırılık iddiaları ile öne sürülen manevi tazminat taleplerinin kabul edilmez olduğunu ve haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğundan reddi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
A.Ş ... 13.Asliye Ticaret Mahkemesinde davacı aleyhine 1.000 YTL maddi, 5.000 YTL manevi tazminatın tahsili amacıyla tazminat davası açmış olup, mahkemece 28.3.2005 tarihinde 2005/549 Esas, 2005/115 Karar sayılı kararla birleştirme kararı verilerek ana dava dosyası üzerinden yargılamaya devam edilmiştir. Mahkemece ana davada davacının davasından feragat etmesi nedeniyle bu davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen dava bakımından ise davalı ... A.Ş tarafından kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı-birleşen davanın davacısı ... A.Ş tarafından davacı-birleşen davanın davalısı aleyhine sözleşmeye aykırılık sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuş ve sözleşmenin haklı olarak feshedildiği ileri sürülmüştür. Her ne kadar mahkemece davacı bayii ...'...
Belediyesi arasındaki davanın sonuçlanıp kesinleştiğini, dava konusu sözleşmenin yapıldığı tarihten önce tahliye kararı verildiği halde müvekkiline bilgi verilmediğini,...de müşterilerin, durumun kamuoyuna yansıması üzerine satılan suları iade ettiğini, müvekkilinin sözleşmeye güvenerek çok sayıda mal aldığını, araç, gereç, reklam ve yatırım masrafı yaptığını, davalılardan su alacağının bulunduğunu ,davalıların fiilinden ötürü müvekkilinin manevi zararının doğduğunu iddia ederek, sözleşmenin feshine ve 257.181 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ....vekili, sözleşmenin, davacı ile diğer davalı arasında imzalandığını savunarak, müvekkili bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı kurum ile eczacı olarak yaptığı sözleşmenin, 9.6.1999 tarihinde sözleşmeye aykırı davranıldığı gerekçesiyle 4 yıl süre ile feshedildiğini, fesih kararının iptali davasının kabul edilmesi üzerine davalı ile 14.3.2003 tarihinde yeniden sözleşme yapıldığını, haksız fesih nedeniyle aradan geçen 3 yıl 9 ... 5 günlük sürede Bağ-Kur sigortalılarına ilaç satamadığını belirterek uğradığı zarar karşılığı 10.000.000.000 TM maddi tazminat ile 5.000.000.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile tahsilini istemiş, 23.2.2005 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 61.074.250.386 TL.ye artırmıştır....