Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; Uyuşmazlık sözleşmenin feshi nedeniyle davacının müspet zarar, menfi zarar, kar kaybı ve denkleştirme tazminatı ile manevi tazminat alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında sözleşmenin feshedildiği noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında imzalanan ...tarihli sözleşmenin 1-h ve 8....

    İlk derece ve bölge adliye mahkemesince, davacı taşeronun işi süresinde teslim etmemesi nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinden davacının sözleşmeden kaynaklı uğranılan zararlar açısından herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen 2013/40 Esas sayılı davaların reddine karar verilmiştir. Eser sözleşmesinin sona ermesi halinde, tazminat borcunun doğması için temel koşul "kusur" olduğundan, tazminat isteyen tarafın "kusursuz" olması gerekir. Bir tarafın "az kusurlu", diğer tarafın "çok kusurlu" olmasının bir önemi yoktur. Az kusurlu olan taraf da sözleşmenin bozulmasına kusuruyla sebebiyet vermiş sayılacağından tazminat isteyemez. Bu gibi durumlarda feshe taraflar "ortak kusuru" ile sebebiyet vermiş olacaklarından tazminat istenemez....

      Mahkemece; davacının sözleşmenin feshinden önce düzenlenen 2018 yılı ilk üç ayına ilişkin fatura alacağından kaynaklı 19.017,95 TL asıl alacak ve 128,76 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu, 2018 yılı Nisan ayında sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davacının Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin alacağı bulunmadığı, sözleşmenin feshinden sonra düzenlenen faturalara ilişkin takip başlatılmasında davacının kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2018 yılı ilk üç ayına ilişkin düzenlenen iki adet faturadan kaynaklı 19.017,95 TL asıl alacak ve 128,76 TL işlemiş faiz yönünden takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra tazminatının davalıdan tahsiline, Nisan ve Mayıs ayı faturaları toplam bedeli 13.266,83 TL'nin % 20'si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, taraflar hükmü istinaf etmiştir.İstinaf konusu edilen uyuşmazlık; davacının Yazılım Kiralama Sözleşmesi kapsamında takip konusu faturalar ile 2017 yılından devredilen cari hesap alacağı bulunup...

        Davalı vekili, sözleşmenin davacının kusuru nedeniyle davacı yeterli üretim gerçekleştiremediğinden, kanuna, sözleşmeye ve usulüne göre feshedildiğini, davacının komisyon alacağı hakkının bulunmadığını, Yargıtay kararları uyarınca komisyon alacağı ve portföy tazminatının aynı tazminat olup, sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, davacının sözleşmenin feshinden sonra portföyünü dava dışı başka bir şahsa devrettiğini, masrafların sözleşmeye göre davacıya ait olduğunu, faiz talebinin yerinde olmadığını, davacının ticari defterleri ile kayıtlarının sözleşmeye göre delil olarak kullanılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir....

          in 23.12.2010 tarihinde işten ayrılması nazara alındığında davacının davalı tarafça talep edilen sayıda personel göndermediği, bu suretle sözleşmeye aykırı davrandığı, davalının sözleşmenin 7.2 maddesi gereğince ihtara gerek kalmaksızın fesih hakkı bulunduğu, davacı şirket tarafından gönderilen 11.01.2011 tarihli mail içeriğinden davalının feshinden haberdar olduğu, sözleşmenin en geç bu tarih itibariyle feshedilmiş sayılması gerektiği, davalının sözleşmenin 8.1. maddesi gereğince davacının sözlemeye aykırı davaranması halinde iş başkasına yaptırabilceğinin kabul edildiği, sözleşmenin 9. maddesi ile teminat olarak verilen çeklerin sözleşmenin sona ermesinden itibaren 3 yıl süre ile davalıda kalacağının düzenlendiği, sözleşmenin 11.01.2011 tarihinde feshedildiği dava tarihi itbariyle henüz 3 yılın dolmadığı anlaşıldığından davanın reddine..." karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava; bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini talebine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından hukuka aykırı şekilde feshedilmediği, kaldı ki; dava tarihinde sözleşmenin henüz sona ermediği, davacının sözleşmenin sona ermesi nedeniyle uğramış olduğu bir zarardan söz edilemeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              tarihli sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı uğranılan tüm kar kaybı ve tazminatlar yönünden şimdilik 50.000,00 TL, 11/10/2012 tarihli sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı uğranılan tüm kar kaybı ve tazminatlar yönünden şimdilik 20.000,00 TL, sözleşme dışı iş, imalatlar ve ilave işler yönünden şimdilik 50.000,00 TL, iş, işçi ve ekipmanların atıl vaziyette kalması dolayısıyla uğranılan zarar yönünden şimdilik 50.000,00 TL olmak üzere toplam 170.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline ve 100.000,00 TL ve 410.000,00 TL bedelli teminat mektuplarının müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                nin hesabına gönderdiğini, saat 17.00 civarında paranın davalının hesabına girdiğini, buna rağmen alacaklının 28.08.2009 günü müvekkilinin iş yerinde haciz yaptığını, alacaklının takip kesinleşmeden önce ihtiyati haciz kararını aşan rakam için haciz işlemi yapmasının yasalara ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, tahsil edilmiş bir para için birçok banka ve firmalara haciz ihbarnamesi göndererek müvekkili şirketi prestij kaybına uğrattığını belirterek sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanarak müvekkilinin uğradığı 80.000,00 TL maddi zararın haksız fesih tarihinden ve haksız ihtiyati haciz nedeniyle müvekkilinin uğradığı 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız ihtiyati haciz uygulanması tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Davalı yan ise davacı --- ayıplı hizmet ifasından kaynaklı aralarındaki sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, başka servis şirketi ile anlaşma yapmak zorunda kaldığını, davacının velilerden haksız tahsil ettiği ve geri iade edilmeyen bedelleri kendilerinin karşıladığını, davanın haksız ve kötü niyetle açıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Dava, ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır....

                    Davalı vekili cevap dilekçesi ile duruşmadaki beyanlarında özetle;müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin 30/11/2013 tarihinde sona erecek olması sebebiyle, davacının yeni fiyat teklifi verdiğini , bunun üzerine ' fiyatın yüksek olduğunun, sözleşmenin yenilenmeyeceğinin, baş- ka firmalardan teklif alınacağı'nın davacıya bildirildiğini, fiyat teklifleri alındıktan sonra Ekim 2013 sonunda davacı şirket yetkilileri ile toplantı yapılarak 01/01/2014 tarihi itibariyle sözleşmenin sonlandırılmak istendiğinin bildirildiğini, davacının yıl sonuna kadar çalışabilmek için sözleşmenin yenilenmesi gerektiğinden bahisle müvekkili şirket çalışanı ...’tan imza almak suretiyle ihtara konu sözleşmeyi oluşturduğunu, tüm bunlara rağmen sözleşmenin feshinden dolayı 10 aylık kâr kaybı faturası kesilmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, faturaya kanuni süresi içerisinde itiraz ettiklerini,davacının sözleşmenin feshinden dolayı uğradığı zarar var ise ispat etmesi gerektiğini, sözleşmenin...

                      UYAP Entegrasyonu