Davalı banka vekili, aktif husumet itirazında bulunduğu gibi, dava dışı kredi borçlusu ... ...’nun bankadan kredi kullandığını, imzaladığı genel kredi sözleşmelerine istinaden borçlu olduğunu, bu kredinin teminatını teşkil etmek üzere davalı ...’ ın maliki bulunduğu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, ayrıca bu davalının sözleşmenin kefili de olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine yasal takibe başlandığını, taşınmaz malikinin tasarruf ehliyetine sahip olup, tesis edilen ipoteğin usulüne uygun olduğunu, taşınmazın tapu kütüğünde aile konutu şerhi bulunmadığı, bankanın konutun aile konutu olduğunu bilmesinin de mümkün olmadığını, iyiniyetle hareket ettiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre davacının eşi olan ...’ ın, ... ...’nun ......
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, davacının maliki olduğu bağımsız bölümleri yargılama sırasında satmış olduğu ve istenilen son tapu kaydından taşınmaz üzerinde hissesinin kalmadığı anlaşılmakla, ilgili kat malikleri kurulu toplantısı ve sözleşmenin iptalini istemekte hukuki yararı kalmadığı anlaşılan davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE 18/02/2019 günü oy birliğiyle karar verildi....
İİK'nun anılan maddesi uyarınca; "İhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilirler." Açıklanan yasa hükmüne göre; haciz alacaklısı kural olarak ihalenin feshini isteyemez ancak tapu sicilinde lehine haciz şerhi olan alacaklı tapu sicilindeki ilgili sıfatıyla ihalenin feshini isteyebilir. Ancak bunun için ihale tarihinde alacaklının taşınmaz üzerinde geçerli bir haczi bulunmalıdır. İcra dosyasının incelenmesinde; ihalenin feshine dair şikayetin 09/07/2019 tarihinde, yapılan ihaleden itibaren 7 günlük yasal süresi içerisinde 15/07/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır....
Vekili istinaf dilekçesi ile; tedbir kararının davalı şirket açısından telafisi imkansız zararlara yol açacağını, davacı taraf ile diğer davalı T5 akdedilen adi yazılı Taşınmaz Satış Vaadi sözleşmesi TKHK kapsamında bir sözleşme olmadığını, davalı tarafın, söz konusu sözleşmenin bir tarafı olmayıp, davacıdan bihaber olduğunu,Açıklayacak olursak; davacı tarafın tüketici olmadığını, söz konusu sözleşmenin de TKHK kanun kapsamına girmediğini, davalı şirket Gönenler Grup A.Ş.nin İyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, davalı şirket davaya konu taşınmazın yer aldığı inşaat projesinde taşeron firma olarak görev aldığını ve projede yaptığı iş karşılığında bir kısım tapular Gülahmetoğlu İnşaat tarafından müvekkile barter olarak devredildiğini, Devredilen tapular arasında davaya konu olan tapu da yer aldığını ancak müvekkil firma ilgili tapu hakkında davacı tarafından daha öncesinde bir sözleşme akdedildiğinden bihaber olduğunu, tapu devri esnasında tapu sicilinde ilgili sözleşmeye dair hiçbir...
Yasanın 795. maddesi hükmünce kural olarak da taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Kuruluş şekillerine göre intifa hakkının, sözleşmeyle kurulan intifa hakkı, kanuni (yasal) intifa hakkı hükmen kurulan intifa hakkı olmak üzere üç türü vardır. Somut olaydaki istemin dayanağı; 09.03.1998 günlü görev verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmesinin 21/a maddesidir. Gerçekten; bu hüküm «.. taşınmazların mülkiyeti hazineye, kullanım hakkı sözleşme süresinin sonuna kadar şirkete ait olacaktır….» şeklindedir. Davada, 09.03.1998 günlü sözleşmeye dayanılarak hükmen intifa hakkı tesisi istendiğinden, bu sözleşmenin hüküm ve sonuç meydana getirmesi gerekir....
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davası kesinleşmiş, üçüncü kişi olan davalılara satış yapılarak taşınmaz adlarına tescil edildiğinden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kalmamıştır. Taşınmazın, satış vaadi sözleşmesi şerhi ile birlikte satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan davalılara satılmış olması davacılara artık ifa olanağı kalmayan bu sözleşmeye dayanarak tescil isteme hakkı vermez. Davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile satış vaadi sözleşmesinin konusunun dava konusu taşınmaz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; davanın konusu 443 ada 14 parsel sayılı taşınmazda vaat borçlusu dava dışı ...'e isabet edecek miras payı olmasına rağmen taşınmazın tamamının değeri üzerinden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....
Noterliğinin 24/06/2020 tarih ve .... yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, taşınmaz satış vaadinin konu edildiği taşınmaza ait tapu kaydı ilgili tapu müdürlüğünde celp edilerek dosya arasında alınmıştır. Taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinde davalı .... Taah. A.Ş. adına kayıtlı olduğu, 09/01/2019 tarihinde davalı şirketin satış yolu ile taşınmazı edindiği, dava dilekçesinde bahsi geçen taşınmaz satış vaadine dair şerhin yer almadığı görülmüştür. Davacı vekiline dava dilekçesinde açıkça belirtilmeyen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verilmeme sebebinin bildirmek ve dava sebeplerini açıkça bildirmek üzere süre verilmiş olup, davacı vekilince sunulan dilekçe ile ilgili taşınmazın belediye beyannamesinin yapılmadığı, dosyasının oluşturulmadığı gerekçesi ile tapu müdürlüğü tarafından işlem yapılmadığı beyan edilmiştir. Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir....
MUHALEFET ŞERHİ Hukuk sistemimizde taşınmaz mülkiyeti edinmek ancak tapu sicili ile mümkündür. Tapu sicili herkese açıktır. İlgili herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfa ve belgelerin kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini tapu memurundan isteyebilir. Tapu kütüğüne yapılmış her tescil, bir ayni hakkı karşılar. Geçerli bir tescil, sicil dışı meydana gelen bir değişiklik sonucu sonradan yolsuz tescil haline gelebilir. Bu durumda bile iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından, tescilin olumlu hükmü uygulanır. Yani, iyi niyetli üçüncü kişilerin böyle bir tescile güvenerek kazandıkları ayni haklar korunur.(...m.1023) Üçüncü kişinin yolsuz kayda dayanarak ayni hak kazanımının korunabilmesi için tescilin yolsuzluğunu bilmemesi veya bilebilecek durumda olmaması gerekir. Bu bağlamda, üçüncü kişilerin Medeni Kanun’un 3. maddesi çerçevesinde iyiniyetli olması esastır....
üçüncü kişiler üzerinde caydırıcı etki yaratması için "Davalıdır" şerhi verilmesi talebinin reddedilmesinin de doğru olmadığını, istemlerin reddine dair 28.07.2020 ve 04.08.2020 tarihli ara kararların kaldırılmasına, dava konusu dükkanın tapu kaydı üzerine teminatsız veya uygun görülecek teminat ile ihtiyati tedbir konulmasına, aksi durumda dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine "Davalıdır" şerhi verilmesine karar verilmesini istemiştir....
Davalılar vekili 23.08.2022 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap ve ihtiyati tedbir kararına yönelik itiraz dilekçesini tekrarla birlikte, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı tarihte tapuda hiçbir şekilde hissesi bulunmayan davacının iş bu davada haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu haliyle dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine şerh konulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, bu haliyle taşınmazın kimseye satılamayacağının ve müvekkillerinin zarara uğrayacağını, bu nedenlerle işlenen şerhin terkinini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden tapu iptali ve tescil; istinaf konusu ihtilaf ise, dava konusu taşınmazların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ve tapu kaydı üzerine "davalıdır" şerhi işlenmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı hususuna ilişkindir....